Ukrayna ve Rusya, Türkiye’de Zirveye Hazırlanıyor: Ateşkes Umutları ve ABD’nin Rolü
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye’de yüz yüze görüşmeyi kabul etti. Bu karar, başta ABD olmak üzere uluslararası kamuoyunun dikkatini çekerken, olası bir ateşkes ve barış sürecinin başlaması umutlarını da beraberinde getirdi.
Zelenski, Putin’in önerisi üzerine gerçekleşecek olan bu görüşmenin, Ukrayna’daki kanlı çatışmalara son verme potansiyeli taşıdığını vurguladı. Açıklamasında, "Yarın başlayacak tam ve kalıcı bir ateşkes, diplomasi için gerekli zemini sağlayacaktır. Ölümleri uzatmanın bir anlamı yok. Perşembe günü Türkiye’de Putin’i bekliyor olacağım. Umarım bu kez Ruslar bahane aramazlar," ifadelerini kullandı.
Görüşme kararının alınmasında, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın da önemli bir rol oynadığı belirtiliyor. Trump, Zelenski’yi Putin’in görüşme teklifini kabul etmesi yönünde teşvik etti. Trump’ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalar, bu konudaki tutumunu net bir şekilde ortaya koydu.
Trump, "Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna ile bir Ateşkes Anlaşması yapmak istemiyor, aksine Perşembe günü Türkiye’de, olası bir KANLI SONUNU müzakere etmek için görüşmek istiyor. Ukrayna bunu HEMEN kabul etmeli. En azından bir anlaşmanın mümkün olup olmadığını belirleyebilecekler ve eğer mümkün değilse, Avrupalı liderler ve ABD, her şeyin nerede durduğunu bilecek ve buna göre hareket edebilecekler! Ukrayna’nın, Amerika Birleşik Devletleri olmadan (yakınından bile geçilemezdi!) kazanılamayacak olan 2. Dünya Savaşı Zaferini kutlamakla meşgul olan Putin ile bir anlaşma yapacağından şüphe duymaya başlıyorum. GÖRÜŞMEYİ HEMEN YAPIN!!!" şeklinde bir paylaşım yaparak, Ukrayna’nın bu fırsatı değerlendirmesi gerektiğini savundu.
Putin ise, görüşmelerin ön koşulsuz olması ve kalıcı bir barışı hedeflemesi gerektiğini belirtti. Bu açıklama, Rusya’nın müzakere masasına oturmaya istekli olduğu şeklinde yorumlandı. Ancak, Putin’in şu ana kadar herhangi bir taviz vermemesi, müzakerelerin zorlu geçebileceği endişelerini de beraberinde getirdi.
Rusya lideri, görüşmelerin savaşın temel nedenlerini ele alması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de konuyu görüşeceğini ve Erdoğan’ın müzakerelere kolaylaştırıcı rol üstlenmesini beklediğini ifade etti. Putin, müzakerelerin bir ateşkesle sonuçlanabileceğini de belirterek, bunun "sürdürülebilir" bir barışa doğru atılacak ilk adım olacağını söyledi.
Avrupa liderleri ise, Kiev’de bir araya gelerek Putin’e 30 günlük koşulsuz bir ateşkes çağrısında bulundu. Aksi takdirde, Rusya’ya yeni yaptırımlar uygulanacağı tehdidinde bulundular. Ancak Putin, bu "ültimatomları" reddetti.
ABD Başkanı Joe Biden ise, Trump’ı "Rusya’yı yatıştırmaya çalışan aptal" olarak nitelendirerek, ilk 100 gününün bir zafer olmadığını savundu. Bu açıklama, ABD’nin Rusya politikasına ilişkin farklı yaklaşımların olduğunu gösteriyor.
Putin, "Teklifimiz masada. Karar şimdi Ukrayna makamlarına ve halklarının çıkarları yerine kişisel siyasi hırslarıyla hareket eden küratörlerine kalmış durumda," dedi. Bu ifadeler, Rusya’nın müzakere masasına hazır olduğunu ancak Ukrayna’nın Batılı müttefikleri tarafından yönlendirildiğini ima ediyor.
Öte yandan, Rusya’nın başkenti Moskova’da, 2. Dünya Savaşı Zaferi’nin yıldönümü nedeniyle büyük bir askeri geçit töreni düzenlendi. Bu törende, Çin Devlet Başkanı Şi Jinping de Putin’in konuğu olarak yer aldı. Bu durum, Rusya ve Çin arasındaki ilişkilerin güçlendiği şeklinde yorumlanıyor.
Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışmalar, Avrupa’nın güvenliğini tehdit ederken, uluslararası toplumun arabuluculuk çabaları da devam ediyor. Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek olan zirve, bu çabaların en somut örneği olarak değerlendiriliyor. Zirveden çıkacak sonuçlar, Ukrayna’daki savaşın geleceği ve Avrupa’nın güvenliği açısından kritik önem taşıyor.
Zelenski ve Putin’in Türkiye’de bir araya gelmesi, barış umutlarını artırsa da, müzakerelerin zorlu geçeceği ve tarafların uzlaşmaya varmasının kolay olmayacağı tahmin ediliyor. Ateşkesin sağlanması ve kalıcı bir barışın tesis edilmesi için, her iki tarafın da taviz vermeye ve diyalog kurmaya istekli olması gerekiyor. Aksi takdirde, Ukrayna’daki çatışmaların daha da derinleşmesi ve Avrupa’nın güvenliğinin daha da tehlikeye girmesi kaçınılmaz olabilir.
Uluslararası toplum, Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek olan bu önemli zirveyi yakından takip ediyor ve taraflara destek vermeye hazır olduğunu belirtiyor. Barışın sağlanması için, tüm aktörlerin yapıcı bir rol oynaması ve diyalog kanallarını açık tutması gerekiyor.
