Yemen’deki Husiler İsrail’in Saldırılarını Kınadı: Gerilim Tırmanıyor
Yemen’deki Husi isyancılar, ülkenin batısında İsrail’in gerçekleştirdiği hava saldırılarında dört mensubunun hayatını kaybettiğini duyurdu. İran’ın desteklediği Husiler, bu saldırıların İsrail’in misillemesi olduğunu savunuyor. Husi Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre, "Amerikan-İsrail saldırganlığı" olarak nitelendirilen olayda, Bajil’deki bir çimento fabrikasına yapılan saldırıda üç kişi öldü ve 35 kişi yaralandı. Ayrıca, Hodeida limanına düzenlenen bombardımanda bir kişi hayatını kaybederken, dört kişi de yaralandı.
İsrail, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Temmuz 2024’ten bu yana beşinci kez Husilerin altyapısını hedef aldığını belirtti. İsrail, bu eylemlerin "Husi terör rejiminin İsrail Devleti’ne yönelik tekrarlanan saldırılarına" bir yanıt olduğunu iddia etti. Ancak, bir ABD askeri yetkilisi, bu saldırılara Amerika Birleşik Devletleri’nin herhangi bir katılımını reddetti. Bu durum, bölgedeki karmaşık ittifakları ve güç dengelerini daha da belirgin hale getiriyor.
Husiler, ülkenin geniş bölgelerini kontrol altında tutuyor ve 7 Ekim 2023’te başlayan İsrail-Hamas savaşından bu yana İsrail’e ve Yemen açıklarında İsrail ile bağlantılı gemilere karşı onlarca füze ve drone saldırısı düzenlediğini iddia ediyor. Husiler, bu saldırıları Filistinlilerle dayanışma amacıyla gerçekleştirdiklerini belirtiyor.
İsrail ordusuna göre, Yemen’den ateşlenen bir füze, Pazar günü ilk kez ülkenin ana havalimanı olan Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Havalimanı’nın iç çevresine isabet etti. Husiler, bu saldırıyı üstlenerek "İsrail düşmanına havaalanlarını tekrar tekrar vurarak tam bir hava ablukası uygulama çabası içinde olacaklarını" iddia etti. Bu tehdit, bölgedeki sivil havacılık güvenliği konusunda ciddi endişelere yol açıyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Husilere ve İran’a karşı bir misilleme sözü verdi. İsrail, son aylarda Husilerin stratejik hedeflerine karşı çeşitli saldırılar düzenledi. Öte yandan, İsrail’in başlıca müttefiki olan Amerika Birleşik Devletleri, Donald Trump’ın Ocak ayında Beyaz Saray’a dönmesinden bu yana Husi pozisyonlarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Husi yetkililerine göre, İsrail’in saldırıları, Pazartesi günkü saldırılar da dahil olmak üzere toplamda 29 kişinin ölümüne neden oldu.
Bölgesel Gerilim ve Uluslararası Aktörlerin Rolü
Yemen’deki Husi hareketi, uzun süredir devam eden iç savaşta önemli bir aktör olarak öne çıkıyor. İran’ın desteğiyle güçlenen Husiler, bölgedeki siyasi ve askeri dengeleri etkiliyor. İsrail’in Husi hedeflerine yönelik saldırıları, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırıyor ve olası bir bölgesel çatışma riskini artırıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgedeki rolü, İsrail’e verdiği destek ve Husi pozisyonlarına yönelik saldırılarıyla daha da karmaşık hale geliyor. ABD’nin bu müdahaleleri, İran’ın tepkisini çekerek bölgedeki vekalet savaşlarını körükleyebilir.
Uluslararası toplumun, Yemen’deki krize diplomatik bir çözüm bulmak için çabalarını artırması gerekiyor. Siyasi müzakerelerin yeniden başlatılması, ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması, bölgedeki istikrarın sağlanması için kritik öneme sahip.
Saldırıların Potansiyel Sonuçları
İsrail’in Yemen’deki Husi hedeflerine yönelik saldırıları, bir dizi potansiyel sonucu beraberinde getirebilir:
- Gerilimin Tırmanması: Saldırılar, İsrail ve Husiler arasındaki gerilimi daha da artırabilir ve daha fazla misilleme saldırısına yol açabilir. Bu durum, bölgedeki istikrarı tehdit edebilir ve daha geniş bir çatışma riskini artırabilir.
- İnsani Krizin Kötüleşmesi: Yemen, zaten dünyanın en büyük insani krizlerinden biriyle karşı karşıya. Saldırılar, sivil kayıplarını artırabilir, altyapıyı tahrip edebilir ve insani yardımların ulaştırılmasını zorlaştırabilir.
- Bölgesel İstikrarsızlık: Yemen’deki çatışma, bölgesel istikrarsızlığa katkıda bulunuyor. Saldırılar, diğer ülkelerin de çatışmaya dahil olmasına yol açabilir ve bölgedeki güç dengelerini değiştirebilir.
- Küresel Enerji Arzı Üzerindeki Etkiler: Yemen, önemli bir stratejik konuma sahip ve Babülmendep Boğazı üzerinden geçen gemi trafiği için kritik bir nokta. Saldırılar, deniz ticaretini aksatabilir ve küresel enerji arzını etkileyebilir.
Uluslararası Toplumun Sorumluluğu
Yemen’deki krizin çözümü için uluslararası toplumun sorumluluğu büyük. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, siyasi müzakerelerin yeniden başlatılması, ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması için çabalarını artırmalı. Ayrıca, tüm tarafların uluslararası hukuka uygun davranmasını sağlamak ve sivil kayıplarını en aza indirmek için gerekli önlemleri alması gerekiyor.
Yemen’deki krizin çözümü, sadece bölgesel değil, küresel güvenlik için de önemli. Uluslararası toplumun, bu krize duyarsız kalmaması ve kalıcı bir çözüm bulmak için işbirliği yapması gerekiyor.
