Gelecek Burada, Ama Biraz Da Can Sıkıcı
Gelecek nihayet geldi! Ve pek çok açıdan, bu gelecek biraz da hayal kırıklığı yaratıyor. Yeni bir ekran kartı, bir ev kredisi ödemesinden daha pahalı. Çünkü milyarderler, gezegeni kaynatmak ve Hayao Miyazaki’yi aynı anda ağlatmak için tüm ekran kartlarını sömürüyorlar. Üstelik ben hala Marty McFly’ın kaykayına sahip değilim. Ama en azından kapıma kelimenin tam anlamıyla uçan fast food sipariş edebiliyorum. Eh, bu da bir şey.
Aslında, Charlotte, Kuzey Carolina’da yaşıyor olsaydım – daha doğrusu Arboretum Alışveriş Merkezi’ne dört mil mesafede – uçan bir köri siparişi verebilirdim. Çünkü DoorDash, şu anda drone aracılığıyla yemek teslimatı sunuyor. Panera Bread, Matcha Cafe Maiko ve Joa Korean gibi yerel restoranlardan sınırlı bir seçenek arasından seçim yapabiliyorsunuz. Bu son genişleme, drone teslimat şirketi Wing ile yapılan bir ortaklığın bir parçası. Teslimatlar ayrıca, Logan City, Avustralya’da yapılan bir pilot (ha!) programının ardından, Dallas-Fort Worth ve güneybatı Virginia’nın minik dilimlerinde de mevcut.
Basın açıklamasına göre Wing’in dronları otonom, yani insan pilota ihtiyaçları yok. Dronlar da oldukça heybetli. Tanıtım fotoğrafları, iki kanat ve iki destek üzerine yayılmış en az 16 pervaneye sahip bir tasarım gösteriyor. Fast food paketini de ana gövdenin altına sıkıştırıyor. Torbalar, drone havadayken insanlar tarafından yükleniyor ve yiyecekler daha sonra hedefe uzatılabilir bir kabloyla indiriliyor, böylece drone’nun iniş yapmasına gerek kalmıyor. Oldukça hoş, ancak ters gidebilecek pek çok şey olduğunu da düşünüyorum.
Charlotte, NC’de (veya diğer tanıtım lokasyonlarında) yaşıyorsanız, adresinizin Wing’in web sitesinde hizmet alanında olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. DoorDash, yeni bölgede deneyecek herkese 1 dolarlık bir Panera mac and cheese ikram ediyor.
Burada asıl mesele, geleceğin hayallerimizin ne kadar uzağında olduğu. Yıllardır uçan arabalar ve robot uşakları hayal ediyoruz. Bunun yerine, milyarderlerin uzaya seyahatlerini finanse etmek için kaynakları tüketen ve bizi küçük bir bölgede drone ile teslim edilen bir kase makarnaya sevinmeye zorlayan bir geleceğe sahibiz.
Bununla birlikte, drone teslimatları gerçekten de bir devrim niteliğinde olabilir. Özellikle kırsal alanlarda veya ulaşımın zor olduğu yerlerde yaşayan insanlar için büyük bir kolaylık sağlayabilir. Ayrıca, geleneksel teslimat yöntemlerine göre daha hızlı ve daha verimli olabilirler. Ancak, drone teslimatlarının yaygınlaşmasının önünde hala bazı engeller var. Bunların en önemlisi, düzenlemeler. Şu anda, drone’ların nerede ve ne zaman uçabileceğine dair çok sayıda kısıtlama var. Ayrıca, drone’ların güvenliği konusunda da endişeler var. Bir drone’nun düşmesi veya çalınması durumunda ne olacak?
Bir diğer sorun ise, drone teslimatlarının maliyeti. Şu anda, drone teslimatları geleneksel teslimat yöntemlerinden daha pahalı. Ancak, teknoloji geliştikçe ve drone’lar daha yaygın hale geldikçe, maliyetlerin düşmesi bekleniyor.
Son olarak, drone teslimatlarının çevre üzerindeki etkisi de dikkate alınması gereken bir faktör. Drone’lar, geleneksel teslimat araçlarına göre daha az emisyona neden olsalar da, yine de bir miktar kirlilik yaratıyorlar.
Tüm bu zorluklara rağmen, drone teslimatlarının gelecekte önemli bir rol oynayacağına inanıyorum. Özellikle şehirlerde, trafik sıkışıklığını azaltmaya ve teslimat sürelerini kısaltmaya yardımcı olabilirler. Ayrıca, kırsal alanlarda yaşayan insanlar için de önemli bir ulaşım aracı olabilirler.
Ancak, drone teslimatlarının yaygınlaşması için, düzenlemelerin netleştirilmesi, güvenlik endişelerinin giderilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gerekiyor. Ayrıca, drone teslimatlarının çevre üzerindeki etkisini de en aza indirmek için çalışmalar yapılması gerekiyor.
Sonuç olarak, drone teslimatları heyecan verici bir teknoloji, ancak hala bazı sorunları çözmesi gerekiyor. Gelecekte yaygınlaşması için, hem şirketlerin hem de hükümetlerin birlikte çalışması gerekiyor.
Michael, 10 yıllık bir teknoloji gazetecisi ve Apple’dan ZTE’ye kadar her şeyi kapsıyor. PCWorld’de klavye meraklısı, her zaman yeni bir klavye incelemesi yapıyor ve boş zamanlarında yeni bir mekanik klavye oluşturuyor veya masaüstü savaş istasyonunu genişletiyor. Michael’ın önceki yazıları arasında Android Police, Digital Trends, Wired, Lifehacker ve How-To Geek yer alıyor ve CES ve Mobil Dünya Kongresi gibi etkinlikleri canlı olarak takip etti. Michael, bir sonraki kano gezisini dört gözle beklediği Pennsylvania’da yaşıyor.