Trump’ın Eğitim Bakanlığı’nı Kapatma Girişimi ve Öğrenim Kredilerinin Geleceği Üzerine Belirsizlik
Eski Başkan Donald Trump, Cuma günü yaptığı açıklamada, öğrenim kredilerinin yönetimini Eğitim Bakanlığı’ndan alarak doğrudan Küçük İşletmeler İdaresi’ne (SBA) devretme kararı aldığını duyurdu. Oval Ofis’te gazetecilere konuşan Trump, "Onlar buna hazırlar, bekliyorlar. Geçmişte olduğundan çok daha iyi hizmet verecekler," dedi.
Trump’ın bu açıklaması, Perşembe günü yönetimine Eğitim Bakanlığı’nı dağıtma emri vermesiyle eş zamanlı geldi. Bu emir, Trump’ın seçim kampanyasındaki önemli vaatlerinden birini yerine getirme amacını taşıyor olsa da, Beyaz Saray, bakanlığın Kongre’nin onayı olmadan tamamen ortadan kaldırılamayacağını ve kaldırılmayacağını kabul etti.
Trump ayrıca, özel ihtiyaçların karşılanması, beslenme programları ve diğer ilgili konuların Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı (HHS) tarafından devralınacağını belirtti.
Eğitim Veri Girişimi’ne göre, 2024 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki öğrenim kredisi borcu toplamda 1,777 trilyon doları buldu ve bu borç 42,7 milyon öğrenci tarafından taşınıyor.
Trump’ın yayınladığı başkanlık emri, Eğitim Bakanı Linda McMahon’a "yasaların izin verdiği ve uygun olduğu azami ölçüde, Eğitim Bakanlığı’nın kapatılmasını kolaylaştırmak ve eğitim üzerindeki yetkiyi eyaletlere ve yerel topluluklara iade etmek için gerekli tüm adımları atmasını" emrediyor. Bu doğrultuda, bakanlık personelinin yaklaşık yarısının işten çıkarıldığı bildiriliyor.
SBA’nın Rolü ve Zorluklar
SBA’nın ülkenin devasa öğrenim kredisi portföyünü ne zaman ve nasıl devralacağı, bu geçiş sürecinde borçluların ne tür aksaklıklar yaşayabileceği henüz net değil. Üniversiteler ve kolejler, Eğitim Bakanlığı’nın Federal Öğrenci Yardımı ofisinde yüzlerce çalışanın işten çıkarılmasının ardından zaten birikim sorunları yaşadıklarını bildiriyor.
Ülke genelindeki lise öğrencileri hala hangi üniversitelere kabul edildiklerini öğrenmeye çalışıyor ve federal öğrenci yardımı başvurusunda bulunma sürecindeler.
1953 yılında kurulan SBA, küçük işletmelere ve afet sonrası toparlanma kredileri sağlamak amacıyla kuruldu. Pandemi sırasında küçük işletmelere yardım dağıtma konusunda önemli bir rol oynadı.
SBA’nın Personel Kesintisi ve Geçmişteki Eleştiriler
Trump’ın duyurusundan kısa bir süre önce, SBA bir basın açıklamasıyla iş gücünü %43 oranında azaltacağını, yaklaşık 6.500 aktif çalışandan 2.700’ünü işten çıkaracağını duyurdu.
Eğitim Bakanlığı’nın Federal Öğrenci Yardımı ofisinde ise soru, başvuru ve sorunları çözmek için yaklaşık 1.500 çalışan bulunuyordu.
SBA, pandemi sırasında COVID ile ilgili yardım kredilerinde büyük miktarda dolandırıcılık ve kötüye kullanımla eleştirilmişti. Ajansın Genel Müfettişi, 2023’te ajansın potansiyel olarak dolandırıcılık içeren 200 milyar doların üzerinde kredi dağıttığını ve bunun dağıtılan tüm kredilerin %17’sine denk geldiğini tahmin etti.
Alternatif Yaklaşımlar ve Gelecek Belirsizliği
Trump, 6 Mart’ta Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada, öğrenim kredilerini Hazine Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı veya Küçük İşletmeler İdaresi’nin yetki alanına almayı düşündüğünü söylemişti.
Bu gelişmeler, öğrenim kredilerinin geleceği ve Eğitim Bakanlığı’nın akıbeti konusunda önemli soru işaretleri yaratıyor. Trump’ın bu adımlarının yasal dayanağı, uygulanabilirliği ve öğrenim kredisi borçluları üzerindeki etkisi henüz tam olarak anlaşılamamış durumda.
Muhtemel Etkiler ve Zorluklar:
- Öğrenim kredisi borçluları için kafa karışıklığı ve belirsizlik: Kredilerin hangi kurum tarafından yönetileceği ve bu geçişin nasıl gerçekleşeceği konusundaki belirsizlik, borçluların kafasını karıştırabilir ve endişeye yol açabilir.
- Öğrenim kredisi ödemelerinde aksaklıklar: Geçiş sürecinde, ödemelerde gecikmeler, yanlışlıklar veya diğer aksaklıklar yaşanması muhtemeldir.
- Öğrenci yardımı başvurularında gecikmeler: Eğitim Bakanlığı’ndaki personel kesintileri ve SBA’nın devralma süreci, öğrenci yardımı başvurularının değerlendirilmesinde ve onaylanmasında gecikmelere neden olabilir.
- SBA’nın kapasitesi ve uzmanlığı konusundaki endişeler: SBA’nın küçük işletmelere odaklı bir kurum olması ve öğrenim kredisi yönetimi konusunda sınırlı deneyime sahip olması, bu görevi başarıyla yerine getirip getiremeyeceği konusunda endişelere yol açıyor.
- Dolandırıcılık ve kötüye kullanım riskinin artması: SBA’nın geçmişte COVID ile ilgili yardım kredilerinde dolandırıcılık ve kötüye kullanımla eleştirilmesi, öğrenim kredisi yönetiminde de benzer sorunların yaşanabileceği endişesini artırıyor.
Trump’ın bu radikal adımları, ABD eğitim sisteminde ve öğrenim kredisi politikalarında önemli değişikliklere yol açabilir. Ancak, bu değişikliklerin etkileri ve uzun vadeli sonuçları henüz belirsizliğini koruyor. Bu süreçte, hem borçluların hem de eğitim kurumlarının dikkatli olması ve gelişmeleri yakından takip etmesi büyük önem taşıyor.