Trump Yönetimi ve Medya Arasındaki MS-13 Gerginliği: Miller’dan Sert Eleştiriler
Eski Başkan Donald Trump’ın ekibinden Stephen Miller, Beyaz Saray’da düzenlediği bir brifingde medyayı MS-13 ve Tren de Aragua çete şiddetini yeterince ele almamakla suçlayarak sert eleştirilerde bulundu. Miller, bazı medya kuruluşlarının Trump yönetiminin sınır dışı ettiği ve El Salvador’da tutulan bir MS-13 üyesini "desteklemeye" çalıştığını iddia etti.
Miller, gazetecilerin Kilmar Abrego Garcia hakkındaki sorularına yanıt verirken, Abrego Garcia’nın şiddet geçmişine sahip olduğunu, eşine yönelik tekrarlanan tehdit ve saldırılarda bulunduğunu ve insan kaçakçılığı suçlarına karıştığını belirtti. Miller, Abrego Garcia’nın parmaklarındaki MS-13 dövmesinin de çete üyeliğinin kanıtı olduğunu vurguladı.
Miller, Biden yönetimini ülkeye "şiddet yanlısı kaçakları" getirmekle suçlayarak, eski başkanın iki Tren de Aragua üyesini denetimli serbestlikle salıverdiğini, bu kişilerin daha sonra Haziran 2024’te 12 yaşındaki Jocelyn Nungaray’ın cinsel saldırıya uğrayıp öldürülmesinde tutuklandığını söyledi.
Miller, "Çoğu gazeteniz, bu olay yaşandığında Jocelyn’in hikayesini hiç ele almadı. Ele aldığınız kadarıyla da Başkan Trump sizi sürekli olarak gündeme getirerek ele almaya zorladığı için ele aldınız. Sizi utandırmak zorunda kaldı," dedi.
Miller, gazetecilere hitaben yaptığı konuşmada, "Sizler sürekli olarak bu MS-13 teröristlerinin yanında yer alıyorsunuz ve maddi imkanlarınız elverdiğince, bu tür çete üyelerinden olabildiğince uzak apartman dairelerinde veya evlerde yaşamayı tercih ediyorsunuz," ifadelerini kullandı.
Miller, sınır dışı edilen bir zanlının MS-13 dövmeleri olduğu iddiasını destekleyen fotoğrafların aksine, "Bu konuda hiçbir tartışma yok," dedi.
Miller, brifingdeki gazetecilere vergisiz, bedava bir ev teklif etse bile, MS-13, Meksika Mafyası veya Sinaloa Karteli üyelerinin yanında yaşamak istemeyeceklerini savundu. "Sizi orada yaşamaya ikna edemezdim," dedi.
Miller, "Ama siz, haberlerinizle, masum Amerikalıları bu insanları komşuları olmaya zorluyorsunuz ve bir gün kızları evlerinden kaçırılıp tecavüze uğrayıp öldürülebilir," diye ekledi.
Miller, "Bu nedenle, bu yönetimden veya Başkan Trump’tan ülkemizi ve evlerimizi işgal eden teröristlere zerre sempati duymayacaksınız," diyerek sözlerini tamamladı.
Miller’ın suçlamalarının içeriği:
- Medyanın MS-13 ve Tren de Aragua şiddetini yeterince ele almaması.
- Bazı medya kuruluşlarının sınır dışı edilen bir MS-13 üyesini "desteklemeye" çalışması.
- Biden yönetiminin ülkeye "şiddet yanlısı kaçakları" getirmesi.
- Medyanın, şiddetten uzak güvenli bölgelerde yaşarken, masum Amerikalıları tehlikeli çete üyeleriyle komşu olmaya zorlaması.
Miller’ın bu suçlamalarının arkasındaki olası nedenler:
- Trump yönetiminin göçmenlik politikalarını savunmak.
- Medyanın Trump karşıtı bir tutum sergilediğini iddia etmek.
- Kamuoyunun dikkatini suç oranlarına çekerek korku yaratmak.
- Medya üzerindeki baskıyı artırarak haber akışını etkilemeye çalışmak.
Bu iddiaların doğruluğu ve etkileri:
Miller’ın iddialarının doğruluğu tartışmalıdır. Medyanın MS-13 ve Tren de Aragua şiddetini ne ölçüde ele aldığı, haberlerin içeriği ve tonu gibi faktörler değerlendirilmelidir. Bazı medya kuruluşları Trump yönetimini eleştirirken, bazıları da desteklemiştir.
Bu tür suçlamalar, medya güvenilirliğini zedeleme, kamuoyunu kutuplaştırma ve gazeteciler üzerinde baskı yaratma potansiyeline sahiptir. Ayrıca, göçmen karşıtı söylemi körükleyebilir ve toplumda ayrımcılığa yol açabilir.
Bu olay, siyasi aktörler ve medya arasındaki gerginliğin ve haberlerin sunulma biçiminin siyasi amaçlar için nasıl kullanılabileceğinin bir örneğidir. Kamuoyunun, bu tür iddiaları eleştirel bir şekilde değerlendirmesi ve farklı kaynaklardan bilgi alarak kendi görüşlerini oluşturması önemlidir.
