Trump, Katar’dan 400 Milyon Dolarlık Jumbo Jet Hediyesini Savundu
Başkan Donald Trump, Salı günü Air Force One’da Sean Hannity ile yaptığı özel röportajda, Katar’dan 400 milyon dolarlık bir jet kabul etme kararını savunmaya devam etti. Trump, Katar kraliyet ailesinden jumbo Boeing 747-8 jetini kabul etme planı, hediye haberinin Pazar günü duyulmasından bu yana tepkiyle karşılandı.
Trump, Hannity’ye şunları söyledi: "Şimdi, bazı insanlar, ‘Ülke için hediye kabul etmemelisiniz’ diyor. Benim tavrım şu: Neden hediyeyi kabul etmeyeyim? Herkese veriyoruz? Neden hediyeyi kabul etmeyeyim?"
TRUMP, BOEING YENİ AIR FORCE ONE FİLOSUNU TESLİM ETMEDİĞİ İÇİN KATAR JUMBO JET TEKLİFİNİ SAVUNDU
Lüks jet, Boeing’in yeni Air Force One filosunun üretimindeki gecikmeler nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’ne teklif edildi. Mevcut başkanlık uçağının uçurulmasına gerek kalmaması için geçici bir ulaşım yöntemi olarak hizmet verecek.
Trump, AF1’in neredeyse 40 yaşında olduğunu ve Suudi Arabistan, BAE ve Katar’daki uçaklarla karşılaştırıldığında "çok daha az etkileyici" göründüğünü söyledi. Trump, Hannity’ye "Biliyorsunuz, Amerika Birleşik Devletleri’yiz. Bence en etkileyici uçağa sahip olmalıyız" dedi.
TRUMP, KATAR’IN HEDİYESİNİ SAVUNMAK İÇİN UÇAĞIN SAHİPLİĞİNİ AÇIKLIĞA KAVUŞTURDU
Boeing’in yeni filoyu teslim etmede geride kalmasının yanı sıra, jumbo jetin Katar’ı "uzun yıllardır" başarıyla savunmada "iyi bir iş çıkardığı" için Savunma Bakanlığı’na bir hediye olduğunu Trump, röportajdan birkaç saat sonra Truth Social’da ekledi. "Neden ordumuz ve dolayısıyla vergi mükelleflerimiz, iyi bir iş çıkardığımız için bizi ödüllendirmek isteyen bir ülkeden ÜCRETSİZ olarak alabilecekken yüz milyonlarca Dolar ödemek zorunda kalsın?" diye yazdı.
Trump, Boeing’in yeni AF1 filosunu teslim etmesinin ardından uçağın başkanlık kütüphanesine emekli edileceğini söyledi.
FOX NEWS UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN
Başkan, ikinci döneminin ilk büyük uluslararası gezisini işaret eden dört günlük Orta Doğu ziyaretinin bir sonraki durağı için Çarşamba günü Katar’da olacak. Salı gününü Suudi Arabistan’da Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüşerek geçirdi.
Katar Jumbo Jet Hediyesi Tartışması Büyüyor
Başkan Trump’ın Katar’dan 400 milyon dolarlık jumbo jet hediyesi kabul etme kararı, etik ve ulusal güvenlik endişeleri nedeniyle siyasi arenada ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Hediye, potansiyel çıkar çatışmaları ve yabancı bir hükümetin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı üzerindeki etkisine ilişkin soruları gündeme getirdi.
Eleştirmenlerden Sert Tepkiler
Trump’ın kararını eleştirenler, bu tür büyük bir hediyenin kabul edilmesinin, Katar’ın ABD politikası üzerindeki etkisine kapı açabileceğini ve ABD’nin dış politikasının bağımsızlığını tehlikeye atabileceğini savunuyorlar. Eleştirmenler ayrıca, hediye kabulünün etik açıdan sorgulanabilir olduğunu ve başkanın, ulusal çıkarları kişisel çıkarlarının üstünde tutması gerektiğini vurguluyorlar.
Trump Yönetiminden Savunma
Trump yönetimi ise hediyeyi, Katar’ın ABD’nin Ortadoğu’daki güvenliğine yaptığı katkıları takdir etme ve ABD ordusunun yükünü hafifletme çabası olarak nitelendiriyor. Yönetim yetkilileri, hediyenin herhangi bir çıkar çatışması yaratmadığını ve ABD’nin dış politikasını etkilemeyeceğini savunuyorlar.
Yasal ve Etik Boyutlar
Hediyenin kabul edilmesi, ABD yasaları ve etik kuralları açısından da tartışma konusu oldu. Bazı hukuk uzmanları, başkanın bu tür büyük bir hediyeyi kabul etmesinin, "hediye yasağı" olarak bilinen ve kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken tarafsızlıklarını etkileyebilecek hediyeler almasını engelleyen yasalara aykırı olabileceğini belirtiyorlar.
Kamuoyunun Tepkisi
Kamuoyunun tepkisi de bölünmüş durumda. Bazı Amerikalılar, Trump’ın hediyeyi kabul etme kararını, ABD’nin çıkarlarına hizmet eden pratik bir adım olarak görürken, diğerleri etik açıdan yanlış ve potansiyel olarak tehlikeli buluyor.
Olayın Geleceği
Katar jumbo jet hediyesi tartışması, Trump’ın görev süresinin sonuna yaklaşırken de gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Hediyenin kabul edilmesi, gelecekteki başkanların benzer durumlarla nasıl başa çıkacakları konusunda önemli bir emsal teşkil edebilir. Ayrıca, bu olay, ABD’nin dış politika kararlarında etik ilkelerin ve ulusal güvenliğin korunmasının önemini bir kez daha vurguluyor.