Trump Yönetiminden Güney Afrikalı Beyazlara Mülteci Statüsü: Tartışmalı Bir Karar

Donald Trump yönetiminin, ABD’ye mülteci alım programını askıya almasının ardından, beyaz Güney Afrikalılara yönelik istisnai bir karar alması, uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı. Trump, bu grubun ırkçı ayrımcılığa maruz kaldığını iddia ederek, onlara mülteci statüsü tanımayı kararlaştırdı.

Yaklaşık 60 Güney Afrikalı beyaz Afrikaner etnik grubuna mensup kişinin, Trump yönetimi tarafından mülteci olarak sınıflandırıldığı ve 12 Mayıs’ta ABD’ye gelmesi beklendiği bildirildi. Bu karar, Güney Afrika’nın geçmişteki apartheid rejimini ve günümüzdeki toprak reformu politikalarını yeniden gündeme getirdi.

Apartheid’ın Mirası ve Toprak Reformu Tartışmaları

Güney Afrika, onlarca yıl boyunca beyaz azınlığın hakimiyetinde, apartheid adı verilen ve ırk ayrımcılığına dayalı bir sistemle yönetildi. Bu sistem, çoğunluğu oluşturan Siyah Güney Afrikalıların temel haklarını elinden alarak, onları etnik gettolarda yaşamaya zorladı. 1994 yılında apartheid’ın sona ermesiyle birlikte, ülke yeni bir döneme girdi.

Ancak, beyaz Güney Afrikalılar, nüfusun azınlığını oluşturmalarına rağmen, yeni bir yasayla haksızlığa uğradıklarını iddia ediyorlar. Bu yasa, Güney Afrika hükümetine, kamu yararı gerekçesiyle bazı durumlarda tazminat ödemeden mülklere el koyma yetkisi veriyor. Bu durum, beyaz çiftçiler arasında büyük bir endişe yaratmış durumda.

Trump, Afrikanerlere olan desteğini ilk döneminden beri dile getiriyordu. Ancak, Toprak Gaspı Yasası olarak bilinen yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, bu desteğini daha da artırdı. Trump, Güney Afrika hükümetini "topraklara el koymakla ve belirli sınıflara ÇOK KÖTÜ davranmakla" suçladı.

Trump Yönetiminden Mülteci Politikası ve Güney Afrika’ya Yönelik Adımlar

Beyaz Güney Afrikalıların ABD’ye gelişi, Trump’ın Şubat ayında imzaladığı ve Afrikanerlere "devlet destekli ırk temelli ayrımcılıktan kaçan" kişilere öncelik tanıyan bir kararnameyle mümkün oldu. Bu kararname, Trump’ın başkanlığının ilk gününde imzaladığı ve onlarca yıllık ABD Mülteci Kabul Programı’nı askıya alan ayrı bir kararnameyle çelişiyordu.

Beyaz Saray yetkilileri, Güney Afrika’daki durumun, mülteci programının oluşturulma nedenlerini tam olarak karşıladığını savunuyor. "Bu, belirli bir özelliğe, bu durumda ırka dayalı zulümdür. Dolayısıyla bu, ırk temelli bir zulümdür" şeklinde açıklama yapıldı.

Tesla CEO’su Elon Musk da, Güney Afrika’dan olması sebebiyle, Toprak Gaspı Yasası’nı açıkça eleştiriyor. Trump, Şubat ayında Güney Afrika’ya yapılan dış yardımı kesme kararı aldı.

Güney Afrika’dan Tepkiler ve Ayrımcılık İddiaları

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, Trump’ın toprak gaspı ve beyaz Güney Afrikalılara yönelik ayrımcılık iddialarını reddetti. Ramaphosa ve Toprak Gaspı Yasası’nı savunanlar, politikaların ülkenin apartheid döneminden kalma toprak sahipliğindeki eşitsizlikleri gidermek için gerekli olduğunu savunuyor.

Apartheid’ın sona ermesinden 30 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, tipik bir Siyah Güney Afrikalı hanenin, tipik bir beyaz hanenin servetinin sadece %5’ine sahip olduğu belirtiliyor.

Güney Afrika Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, "Ayrımcılık iddialarının asılsız olduğunu yineliyoruz. Güney Afrikalıların mülteci kılığında ABD’ye yerleştirilmesinin tamamen siyasi güdümlü olması ve Güney Afrika’nın anayasal demokrasisini sorgulamaya yönelik tasarlanmış olması son derece üzücüdür. Apartheid rejimi altında gerçek zulüm görmüş ve bu türden ayrımcılığın bir daha yaşanmaması için yorulmadan çalışmış bir ülke" ifadelerini kullandı.

Uluslararası Yansımalar ve Beklentiler

Washington Post’un haberine göre, yaklaşık 60 Afrikanerin 12 Mayıs’ta Dulles Uluslararası Havaalanı’na bir Devlet Bakanlığı uçağıyla gelmesi ve törensel bir basın toplantısı düzenlenmesi planlanıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, kaç Güney Afrikalı mültecinin beklendiğini teyit etmedi, ancak ABD’nin Pretoria Büyükelçiliği’nin ABD’ye taşınmak isteyen kişilerin başvurularını değerlendirdiğini ve mülakatlar yaptığını belirtti.

Bu tartışmalı karar, uluslararası ilişkilerde yeni bir gerginlik yaratırken, Güney Afrika’daki toprak reformu politikaları ve beyaz azınlığın geleceği hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. ABD’nin bu adımı, diğer ülkelerdeki azınlık grupların hakları ve mülteci politikaları konusunda da emsal teşkil edebilir.