ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergileri uygulaması, beş küçük işletme tarafından yasa dışı bir yetki gaspı olarak nitelendirilerek federal bir ticaret mahkemesi tarafından durdurulması talep edildi. Ancak hükümet avukatları, başkanların ülkenin kuruluşundan bu yana gümrük vergileri uyguladığını savunuyor. ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi, davaya konu olan gümrük vergilerinin dava süresince geçici olarak engellenmesi talebini 22 Nisan’da zaten reddetmişti. Yargıçlar Gary Katzmann, Timothy Reif ve Jane Restani, davanın daha fazla kanıt toplanmadan hızlı bir şekilde karara bağlanıp bağlanamayacağına dair argümanları 13 Mayıs’ta New York’ta dinledi.
Trump, 2 Nisan’da dünyanın dört bir yanından ithalatlara %10 oranında gümrük vergisi getirmiş, ABD’ye ithal ettiğinden daha fazla satış yapan Çin gibi ülkelere daha yüksek oranlar uygulamıştı. Trump, gümrük vergilerinin milyarlarca dolar gelir elde etmenin yanı sıra şirketleri ABD’deki üretimi artırmaya teşvik edeceğini savunmuştu.
Kâr amacı gütmeyen bir kamu yararı dava firması olan Liberty Justice Center tarafından temsil edilen şirketler, Trump’ın herhangi bir ülkeye herhangi bir zamanda sınırsız, denetlenemeyen gümrük vergileri uygulama yetkisi olmadığını iddia ediyor. Şirketleri temsil eden avukat Jeffrey Schwab, "Başkan’ın ‘Kurtuluş Günü’ gümrük vergileri olarak adlandırdığı uygulama, yürütme yetkisinin benzeri görülmemiş ve yasa dışı bir şekilde genişletilmesini temsil ediyor" dedi ve ekledi: "Kongre’nin amacı bu değildi."
Adalet Bakanlığı avukatı Eric Hamilton, Yüksek Mahkeme’nin başkanın gümrük vergisi yetkisini 1974’te bir davada onayladığını söyledi. Hamilton, mahkemelerin Trump’ın Uluslararası Acil Ekonomik Yetkiler Yasası kapsamında ilan ettiği ulusal acil durumlar gibi siyasi kararları hiçbir zaman incelemediğini belirtti. Ayrıca Senato da Nisan ayında yapılan bir oylamada Trump’ın gümrük vergilerini engellemeyi reddetti. Hamilton, "Bunlar, nihayetinde siyasi kurumlar tarafından kararlaştırılan sorular" diyerek Kongre veya başkan tarafından alınan gümrük vergisi kararlarını işaret etti.
Yargıç Jane Restani, mahkemenin gümrük vergilerinin "olağan dışı" veya "sıra dışı" bir duruma yanıt verip vermediğini nasıl değerlendirebileceğini sordu. Restani, "Mahkeme bu sınırı nasıl çizecek?" diye sordu ve ekledi: "Görünce anlarsın işe yaramaz. Bana birkaç kelime söyleyin."
Schwab, Trump’ın çağrısının bir acil durumun çok dışında olduğunu, çünkü ülkenin onlarca yıldır ticaret açığı verdiğini söyledi. Schwab, "Bu mahkemeden bir hakem olmasını ve faul çalmasını istiyorum" dedi. "Bana ‘Faul bölgesi nerede? Dizlerin hizasında mı yoksa biraz altında mı?’ diye soruyorsunuz. Ben de diyorum ki bu çılgın bir atış ve vurucunun diğer tarafında ve arka stopa çarptı, bu yüzden farkı tartışmamıza gerek yok."
Adalet Bakanlığı avukatları, Kongre’nin başkanlara dış ilişkileri yürütme ve 1794’ten beri gümrük vergileri de dahil olmak üzere ticareti düzenleme yetkisi verdiğini söyledi. Ancak Schwab, ticareti düzenlemenin ithalatı vergilendirmekten ziyade denetimler anlamına geldiğini savundu.
Yargıç Gary Katsmann, ABD Yüksek Mahkemesi’nin aynı ifadenin, ülkenin altın standardından ayrıldığı dönemde eski Başkan Richard Nixon’ın ithalatlara uyguladığı ek ücretlere izin veren 1974 tarihli bir kararda onayladığını belirtti. Katsmann, "Yasal dil aynıyken neden zıt bir sonuca varmamızı öneriyorsunuz?" diye sordu.
Schwab, Trump’ın uluslararası ticareti "düzenlemek" için kullandığı yasanın daha sonra onaylanması nedeniyle mahkemenin yeni bir bakış açısıyla yaklaşması gerektiğini söyledi. Schwab, "Düzenlemek terimi, vergi veya gümrük vergisi koyma gücü anlamına gelmez" dedi.
Yargıç Timothy Reif, düzenlemenin gümrük vergileri anlamına gelebileceğini söyledi. Reif, "Düzenlemek birçok farklı şey ifade edebilir, bu nedenle gümrük vergileri anlamına gelebilir" dedi.
Davayı açan şirketler şunlardır:
Bu davayı açan beş küçük işletmenin kimlikleri, ticaret sektörleri ve bu gümrük vergilerinden nasıl etkilendikleri hakkında daha fazla detay verilmemiştir. Gümrük vergilerinin işletmeleri üzerindeki spesifik etkileri ve hukuki argümanlarını desteklemek için sundukları kanıtlar hakkında bilgi eksiktir. Liberty Justice Center’ın şirketleri temsil etme motivasyonları ve bu davadaki potansiyel çıkarları da belirsizdir.
Bu dava, yürütme erkinin ticaret politikaları üzerindeki yetkisi ve özellikle gümrük vergileri uygulama konusunda Kongre’nin rolü hakkında önemli hukuki soruları gündeme getiriyor. Hükümet avukatları, başkanların uzun zamandır gümrük vergileri uygulama yetkisine sahip olduğunu ve mahkemelerin bu tür siyasi kararlara müdahale etmemesi gerektiğini savunuyor. Ancak şirketlerin avukatları, Trump’ın gümrük vergilerinin yasa dışı bir yetki gaspı olduğunu ve Kongre’nin onayına tabi olması gerektiğini iddia ediyor.
Mahkemenin kararı, gelecekteki ticaret politikalarını ve yürütme organının ticaret düzenlemeleri üzerindeki yetkisini etkileyebilir. Yargıçların konuyu ne kadar acil gördükleri, kanıt toplamaya ihtiyaç duyup duymadıkları ve gümrük vergilerinin meşru olup olmadığına karar verirken hangi hukuki standartları uygulayacakları konusunda farklı görüşleri olduğu açıktır. Davanın sonucu, ABD’nin uluslararası ticareti ve küresel ekonomik ilişkileri açısından önemli sonuçlar doğurabilir.
Bu davadaki önemli bir nokta, "düzenleme" teriminin anlamı ve kapsamıdır. Hükümet, düzenlemenin gümrük vergileri uygulama yetkisini de içerdiğini savunurken, şirketler düzenlemenin yalnızca denetimler gibi idari tedbirleri içerdiğini iddia ediyor. Mahkemenin bu konuda nasıl bir karar vereceği, diğer ticaret yasaları için önemli emsal teşkil edebilir.
Ayrıca mahkeme, Trump’ın Uluslararası Acil Ekonomik Yetkiler Yasası kapsamındaki ulusal acil durum ilanını ne kadar yakından inceleyeceği konusunda da karar vermelidir. Hükümet, mahkemelerin siyasi kararlara müdahale etmemesi gerektiğini savunurken, şirketler mahkemenin acil durumun meşru olup olmadığını ve gümrük vergilerinin bu acil duruma uygun bir yanıt olup olmadığını değerlendirmesi gerektiğini iddia ediyor.
Son olarak, mahkemenin ticaret açıklarının uzun süredir devam eden bir sorun olup olmadığı ve bu nedenle ulusal acil durum olarak kabul edilip edilemeyeceği konusunda bir karar vermesi gerekmektedir. Mahkeme, Trump’ın gümrük vergilerinin "olağan dışı" veya "sıra dışı" bir duruma yanıt verip vermediğini belirlemek için nesnel bir standart bulmakta zorlanabilir.
Bu dava, Amerikan hukuk sistemindeki kuvvetler ayrılığı ilkesini ve yürütme organının yetkilerinin sınırlarını vurgulayan karmaşık bir hukuki mücadeleyi temsil etmektedir. Mahkemenin kararı, ABD’nin ticaret politikaları ve uluslararası ilişkileri üzerinde uzun vadeli etkileri olabilecek önemli hukuki emsaller oluşturacaktır.