ABD Hükümeti Çalışanlarında Irksal Eşitsizlik: İşten Çıkarmaların Siyah Amerikalılar Üzerindeki Etkisi
Amerika Birleşik Devletleri federal hükümeti, uzun yıllardır Siyah Amerikalılar için orta sınıfa geçiş ve iş güvencesi anlamında önemli bir kapı olmuştur. Ancak Donald Trump’ın yönetimi sırasında uygulanan büyük çaplı işten çıkarmalar, bu kesim üzerinde derin etkiler yaratmıştır. Bu durum, federal hükümetin, tarihsel olarak özel sektöre kıyasla Siyah çalışanlara daha kucaklayıcı bir yaklaşım sergilemesi nedeniyle özellikle dikkat çekmektedir.
Denise Smith’in hikayesi, federal hükümetin Siyah Amerikalılar için sunduğu fırsatların somut bir örneğini teşkil ediyor. Richard Nixon’ın başkanlığı döneminde, henüz lise öğrencisiyken Deniz Kuvvetleri’nde stajyer olarak göreve başlayan Smith, 35 yılı aşkın süre boyunca Deniz Kuvvetleri’nde çeşitli insan kaynakları liderlik rollerinde bulunmuş ve ardından Enerji Bakanlığı’na geçmiştir.
Smith’in kariyeri sadece kişisel başarılarla sınırlı kalmamış, aynı zamanda birçok Siyah profesyonelin devlet kadrolarına girmesine öncülük etmiştir. Eşi Jesse Smith de bu kişilerden biridir. Ordu gazisi olan Jesse Smith, Deniz Kuvvetleri’nde 26 yıl boyunca kantinde et doğrayıcısından mühimmat yardımcılığına ve sonunda makinist olarak emekli olmuştur. Denise Smith’in ifadesiyle, federal sivil hizmet, onlara ev sahibi olma, beş çocuk yetiştirme, üçünü üniversiteye gönderme ve rahat bir yaşam sürme imkanı sunmuştur. Smith, yedi farklı başkanlık yönetimi altında çalıştığını ve federal sivil hizmetin Amerikan rüyasını gerçekleştirme fırsatı sunduğunu belirtmektedir.
Ancak, Trump yönetiminin işten çıkarma politikaları, Siyah federal çalışanları orantısız bir şekilde etkilemiştir. NAACP Hukuk Savunma Fonu’ndan Jennifer Holmes, federal hükümetin yüksek düzeyde çeşitliliğe sahip olması nedeniyle, federal çalışanlara yönelik saldırıların Siyah federal çalışanlar üzerinde daha belirgin ve orantısız bir etki yaratacağına inanmaktadır.
Trump ve Hükümet Verimliliği Departmanı’nın başındaki Elon Musk, hükümetin şişkin ve israfçı olduğunu, bu nedenle on binlerce çalışandan arındırılması gerektiğini savunmaktadır. Fakat bu yaklaşım, Siyah Amerikalıların federal hükümetteki temsilini göz ardı etmektedir. ABD nüfusunun yaklaşık %12’sini oluşturan Siyah Amerikalılar, sivil iş gücünün yaklaşık %13’ünü oluştururken, federal hükümet çalışanlarının yaklaşık %19’unu oluşturmaktadır.
National Urban League başkanı Marc Morial’e göre, Siyah federal iş gücünün yükselişi, Amerika’da nesiller süren ayrımcılık, önyargı ve daha kötü koşulların ardından bir Siyah orta sınıfının oluşmasına yardımcı olmuştur. Bu süreç, Posta Servisi ve ordu ile başlamış ve roller zamanla genişlemiştir. Morial, son 40-50 yılda büyük ilerleme kaydedildiğini ve sivil hizmet pozisyonlarında gurur ve ayrıcalıkla ilerlendiğini, bunun da ülkeye fayda sağladığını belirtmektedir. Bu durum, New York, Philadelphia, Chicago ve Washington gibi büyük metropollerde sağlam orta sınıf Siyah topluluklarının ortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur. Federal iş gücü sayesinde Washington, ülke genelinde Siyah haneler için en yüksek ortalama gelire sahip şehirlerden biri haline gelmiştir.
California Üniversitesi Berkeley’deki Çalışma Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, kamu sektöründeki Siyah çalışanlar, özel sektördeki meslektaşlarına göre yaklaşık %25 daha fazla kazanmaktadır. Bu da federal hükümetin Siyah çalışanlar için sunduğu ekonomik fırsatların önemini göstermektedir.
Ulaştırma Bakanlığı’ndan emekli olan Janice Lee, kamu hizmeti sayesinde daha istikrarlı bir temel edindiğini belirtmektedir. Lee, başkanın destekçilerinin federal çalışanların tembel olduğuna inanmak istediğini, ancak federal çalışanların ülke için kritik ve profesyonel işlevler sağladığını ifade etmektedir. Lee’ye göre, birçok Siyah insan liyakat esasına göre terfi etmiştir ve dolayısıyla bu işten çıkarmalar, Siyah halkı bir bütün olarak kaynaklardan mahrum bırakmanın bir yolu olarak görülmektedir.
Tarihsel olarak, federal hükümet, 19. yüzyılın sonlarında ırksal ayrımcılığın yükselişine rağmen, özel kuruluşlara göre daha ilerici işe alım ve tutma uygulamalarına sahipti. Ancak, tarihçiler, Woodrow Wilson’ın 1912 başkanlık seçiminden sonra federal işyerlerinde katı ayrımcılık kuralları uygulamasıyla, bu durumun büyük ölçüde değişmeye başladığını belirtmektedir. Wilson’ın politikaları, Siyah işçileri daha düşük vasıflı işlere mahkum etmiştir.
Sivil haklar aktivistleri, Trump’ın iktidara dönüşünden bu yana attığı adımlara dikkat çekerek, günümüzdeki paralelliklerin göz ardı edilemeyeceğini savunmaktadır. Örneğin, Trump, çeşitlilik ve eşitlik programlarını sona erdirmiş ve hükümet müteahhitleri için ayrımcı istihdam uygulamalarını yasaklayan 1965 tarihli dönüm noktası niteliğindeki bir yürütme emrini feshetmiştir.
Trump ayrıca, kütüphanelere, müzelere ve evsizliği sona erdirmeye odaklanan çeşitli federal kurumları ortadan kaldıran bir yürütme emri imzalamıştır. Bu emirde, "gereksiz" olarak nitelendirilen devlet kuruluşları arasında, azınlıkların sahip olduğu işletmelerin büyümesini teşvik eden Azınlık İş Geliştirme Ajansı da bulunmaktadır.
NAACP Hukuk Savunma Fonu avukatı Holmes, sivil haklar gruplarının Trump’ın toplu işten çıkarmalarına karşı çeşitli yasal itirazları değerlendirirken, ABD Posta Servisi’nin özelleştirilmesi gibi, Siyah federal çalışanlar üzerinde orantısız bir etki yaratabilecek başka sorunlu alanlar olduğunu belirtmektedir.
Holmes, Siyah insanların, sivil hizmet, askeri hizmet ve tüm kurumlardaki sıkı çalışmaları, yetenekleri ve uzmanlıkları aracılığıyla bu ülkeyi büyük bir güç merkezine dönüştürmeye yardımcı olduklarını vurgulamaktadır. Bu nedenle, onları ve diğerlerini hükümetten uzaklaştırmak, yıkıcı bir kayıp olacaktır.
Şu an itibariyle, Trump’ın kesintilerinin Siyah çalışanları özel olarak nasıl etkilediğine dair net bir veri bulunmamaktadır. Ancak, NAACP Hukuk Savunma Fonu üyeleri ve diğerleriyle yapılan bir çevrimiçi toplantıda, yönetimin hedef aldığı departmanların çoğunun en yüksek Siyah çalışan yüzdesine sahip olduğu belirtilmiştir. Ocak 2023 itibarıyla, Sivil haklar örgütü, ABD’ye sunulan bir sunumda, Konut ve Kentsel Gelişim ile Eğitim bakanlıklarının yaklaşık %36’sının, Küçük İşletmeler İdaresi’nin %33’ünün ve Sosyal Güvenlik İdaresi ile Hazine Bakanlığı’nın %29’unun Siyah olduğunu belirtmiştir.
USA TODAY, düzinelerce Siyah federal çalışana ulaşmış, ancak neredeyse tamamı işlerinden korktukları için konu hakkında konuşmaktan kaçınmıştır.
Denise ve Jesse Smith’in en büyük kızı olan Quay Crowner ise artık kaybedecek bir işi kalmamıştır. 30 yılı aşkın bir sürenin ardından, Eğitim Bakanlığı’ndaki toplu işten çıkarmalar sonrasında, geçtiğimiz hafta federal bir çalışan olarak son haftası olmuştur. Crowner, bakanlık bünyesinde insan kaynakları direktörü, baş idari görevlisi ve son olarak Federal Öğrenci Yardımı ofisinde tanıtım ve katılım direktörü olarak yaklaşık 11 yıl boyunca denetleyici pozisyonlarda bulunmuştur.
Crowner, görevi boyunca öğrencilere ve ebeveynlerine üniversiteye veya meslek okuluna gitmek için para bulmalarına yardımcı olmanın misyonu olduğunu belirtmektedir. Bölümünün, Philadelphia’da veya Paducah, Kentucky’de yaşıyor olmalarından bağımsız olarak, her kökenden 15 milyondan fazla öğrenciye tahmini olarak 120 milyar dolar federal hibe, kredi ve iş-çalışma fonu sağladığını söylemektedir. Sosyal medyada, üniversiteye gitme hayalinin mümkün olduğunu ve bir FAFSA formunu doldurmanın neden bu kadar önemli olduğunu anlatmaktadır.
Ancak, Crowner’ın profesyonel hayatı son iki aydır çalkantılı geçmiştir. Trump yönetiminin departmanını ortadan kaldırma tehditleriyle birlikte, Crowner idari izne çıkarılmıştır. Crowner, ayrılmayı veya emekli olmayı seçmediğini, ayrılışının kendisi için seçildiğini belirtmektedir.
Crowner, federal hükümet çalışanları ailesinin soyunun kendisiyle birlikte sona ereceğini düşünmektedir. Kendi kızı ise hukuk fakültesine gitmeyi planlamaktadır. Crowner, kızının kamu hizmetiyle ilgili farklı bir vizyona sahip olduğunu belirtmektedir.
Yine de Crowner, ülkesine veya topluluğuna yardım etmeyi bırakmadığını ifade etmektedir. Daha yapacak çok işi olduğunu ve bu işin bir yerlerde kamu hizmetini de içereceğini söylemektedir. Bu durum, federal hükümetin Siyah Amerikalılar için sunduğu fırsatların sadece ekonomik boyutunu değil, aynı zamanda kamu hizmeti bilincini de nasıl şekillendirdiğini göstermektedir.