Tuesday, May 6, 2025
HomeSiyasetTrump'ın İkinci Dönemi: Bolton'dan Şok İddialar!

Trump’ın İkinci Dönemi: Bolton’dan Şok İddialar!

John Bolton, Donald Trump, Joe Biden, siyaset, faşizm, otoriterlik, ABD, başkanlık, seçim, iç politika, dış politika, anayasa, yargı, ifade özgürlüğü, cumhuriyet, risk, kurumlar, Chris Krebs, Miles Taylor, Smoot-Hawley tarifeleri, Ronald Reagan, George H.W. Bush, George W. Bush, Cumhuriyet Partisi

Bolton: Trump’ın İkinci Dönemi, İntikam ve Kurumsal Güç

Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminin ilk yüz günü, öfke, intikam ve kurumlar ile anayasal sınırlara meydan okuma temalarıyla damgasını vurdu. Trump, bu dönemde hem siyasi rakiplerine hem de eski müttefiklerine yönelik acımasız bir intikam kampanyası başlattı. Bu durum, Trump’ın yönetim tarzının doğası, Amerikan demokrasisinin durumu ve geleceği hakkında önemli soruları gündeme getirdi. Bu makalede, Trump’ın ikinci döneminin ilk yüz gününde yaşananlar ve John Bolton’ın bu konudaki görüşleri derinlemesine incelenecektir.

İntikam Kampanyası ve İlk Yüz Gün

Trump’ın ikinci döneminin başlangıcı, selefi Joe Biden’dan başlayarak çeşitli kişi ve kurumlara yönelik acımasız bir intikam kampanyasına sahne oldu. Elit hukuk firmaları, saygın üniversiteler ve hatta eski çalışanları, Trump’ın hışmından nasibini aldı. Bu intikam kampanyasının en dikkat çekici örneklerinden biri, Trump’ın ilk döneminde ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapan John Bolton’a yönelik tutumuydu.

Bolton, 1980’lerden beri her Cumhuriyetçi başkanlık yönetiminde görev yapmış deneyimli bir siyasetçiydi. Trump ile birlikte, Barack Obama yönetiminin imzaladığı "İran nükleer anlaşması" olarak bilinen Ortak Kapsamlı Eylem Planı’nı (JCPOA) feshettiler. Ancak, Trump-Bolton ortaklığı uzun sürmedi. Bolton, Trump yönetimiyle yaşadığı anlaşmazlıklar sonucu görevinden ayrıldı ve o zamandan beri Trump’ın en sert eleştirmenlerinden biri oldu. Trump, ikinci döneminin ilk gününde Bolton’ın güvenlik ekibini geri çekerek bu eleştirilere misilleme yaptı.

Bolton’ın Gözünden Trump Yönetimi

Trump’ın intikam temalı ilk yüz günü, Bolton ile yapılan bir röportajın temelini oluşturdu. Röportajda, Amerikan demokrasisinin durumu ve Trump’ın yönetim tarzı hakkındaki görüşleri soruldu. Başka bir eski Trump çalışanı olan John Kelly, Trump’ı "faşist" olarak tanımlamıştı. Ancak Bolton, Trump’ın düşünce yapısının faşizm gibi karmaşık bir ideolojiye sahip olacak kadar gelişmiş olmadığına inanıyordu.

Bolton, Trump’ın "kavramsal düzeyde düşünme" yeteneğinden yoksun olduğunu savunarak, onu faşist olarak nitelendirmenin "basitleştirilmiş" bir yaklaşım olduğunu belirtti. Bolton’a göre, Trump’ın bir felsefesi, ulusal güvenlik alanında bir stratejisi veya geleneksel anlamda bir politikası yoktu. Bolton, Trump’ın kararlarının "büyük bir nokta takımadalarından" oluştuğunu ve bu noktaları birbirine bağlamanın imkansız olduğunu ifade etti.

Bolton, Trump’ın yönetimindeki ilk izlenimlerini anlatırken, onun "ilgi odağı olma" arzusunun en önemli motivasyon kaynağı olduğunu belirtti. Muhafazakar köşe yazarı Charles Krauthammer’ın Trump’ı "her şeyi kendisi için ne ifade ettiğini soran 1 yaşındaki bir bebek" olarak tanımladığını hatırlattı. Başka bir gözlemci ise Trump’ın fikirleri olmadığını, sadece tepkileri olduğunu belirtmişti.

İkinci Dönemin İlk Yüz Günü: Kaos ve Belirsizlik

Bolton, Trump’ın ikinci döneminin ilk yüz gününü "daha da tutarsız" olarak değerlendirdi. Bu dönemde, Trump’ın ilk döneminde özel olarak görülen davranışların kamuoyuna yansıdığını belirtti. Bolton, Trump’ın ekibinin dört yıl boyunca Mar-a-Lago’da planlar yaptığını ve ilk yüz günde ilk dönemine göre daha fazla şey başardığını kabul etti. Ancak, bu hızlı başlangıcın ardından bir takip geleceğinden şüphe duydu.

Bolton, Trump’ın dikkatini dağıtan "yan konulara" takılacağını öngördü. Örneğin, Trump’ın Kennedy Center’ın yönetim kurulu başkanı olması ve "binalar hakkında çok şey bilen bir adamın halılar, perdeler ve sahnelerle ilgili sorulara zaman ayırması" gibi durumları eleştirdi. Bolton, Trump yönetiminin "ciddi fikirleri olan ciddi bir yönetim" gibi görünmesine rağmen, aynı zamanda "biraz palyaço arabası" gibi davrandığını ifade etti.

Bolton, Trump yönetimindeki "DOGE kovulmaları ve nükleer güvenlik personelinin geri alınması, Houthi PC küçük grup sohbeti, tarifeler, tarifesiz, tarifeler, sadece şaka, tarifesiz" gibi çelişkili ve kaotik durumlara dikkat çekti. Aynı zamanda, intikam kampanyasının devam ettiğini, mahkeme kararlarına meydan okunduğunu ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığını vurguladı.

Anayasal İhlaller ve Cumhuriyetin Geleceği

Bolton, Trump yönetiminin anayasal ihlallerinden endişe duyduğunu kabul etti. Ancak, Trump’ın "varoluşsal bir tehdit" olduğuna inanmıyordu. Bolton, Amerikan kurumlarının Trump’tan daha güçlü olduğunu ve ülkenin bu zorlukların üstesinden geleceğine inandığını belirtti.

Bolton, Trump’ın eski Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı (CISA) başkanı Chris Krebs’i ve eski İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) genel sekreteri Miles Taylor’ı hedef almasını eleştirdi. Bolton, Trump’ın bu kişilere yönelik "ceza soruşturması için hiçbir gerekçe olmadan" yaptığı eylemlerin "çok tehdit edici" olduğunu vurguladı.

Bolton, Trump’ın ilk yüz günde yaptığı hamlelerin "ilk adım" olduğunu ve yargı sisteminin bu hamlelere tepki göstereceğini belirtti. Bolton, Trump’ın attığı adımların çoğunun mahkemeler tarafından engelleneceğine ve bu durumun gelecekteki başkanların benzer eylemlerde bulunmasını zorlaştıracağına inandığını ifade etti.

Tarihi Perspektif ve Umut

Bolton, dört başkanlık yönetiminde görev yapmış olmanın kendisine tarihi bir perspektif kazandırdığını ve bu perspektifin zor zamanlarda yardımcı olduğunu belirtti. Bolton, ülkenin daha önce çok daha kötü durumlardan geçtiğini, örneğin iç savaşta 600.000’den fazla askerin öldüğünü ve ülkenin bu felaketten sonra yoluna devam ettiğini hatırlattı.

Bolton, Trump’ın yarattığı sorunları küçümsemiyor, ancak bu sorunların üstesinden gelinebileceğine inanıyordu. Bolton, mümkün olduğunca çok insanı bu durumun kabul edilemez olduğuna ikna etmeye çalışıyordu. Bolton, "varoluşsal" söyleminin insanları uzaklaştırdığını ve mümkün olduğunca çok insanı bu durumun Amerikan siyasetinde bir sapma olduğuna, sürdürülebilir olmadığına ve özellikle Cumhuriyetçi Parti’nin 2026’dan, kesinlikle 2028’den itibaren bu durumdan uzaklaşması gerektiğine ikna etmeye çalışıyordu.

Sonuç olarak, Trump’ın ikinci döneminin ilk yüz günü, intikam, kaos ve anayasal sınırlara meydan okuma ile karakterize edildi. John Bolton, Trump’ın yönetim tarzını, ideolojik eksikliğini ve kurumlar üzerindeki etkisini eleştirdi. Ancak, Amerikan kurumlarının gücüne ve ülkenin bu zorlukların üstesinden gelebileceğine olan inancını korudu. Bolton, Trump’ın yarattığı sorunların bir sapma olduğunu ve Cumhuriyetçi Parti’nin gelecekte bu durumdan uzaklaşması gerektiğini vurguladı.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular