Trump’ın Hukuk Firmalarına Yönelik Emirleri Federal Hakim Tarafından İptal Edildi
Washington D.C. – Federal bir hakim, eski Başkan Donald Trump’ın Perkins Coie hukuk firmasını hedef alan cezai nitelikteki başkanlık emrini, ABD Anayasası’nın ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğüne ilişkin korumalarını ihlal ettiği gerekçesiyle iptal etti. Bu karar, Cumhuriyetçi başkanın hukuk sektörüne karşı yürüttüğü kampanyaya vurulan önemli bir darbe oldu.
ABD Bölge Hakimi Beryl Howell’ın kararı, Trump’ın eylemlerine karşı hukuki itirazlarda bulunan, siyasi rakiplerini temsil eden veya kendisiyle ilgili soruşturmalara katılan avukatları bünyesinde barındıran hukuk firmalarına yönelik direktiflerinden herhangi birinin hukuki esasına ilişkin karar veren ilk hakim kararı olma özelliğini taşıyor.
Washington merkezli Howell, federal kurumların Trump’ın 6 Mart tarihli Perkins Coie’ye yönelik emrini uygulamasını yasakladı. Hakim daha önce, Trump’ın direktifinin temel hükümlerinin uygulanmasını engelleyen geçici bir tedbir kararı yayınlamıştı.
Adalet Bakanlığı’nın Howell’ın kararına, ABD Columbia Bölgesi Temyiz Mahkemesi’nde itiraz etme hakkı bulunuyor.
Seattle merkezli, 1.200 avukatlık Perkins Coie firması, Trump’ın ilk başkanlık yarışında mağlup ettiği 2016 Demokrat başkan adayı Hillary Clinton’ın kampanyasını temsil etmişti.
Trump’ın başkanlık emri, firmanın avukatlarının hükümet binalarına ve yetkililerine erişimini kısıtlamayı ve firmanın müşterilerinin elindeki federal sözleşmeleri iptal etmeyi amaçlıyordu. Firma, emrin, Anayasa’nın hükümetin ifade özgürlüğünü kısıtlamasına karşı Birinci Ek Maddesi ve hükümetin adil bir yasal süreç kullanmasını şart koşan Beşinci Ek Maddesi’nin hukukun üstünlüğü garantisini ihlal ettiği gerekçesiyle dava açmıştı.
Hakimin kararı, Trump’ın adalet sistemini kendisine ve siyasi müttefiklerine karşı "silahlandırmakla" suçladığı hukuk firmalarına yönelik baskı kampanyasına verilen en geniş kapsamlı eleştiri oldu. ABD Adalet Bakanlığı avukatı Richard Lawson, mahkemede emirleri savunurken, Trump’ın başkanlık yetkisini ve takdirini yasalara uygun şekilde kullandığını savundu.
WilmerHale, Jenner & Block ve Susman Godfrey adlı üç büyük hukuk firması da, Trump’ın onlara karşı yayınladığı başkanlık emirlerini engellemek için yönetime dava açtı. Diğer hakimler, davalar devam ederken bu emirleri geçici olarak engelledi.
Paul Weiss, Latham & Watkins, Skadden Arps ve Willkie Farr gibi dokuz rakip firma, Trump’ın desteklediği davaları ilerletmek için toplamda yaklaşık 1 milyar dolarlık ücretsiz hukuki hizmet sunmayı taahhüt ederek, cezai işlemleri önleyen anlaşmalara vardı.
Trump’ın firmaları hedef alması, hukuk sektöründe yaygın bir kınamaya yol açtı, bazıları da anlaşmaya varan firmaları başkanlık zorlamasına boyun eğmekle eleştirdi.
Perkins Coie, Clinton’ın kampanyası için yaptığı çalışmalar ve firmanın işyeri çeşitliliği ve kapsayıcılığını teşvik eden politikaları nedeniyle hedef alındığını savundu.
Trump’ın emri, Perkins Coie’yi "dürüst olmayan ve tehlikeli faaliyet" ile suçlamıştı. Perkins Coie’nin "işe alımlarda ırk ayrımcılığı yaptığını" belirtmiş ve firmanın çeşitlilik politikalarına atıfta bulunmuştu. Trump ve müttefikleri, bu tür politikaları beyazlara karşı ayrımcı olarak nitelendirmişti. Emir ayrıca, firmanın Clinton’ın kampanyasını temsil etme çalışmalarını da eleştirmişti.
Yönetime dava açan firmaların her biri, aleyhlerine verilen emirleri varoluşsal tehdit olarak nitelendirdi. Emirlerin, avukatlarının hukuk uygulama yeteneğini sınırladığını ve müşterilerini yeni avukat aramaya yönlendirerek onları sindirmeyi amaçladığını savundular.
Hakim Howell, kararında, Trump’ın emrinin "gerçeklerin yanlış beyan edilmesi ve suçlamalarla dolu" olduğunu ve "Birinci ve Beşinci Ek Maddelerin açık bir ihlali" olduğunu belirtti. Hakim ayrıca, Trump’ın yetkisini "siyasi düşmanlarını cezalandırmak" için kullanmasının yasalara aykırı olduğunu vurguladı.
Perkins Coie’nin avukatları, kararın "ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünün önemli bir zaferi" olduğunu ifade ettiler. Firma, Trump’ın hukuk firmalarına yönelik saldırılarına karşı durmaya devam edeceklerini ve müvekkillerini en iyi şekilde temsil etmeye kararlı olduklarını belirtti.
Adalet Bakanlığı’nın karara itiraz edip etmeyeceği henüz bilinmiyor. Ancak, uzmanlar, Howell’ın kararının güçlü hukuki temellere dayandığını ve temyizde de onaylanma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtiyorlar.
Bu karar, Trump’ın hukuk sektörüne yönelik saldırılarına karşı duran diğer hukuk firmaları için de bir emsal teşkil edebilir. WilmerHale, Jenner & Block ve Susman Godfrey’nin davaları da devam ediyor ve bu kararın, bu firmaların lehine sonuçlanma ihtimalini artırabileceği düşünülüyor.
Trump’ın bu eylemleri, hukuk camiasında geniş yankı uyandırmış ve birçok hukukçu, Trump’ın davranışlarını "hukukun üstünlüğüne yönelik bir saldırı" olarak nitelendirmişti. Bu karar, hukukun üstünlüğünün korunması ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınması açısından önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.
Sonuç olarak, federal hakimin kararı, Trump’ın hukuk firmalarına yönelik cezai nitelikteki başkanlık emrinin yasalara aykırı olduğunu açıkça ortaya koymuş ve hukukun üstünlüğünün korunması için önemli bir zafer kazanılmıştır. Karar, aynı zamanda, Trump’ın siyasi rakiplerine karşı yürüttüğü kampanyanın hukuki sınırlarını çizmiş ve gelecekteki benzer girişimlerin önünü kesme potansiyeli taşımaktadır.