Friday, May 9, 2025
HomeSiyasetTrump'ın Göçmen Planı: Libya'ya Sınır Dışı | İnsan Hakları İhlali

Trump’ın Göçmen Planı: Libya’ya Sınır Dışı | İnsan Hakları İhlali

Donald Trump, göçmenler, sınır dışı, Libya, insan hakları, non-refoulement, uluslararası hukuk, Ukrayna, Rusya, Ruanda, El Salvador, megacezaevi, Kilmar Abrego Garcia, Washington Post, Paul Kagame, göçmen kaçakçıları, işkence, Birleşmiş Milletler, Guatemala, sığınmacı, Becca Heller, Uluslararası Mülteci Yardım Projesi, Brian Murphy, yabancı düşmanları yasası, Muammer Kaddafi, NATO, Avrupa, Akdeniz, göçmen ölümleri

Trump Yönetimi’nin Tartışmalı Göçmen Sınır Dışı Politikaları Uluslararası Tepkilere Yol Açıyor

Donald Trump’ın başkanlığı döneminde uygulanan göçmen sınır dışı politikaları, insan hakları ihlalleri ve uluslararası hukukun ihlali iddialarıyla yoğun eleştirilere maruz kalmaya devam ediyor. Trump yönetiminin, göçmenleri sınır dışı etmek için uzak ülkelerle anlaşmalar yapma çabası, bu politikaların daha da sertleştiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

El Salvador’daki İnsan Hakları İhlalleriyle Ünlü Hapishaneye Gönderilen Göçmenler

Trump yönetiminin göçmenleri sınır dışı ettiği ülkeler arasında, insan hakları ihlalleriyle ün salmış bir mega hapishaneye sahip olan El Salvador da bulunuyor. Bu ülkeye sınır dışı edilenler arasında, hükümetin yanlışlıkla El Salvador’a gönderdiğini kabul ettiği ve henüz ABD’ye geri getirmeyi reddettiği Kilmar Abrego Garcia da yer alıyor. Bu durum, Trump yönetiminin sınır dışı politikalarındaki hataları ve bu hataların sonuçlarını düzeltme konusundaki isteksizliğini gözler önüne seriyor.

Ukrayna ve Ruanda ile Yapılan Müzakereler

The Washington Post’un haberine göre, Trump yönetiminin Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirme müzakerelerinin bir parçası olarak Ukrayna’ya, ABD’den sınır dışı edilen göçmenleri kabul etmesi için baskı yaptığı iddia ediliyor. Ancak, Ukrayna’nın bu talebi henüz kabul etmediği ve teklifin hala değerlendirmede olup olmadığı belirsizliğini koruyor.

ABD’nin ayrıca, mevcut devlet başkanı Paul Kagame yönetiminde insan hakları sicili kötü olan Ruanda ile de göçmenleri bu ülkeye sınır dışı etme konusunda görüşmeler yaptığı bildiriliyor. Bu durum, Trump yönetiminin insan hakları konusundaki duyarsızlığını ve göçmenleri sınır dışı etmek için her türlü yolu denemeye hazır olduğunu gösteriyor.

Libya’ya Sınır Dışı Etme Planları ve Hukuki İhlaller

Trump yönetiminin, göçmenleri Libya’ya sınır dışı etmeyi planladığına dair iddialar ise uluslararası hukuk ve insan hakları örgütleri tarafından büyük tepkiyle karşılanıyor. Libya’daki rakip hükümetlerin her ikisi de ABD ile göçmen kabulü konusunda herhangi bir anlaşma yapmadıklarını açıklamış durumda.

Libya’nın göçmen gözaltı merkezlerindeki insan hakları ihlalleri ve insan kaçakçılarının göçmenleri sömürmesi gibi nedenlerle, göçmenleri bu ülkeye göndermek, hukuk uzmanlarına göre ABD ve uluslararası hukukun açık bir ihlali anlamına geliyor.

Uluslararası Mülteci Yardım Projesi’nin kurucu ortağı ve yöneticisi Becca Heller, "Kaybolmalarla ilgili hepimizin sahip olduğu endişelere sahibim, yani kim olduklarına, kanser olup olmadıklarına, ABD vatandaşı olup olmadıklarına, onları sınır dışı edemeyecekleri durumlara bakılmaksızın insanları keyfi bir şekilde topluyorlar" diyor. Heller, "Onları denizaşırı kara bölgelere gönderiyorlar ve sonra onları geri getiremeyeceklerini iddia ediyorlar" şeklinde konuştu.

Mahkeme Kararlarına Rağmen Libya’ya Sınır Dışı Hazırlığı İddiası

Trump yönetimi yetkilileri, Libya’ya sınır dışı uçuşlarının Çarşamba günü başlayabileceğini belirtiyor. Ancak, kaç kişinin sınır dışı edileceği, hangi uyruklara sahip oldukları ve sınır dışı edilmelerine itiraz etme fırsatı verilip verilmediği gibi konularda net bir bilgi bulunmuyor. İç Güvenlik Bakanlığı ise konuyla ilgili sorulara yanıt vermekten kaçınıyor.

Laos, Vietnam ve Filipinler’den göçmenlerin avukatları, müvekkillerinin sınır dışı edilmelerine mahkemede itiraz etme şansı bulamadan Libya’ya gönderilmesini engellemek için bir federal yargıçtan talepte bulundu. Avukatlar, müvekkillerinin ifadelerine dayanarak, göçmenlerin daha önceki bir mahkeme kararına aykırı olarak Libya’ya gönderilme riski altında olduğunu iddia ediyor.

ABD Bölge Yargıcı Brian Murphy, Libya’ya planlanan sınır dışı işlemleriyle ilgili medya haberlerinin doğru olması halinde, planın göçmenlere sınır dışı edilme konusunda yazılı bildirim ve "anlamlı" bir itiraz fırsatı verilmesini gerektiren mahkeme kararını "açıkça ihlal ettiğini" belirtti.

Hukuki Yetki ve İnsan Hakları İhlalleri

Libya’nın başkenti Trablus’taki uluslararası alanda tanınan hükümet ve ülkenin doğusundaki savaş lordu Halife Hafter’in yetkilileri, ABD ile sınır dışı edilenleri kabul etme konusunda herhangi bir anlaşma yapmadıklarını açıkladılar.

Trump’ın göçmenleri Libya’ya sınır dışı etmek için hangi yasal yetkiye başvurduğu da belirsizliğini koruyor. Federal mahkemeler, yönetimin 18. yüzyıldan kalma bir savaş yasası olan Yabancı Düşmanlar Yasası’nı kullanarak, bir göçmenlik yargıcından nihai bir sınır dışı emri olmaksızın insanları sınır dışı etmesini geçici olarak engellemiş durumda. Ancak Trump, daha önce bir mahkeme kararını görmezden gelmişti ve bunu tekrar yapabilir.

Trump’ın bazı göçmenleri sınır dışı etme yetkisi olsa bile, kötü muamele sicili olan Libya’ya göndermek yasa dışıdır. Göçmenleri zulüm ve tehlikeyle karşılaşacakları yerlere zorla göndermek yasa dışıdır. ABD ve uluslararası hukuk uyarınca, bu durum "geri göndermeme" ilkesi olarak adlandırılır.

Göçmenleri Libya’ya göndermek, insan hakları hukukunun bu temel taşı olan geri göndermeme ilkesini ihlal edecektir. Çünkü ülke, Afrika ve Orta Doğu’dan Avrupa’ya ulaşmaya çalışan göçmenler için önemli bir transit merkezi olmasına rağmen kesinlikle güvenli değil.

Libya’daki İç Savaş ve Göçmenlere Yönelik İşkence İddiaları

Libya, 2011 yılında NATO destekli bir devrim sonucu ülkenin otoriter lideri Muammer Kaddafi’nin öldürülmesinden bu yana çatışmalarla boğuşuyor. "Libya’nın ulusal bir hükümeti bile yok" diyen Heller, "İki rakip [hükümet] varlığı ve gözaltına aldığı göçmenlere ve mültecilere işkence ve kötü muamele yapma konusunda çok açık bir geçmişi var" şeklinde konuştu.

Libya, uzun zamandır Akdeniz üzerinden Avrupa’ya erişim sağlayan bir göçmen koridorunun parçası olmuştur. Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre, Avrupa sınır kontrollerini güçlendirdiği için 2022 itibarıyla Libya’da yaklaşık 700.000 göçmen mahsur kalmıştı.

İnsan kaçakçıları, Libya’daki göçmenleri dayak, tecavüz, işkence, zorla çalıştırma ve gasp gibi eylemlere maruz bırakıyor. Avrupa’ya giderken yakalananlar ise Libya’daki gözaltı merkezlerinde benzer istismarlara maruz kalıyor. Sadece 2024’te Birleşmiş Milletler, Libya’da 965 göçmen ölümünü ve kaybolmasını belgeledi.

Daha Önceki "Güvenli Üçüncü Ülke" Anlaşmaları ve Eleştiriler

Trump yönetimi, ilk döneminde buna benzer bir girişimde bulunmuştu. ABD’nin sığınmacıları Guatemala gibi ülkelere gönderebileceği "güvenli üçüncü ülke" anlaşmaları olarak adlandırdığı anlaşmalara aracılık etmişti. Libya’da olduğu gibi, göçmen savunucuları da o dönemde bu ülkelerin hiçbirinin güvenli sayılamayacağını ve ABD’nin göçmenleri bu ülkelere göndermeye çalışarak geri göndermeme ilkesini ihlal ettiğini savunmuşlardı.

Heller, "Bunların hepsi, tamamen anlamadığım bir amaç için göçmenler üzerinde bir terör saltanatı kurmanın yolları" diyor. Heller, "Aslında sınır güvenliğiyle veya kolluk kuvvetleriyle hiçbir ilgisi yok gibi görünüyor" şeklinde konuştu.

Bu haber, Trump yönetiminin göçmen politikalarının ne kadar tartışmalı ve uluslararası tepkilere yol açtığını açıkça ortaya koyuyor. İnsan hakları örgütleri ve hukuk uzmanları, bu politikaların insan hakları ihlali ve uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini vurgulayarak, Trump yönetimini bu uygulamalardan vazgeçmeye çağırıyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular