Richard Wolf’un "Trump’ın Benim Ailemi Hedef Alması Neden Çok Uzak Olduğunu Gösteriyor" başlıklı makalesi, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın politikalarının ve eylemlerinin Wolf’un ailesi üzerindeki etkisini kişisel bir bakış açısıyla ele alıyor. Wolf, ailesinin çeşitli mesleklerde çalışan üyelerinin, Trump’ın politikalarından nasıl etkilendiğini ve bu durumun Trump’ın eylemlerinin "çok uzak" olduğu yönündeki yaygın görüşü nasıl desteklediğini anlatıyor.
Makale, Wolf’un gazeteci kimliğiyle başlıyor. Kendisi, USA TODAY için Beyaz Saray’ı takip etmiş ve George W. Bush ile Barack Obama dönemlerinde özgürce haber yapabilmiş bir gazeteci. Ancak, Trump yönetimi döneminde basın özgürlüğünün kısıtlandığını ve erişimin ideolojiye dayalı hale geldiğini belirtiyor. Associated Press’in "Amerika Körfezi" terimini kullanmayı reddettiği için Trump tarafından rutin medya etkinliklerinden men edildiğini örnek gösteriyor.
Wolf, eşinin kamu hizmetindeki kariyerinden bahsediyor. Eşi, AmeriCorps’u destekleyen federal bir kurumda toplum hizmeti programları yürütmüş ve engelli veya engelsiz gençlerin hizmet projeleri planlamasına ve gerçekleştirmesine yardımcı olmuş. Ancak, Trump yönetiminin AmeriCorps personelinin çoğunu idari izne çıkarması, bu tür programların geleceği hakkında endişe yaratıyor.
Kızı, uluslararası bir hukuk firmasında kıdemli ortak olarak çalışıyor. Wolf, Trump yönetiminin bu tür firmaları, başkanın bazı "evcil hayvan projeleri" için ücretsiz çalışmaya razı olmadıkları takdirde federal sözleşmeleri kaybetmekle tehdit ettiğini belirtiyor. Bu durum, hukuk mesleğinin bağımsızlığına yönelik bir tehdit olarak algılanıyor.
Wolf’un kardeşlerinin ve yeğenlerinin çoğu, sağlık ve eğitim sektörlerinde çalışıyor. Bir kayınbiraderi, Ulusal Sağlık Enstitüleri’nde (NIH) bipolar bozukluk konusunda önde gelen bir uzman olmuş. Trump’ın göreve başlamasından kısa süre sonra NIH bilimsel araştırma hibelerinde kapsamlı kesintiler yapması ve 2026 bütçesinde fonları neredeyse yarıya indirmeyi planlaması, sağlık araştırmalarına büyük bir darbe vuruyor.
Diğer bir kayınbiraderi, Harvard Üniversitesi’nde yetişkin öğrenimi ve gelişimi konusunda uzmanlaşmış. Trump’ın Harvard ve diğer seçkin üniversitelere savaş açması, neyin ve kimin tarafından öğretileceğini değiştirmeye çalışması ve milyarlarca dolarlık hibeleri kesmekle tehdit etmesi, yükseköğrenimin geleceği hakkında ciddi endişeler yaratıyor.
Wolf’un yeğenlerinin çoğu, K-12 seviyesinde öğretmenlik yapıyor. Trump’ın Eğitim Bakanlığı’nı tamamen ortadan kaldırmak istemesi, milyonlarca öğrencinin eğitimini olumsuz etkileyecek bir adım olarak değerlendiriliyor.
Makalenin en dokunaklı bölümlerinden biri, Wolf’un otizmli oğluyla ilgili olanı. Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanı Robert F. Kennedy Jr.’ın otizme karşı yürüttüğü "sefer", Wolf için özellikle incitici. Kennedy, otizmin nedenini belirlemek istiyor çünkü ona göre otizmli birçok kişi "asla vergi ödemeyecek, iş sahibi olmayacak, beyzbol oynamayacak" ve hatta "tuvaleti yardımsız kullanamayacak". Wolf, 39 yaşındaki otizmli oğlunun tüm bunları yaptığını ve hatta iyi bir golf oyuncusu olduğunu vurguluyor. Oğlunun, 2022’de Özel Olimpiyatlar Virginia’yı temsilen golfte ABD Oyunları’na katıldığını belirtiyor.
Wolf, ailesinin maruz kaldığı bu durumun "mantıklı bir nedeni" olmadığını savunuyor. Trump’ın seçim "yetkisi"nin çoğunlukla göçmenlere yönelik baskılar ve korumacı ticaret politikaları üzerine inşa edildiğini, ancak ailesinin temsil ettiği kamu sağlığı, yükseköğrenim ve sosyal adalet gibi alanların Trump’ın "düşman listesi"nde yer almaması gerektiğini belirtiyor. Wolf, bu gidişle Trump’ın öfkesinin yakında torunlarına da yönelebileceği endişesini dile getiriyor.
Makalenin sonunda, Wolf, ailesi ve kendisi gibi insanların kariyerleri boyunca sadece bilgi vermek, eğitmek, iyileştirmek, savunmak ve diğer vatandaşlara yardım etmekten başka bir şey yapmadıklarını vurguluyor. Ulusal borcu veya bütçe ve ticaret açıklarını yaratmadıklarını, ülkeye yasa dışı yollardan girmediklerini ve şehirlerdeki "katliam"a katkıda bulunmadıklarını belirtiyor.
Wolf, bu "intikam döngüsü"nden çıkış için iki yol öneriyor. Trump’ın The Atlantic’e intikam peşinde olmadığını, ancak "yönetimde birçok insanın" böyle davrandığını söylediğini aktarıyor. Eğer bu doğruysa, Wolf, Trump’ın bu insanlara durmalarını söyleyebileceğini veya onları kovabileceğini belirtiyor. Aksi takdirde, 2026 ara seçimlerini umutla bekleyeceklerini ve Amerikalıların çoğunluğunun intikam yerine özgürleşmeyi seçeceğini umuyor. Böylece, ailesinin her zaman benimsediği eğitim, sağlık, sivil haklar, sosyal adalet ve özgür basın gibi "asil davalar"ın yeniden gelişmesine izin verilebileceğine inanıyor.
Makale, Trump’ın politikalarının geniş kapsamlı etkilerini kişisel bir hikaye üzerinden anlatarak, okuyucuların bu politikaların insan hayatı üzerindeki etkilerini daha yakından anlamalarına yardımcı oluyor. Wolf’un deneyimi, Trump’ın eylemlerinin "çok uzak" olduğu yönündeki eleştirileri destekleyen güçlü bir örnek teşkil ediyor.