Trump’ın Atadığı Yargıçtan Deport Kararına Red, Trump’ın Öfkesini Alevlendirdi
Eski Başkan Donald Trump tarafından atanan bir yargıcın, Trump yönetiminin tartışmalı Yabancı Düşmanlar Yasası’nı (Alien Enemies Act – AEA) kullanarak gerçekleştirmek istediği sınır dışı etme işlemlerini engellemesi, Trump’ın sert tepkisine yol açtı. ABD Bölge Mahkemesi Yargıcı Fernando Rodriguez Jr., yönetimin ABD’de yasa dışı bulunan kişileri sınır dışı etmesini engellemeyeceğini belirtirken, Yabancı Düşmanlar Yasası’nın (AEA) iddia edilen çete üyelerini ülkeden çıkarma gerekçesi olarak kullanılamayacağına hükmetti. Rodriguez, Trump yönetiminin iddia edilen çete üyelerini sınır dışı etmek için AEA’yı kullanmasına karşı çıkan ilk yargıç oldu.
Davanın odak noktasını, Başkan’ın belirli bir yasa olan AEA’yı kullanarak "Tren de Aragua" çetesi üyesi Venezuelalıları gözaltına alıp sınır dışı edip edemeyeceği sorusu oluşturuyor. Rodriguez, 2018’de Trump tarafından atanmış olmasına rağmen, kararında "Tarihi kayıtlar, başkanın AEA’yı bir Bildiri aracılığıyla uygulamaya koymasının, yasanın kapsamını aştığını ve yasanın açık, sıradan anlamıyla çeliştiğini açıkça ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.
New York ve Teksas’taki Federal Yargıçlardan Trump’ın Sınır Dışı Kararlarına SCOTUS Sonrası Engelleme
Trump, bu karara sert bir şekilde yanıt vererek Truth Social platformunda öfkesini dile getirdi. Yargıçların, katiller de dahil olmak üzere suçluların sınır dışı edilmesini nasıl engelleyebildiğini sorguladı. "Yargıçlar, ABD’nin katiller de dahil olmak üzere suçluları ülkemizden geldikleri yere geri göndermesine izin vermiyor olabilir mi? Eğer böyleyse, ülkemiz bildiğimiz gibi sona ermiştir" şeklinde bir paylaşımda bulundu. Trump, "Amerikalılar, suç dolu çok farklı bir HAYATA alışmak zorunda kalacaklar. Kurucularımızın aklında olan bu değildi!!!" ifadelerini kullandı.
Bu paylaşımın doğrudan Rodriguez’in kararına bir yanıt olup olmadığı net olmasa da, yargıcın kararı yasa dışı göç ve sınır dışı etme konusunda son zamanlarda alınan en önemli kararlardan biri olarak öne çıkıyor.
Noem’den Sınır Dışı Edilen Göçmene Destek Veren Demokratlara Sert Eleştiri
Trump’ın göreve gelmesinin 100. gününün hemen öncesinde Beyaz Saray, başkanın göreve başlamasından bu yana 139.000 sınır dışı işleminin gerçekleştirildiğini iddia etti.
Trump, seçim kampanyası sırasında yasa dışı göçe karşı hızlı ve sert bir şekilde önlem alma sözü vermişti ve bu konu Biden yönetimi altında da odak noktası haline gelmişti. Mart ayında yönetim, tartışmalı bir Biden dönemi uygulamasını alarak "kendi kendine sınır dışı etme" özelliğini ekledi ve yasa dışı göçmenlerin ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza) ile karşı karşıya kalmak yerine gönüllü olarak ülkeyi terk etmelerine olanak tanıdı.
Trump’ın görevinin 100. gününde yapılan bir kabine toplantısında İç Güvenlik Bakanı (DHS) Kristi Noem, başkanın sınırdaki durumu "tamamen tersine çevirdiğini" söyledi. DHS’nin Sahil Güvenlik’i "sınır ve uyuşturucu engellemeye" yeniden odakladığını ve kartellerin sıkılaştırılmış göçmenlik uygulamalarına yanıt olarak deniz yoluyla kaçakçılık rotalarını giderek daha fazla kullandığını belirtti.
Yabancı Düşmanlar Yasası’nın (AEA) kökenleri 1798 yılına kadar uzanmaktadır ve amacı, ABD’nin savaş halinde olduğu ülkelerin vatandaşlarının tutuklanması ve sınır dışı edilmesini sağlamaktır. Yasa, tarihte birkaç kez kullanılmış olsa da, Trump yönetiminin bu yasayı göçmenlik uygulamaları için kullanma girişimi tartışmalara yol açmıştır. Eleştirmenler, AEA’nın amacının dışına çıkarıldığını ve siyasi amaçlarla kullanıldığını savunmaktadır.
Yargıç Rodriguez’in kararı, Trump yönetiminin göçmenlik politikalarına yönelik hukuki zorlukların devam ettiğini göstermektedir. Karar, Trump’ın sert tepkisine yol açmış ve göçmenlik konusundaki tartışmaları daha da alevlendirmiştir. Trump’ın Truth Social’daki paylaşımı, yargıçların kararlarına yönelik eleştirilerinin yanı sıra, göçmenlik konusundaki katı tutumunu ve suçla mücadele vurgusunu da yansıtmaktadır.
Bu olay, ABD’deki göçmenlik tartışmalarının ne kadar kutuplaşmış olduğunu ve yargı ile yürütme organı arasındaki gerilimlerin ne kadar derinleştiğini göstermektedir. Yasa dışı göç, uzun zamandır ABD siyasetinin önemli bir konusu olmuştur ve bu konuyla ilgili farklı görüşler ve yaklaşımlar sürekli olarak gündeme gelmektedir. Trump’ın göçmenlik politikaları, sık sık eleştirilere maruz kalmış ve hukuki zorluklarla karşılaşmıştır. Yargıç Rodriguez’in kararı da bu hukuki zorluklardan biri olarak kayıtlara geçmiştir.
Önümüzdeki dönemde, Trump yönetiminin bu karara itiraz edip etmeyeceği ve göçmenlik politikalarıyla ilgili hukuki mücadelelerin nasıl sonuçlanacağı merakla beklenmektedir. Göçmenlik konusundaki tartışmaların ve hukuki süreçlerin, ABD siyasetinde önemli bir yer tutmaya devam edeceği açıktır.