New York Başsavcısı Letitia James’ten Trump Yönetimine İki Dava
New York Başsavcısı Letitia James, Salı günü Başkan Donald Trump yönetimine karşı iki ayrı dava açtı. Trump’ın uzun süredir hukuki rakibi olan James, 19 eyalet başsavcısıyla birlikte bu davaları açtı. Davaların ilki, İç Güvenlik Bakanı (DHS) Kristi Noem’in, eyaletlerin federal göçmenlik uygulamalarıyla iş birliği yapmaması durumunda acil durum hazırlık fonlarını kesmekle tehdit ettiğini iddia ediyor. İkinci dava ise benzer gerekçelerle Ulaştırma Bakanlığı’nı hedef alıyor ve göçmenlik uyumluluğunu zorlamak için fonların geri çekilmesinin anayasaya aykırı olduğunu savunuyor.
James yaptığı açıklamada, "DHS, eyaletleri rehin alarak, onları felaketlere hazırlık ile yönetimin yasa dışı ve kaotik göçmenlik gündemini destekleme arasında bir seçim yapmaya zorluyor" dedi. "Bu fonlar, New Yorkluları kasırgalar, seller ve diğer felaketler sırasında güvende tutmak için hayati öneme sahip. Federal hükümet, eyaletleri kamu güvenliğini ve topluluk güvenini terk etmeye zorlamak için afet yardımını silahlandıramaz. Ofisim, tüm New Yorkluların hem trajik felaketlerden hem de acımasız ve gereksiz göçmenlik politikalarından korunmasını sağlamak için mücadele edecek."
Eski ICE Direktörü Tom Homan ise, El Salvador’a sınır dışı edilen göçmenlerin önemli bir kamu güvenliği tehdidi oluşturduğunu savundu.
Dava, Trump yönetiminin eyaletlere "imkansız bir seçim" sunduğunu iddia ediyor. Ya Kongre tarafından tahsis edilen ve acil durum hazırlık ve müdahale çabalarının bağlı olduğu milyonlarca dolarlık federal fondan vazgeçecekler ya da kaynaklarını federal göçmenlik yasalarını uygulamaya yönlendirerek kolluk kuvvetleri çabalarını baltalayacaklar.
James’in ofisi, "Eyaletler, Kongre tarafından tahsis edilen ve acil durum hazırlık ve müdahale çabalarının bağlı olduğu milyonlarca dolarlık federal fondan vazgeçmek ya da kaynaklarını federal göçmenlik yasalarını uygulamaya yönlendirerek kolluk kuvvetleri çabalarını baltalamak gibi imkansız bir seçimle karşı karşıya." şeklinde bir açıklama yaptı.
DHS Asistan Sekreteri Tricia McLaughlin, Fox News Digital’e yaptığı açıklamada davaya karşı çıktı. "Yasalara aykırı davranan ve suçlu yasa dışı yabancıları tutuklamamızı engelleyen şehirler ve eyaletler federal fon almamalıdır. Başkan bu konuda net oldu. Bakan Noem’in liderliğinde DHS, federal göçmenlik yasası ihlallerini sona erdirmek ve suçlu yasa dışı yabancıları Amerikan toplumlarından çıkarmak için çalışıyor. Radikal sığınmacı politikacılar, Amerikan halkının güvenliğini, suçlu yasa dışı yabancılarınkinden önce düşünmelidir. Trump Yönetimi, hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmeye kararlıdır. Hiçbir dava, ne bu ne de başka bir dava, bizi bunu yapmaktan alıkoymayacak."
Ulaştırma Bakanlığı davasında ise başsavcılar, bakanlığın fon alma koşullarının, "trafik kazalarından kaynaklanan yaralanmaları ve ölümleri önleyenler, yolcuları tren çarpışmalarından koruyanlar ve havaalanı güvenlik önlemlerini iyileştirmeye yardımcı olanlar da dahil olmak üzere hayati kamu güvenliği ve güvenilir ulaşım projeleri için gerekli olan milyarlarca dolarlık federal fonu riske attığını" savunuyorlar. Ulaştırma Bakanlığı henüz bir yorum talebine yanıt vermedi.
Davalar, Trump yönetiminin büyük bir göçmenlik baskısı sırasında geldi; bu baskı, Trump’ın göreve başlamasından bu yana 130.000’den fazla yasa dışı göçmenin sınır dışı edilmesine yol açtı.
ABD Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) tarafından Pazartesi günü yayınlanan verilere göre, ABD-Meksika sınırındaki tutuklamalar yeni yönetim altında %93 oranında düştü.
CBP, güney sınırında Nisan ayında günde ortalama 279 tutuklama yapıldığını, bunun 2024 Nisan’ındaki 4.297 tutuklamaya kıyasla çok daha düşük olduğunu bildirdi. Bu yıl Nisan ayındaki toplam tutuklama sayısı 8.383 olurken, geçen yıl bu sayı 129.000 idi.
CBP yetkilileri ayrıca, Nisan ayında sadece beş yasa dışı yabancının geçici olarak ABD’ye salıverildiğini, geçen yılın aynı ayında ise bu sayının 68.000 olduğunu belirtti.
CBP’nin vekaleten komiseri Pete Flores, "Yıllardır ilk kez, daha fazla ajan, CBP’nin sadece altı ay önce gözetim altında tutmak için bant genişliğine veya insan gücüne sahip olmadığı bölgelerde devriye geziyor" dedi. "Ancak bu yönetimin sınırımızdaki güvenlik duruşunda yaptığı dramatik değişiklik sayesinde, operasyonel kontrolün bir gerçeklik haline geldiğini görüyoruz ve bu sadece bir başlangıç."