Trump Yönetiminin Op-Ed Yazarı Öğrenciyi Gözaltına Alması Mahkemeden Döndü
Bu hikaye, siyasi haberlerin hayatınızı ele geçirmesine izin vermeden Trump yönetimi hakkında bilgi sahibi olmanıza yardımcı olan günlük bir bülten olan The Logoff’ta yayınlandı. Buradan abone olabilirsiniz.
The Logoff’a hoş geldiniz. Patrick Reis bugün izinli: Rümeysa Öztürk, görünüşe göre sadece bir fikir yazısı yazdığı için Trump yönetimi tarafından gözaltına alındı. Şimdi, yakıcı yeni bir kararla, bir federal yargıç serbest bırakılmasını emretti.
Arka Plan Ne?
Öztürk – Tufts Üniversitesi doktora öğrencisi ve Türk vatandaşı – Mart ayının sonlarında Massachusetts sokaklarından ICE ajanları tarafından alındı. Tutuklanması, Trump yönetiminin İsrail’in Gazze’deki savaşını protesto eden öğrencilerin vizelerini iptal etme çabasının bir parçasıydı.
Gözaltı kararı özellikle şok ediciydi çünkü herhangi bir yıkıcı veya yasa dışı protestoya katıldığına dair hiçbir işaret yoktu. Sadece geçen yıl Tufts’ın öğrenci gazetesinde savaşı eleştiren ve okul yöneticilerini öğrencilerin endişelerini kabul etmeye çağıran bir fikir yazısına ortak yazarlık yapmıştı.
Trump yönetiminin bir sözcüsü, Mart ayında anonim olarak "DHS ve ICE soruşturmaları, Öztürk’ün Hamas’ı destekleyen faaliyetlerde bulunduğunu tespit etti" iddiasında bulundu. Ancak bugüne kadar, Öztürk’ün dava açtığı bir yargıcın huzurunda dahil olmak üzere, buna dair herhangi bir kanıt sunmadılar.
Yargıç Ne Dedi?
Yargıç William Sessions III, Öztürk’ün "derhal" serbest bırakılmasını emretti. Kararını verirken, Trump yönetiminin davranışlarından dehşete düşmüş gibiydi ve bunun "vatandaş olmayan milyonlarca insanın konuşmasını soğutacağını" söyledi.
Öztürk’ün "Birinci Anayasa Değişikliği ve usulüne uygun süreç ihlallerine dair çok önemli iddialarda bulunduğunu" ve ayrıca hükümetin onu gözaltına alma motivasyonlarına dair fikir yazısından başka "hiçbir kanıt" sunmadığını söyledi.
Bu e-posta, kıdemli editör Patrick Reis’ten, haberlerin hayatınızı ele geçirmesine izin vermeden Trump hakkında bilgi sahibi olmanız için gereken her şeyi sunuyor.
Peki, Bu Dava Bitti mi?
Hayır. Öztürk’ün gözaltından serbest bırakılması emredildi. Ancak ABD hükümetinin vizesini yasal olarak iptal edip edemeyeceği sorusu hala çözülmedi. Sessions’ın lehine karar verecek gibi görünse de, davanın Yüksek Mahkeme’ye ulaşması halinde muhafazakarların aynısını yapıp yapmayacağı belirsiz.
Yine de bu dava, Trump yönetimi için bir utanç kaynağı oldu ve belki de sadece davayı düşürmeye karar vereceklerine dair hafif bir umut ışığı var. Çok mu iyimser? Muhtemelen.
Diğer Haberler
İyi sanat filmi önerileri istiyorsanız, günümüzün en iyi yönetmenlerinden biri olan Jia Zhangke, bu hafta Criterion Closet’ı ziyaret etti ve favorilerinden bazılarını seçti. Kendi filmleri de Criterion Channel’da yayınlanıyor – Çin’in modernleşmesi hakkında aniden bir Village People dans şarkısı düşüren derin düşüncelere dalmış filmlerle ilgileniyorsanız, göz atın!
Vox’tan Destek
Son ayda 1 makale okudunuz.
Burada Vox’ta, demokrasiye yönelik tehditler, göç, üreme hakları, çevre ve ülke genelinde artan kutuplaşma gibi sizin için en önemli olan konuları ele alma konusundaki kararlılığımızdan ödün vermiyoruz.
Misyonumuz, sizi bilgilendirmek ve dünyamızı şekillendirmeye dahil etmek için net, erişilebilir gazetecilik sağlamaktır. Bir Vox Üyesi olarak, anlamlı değişimi yönlendiren derinlemesine, bağımsız haberler sunma yeteneğimizi doğrudan güçlendirirsiniz.
Sizin gibi okuyuculara güveniyoruz – bize katılın.
Swati Sharma
Vox Genel Yayın Yönetmeni
Kredi kartı, Apple Pay ve Google Pay’i kabul ediyoruz.
Daha Derinlemesine İnceleme
Bu olay, ifade özgürlüğü ve ABD hükümetinin vize iptali yetkisi ile ilgili önemli soruları gündeme getirmektedir. Öztürk’ün davası, Trump yönetimi tarafından, özellikle de Müslüman ve göçmen topluluklarında, muhalif sesleri bastırmak için kullanılan taktiklere dikkat çekmektedir.
Hükümetin, Öztürk’ün Hamas’ı desteklediğine dair herhangi bir kanıt sunamaması, davanın zayıflığını ve muhtemelen siyasi motivasyonunu vurgulamaktadır. Yargıç Sessions’ın sert eleştirisi, bu tür eylemlerin anayasal hakları nasıl ihlal ettiğini ve kamuoyunun söylemini nasıl engelleyebileceğini vurgulamaktadır.
Davanın Yüksek Mahkeme’ye gitmesi halinde, mahkemenin ifade özgürlüğü ve hükümetin göçmenleri hedef alma yetkisi konusundaki duruşu hakkında daha fazla bilgi edinilebilecektir. Bu arada, Öztürk’ün serbest bırakılması, ifade özgürlüğünü savunan ve hükümetin yetkisini kötüye kullanmasına karşı çıkanlar için bir zafer olarak değerlendirilebilir.
Bu vaka ayrıca, öğrenci gazetelerinin ve diğer bağımsız medya kuruluşlarının rolünü de vurgulamaktadır. Öztürk’ün yazdığı fikir yazısı, önemli bir kamuoyu tartışmasını teşvik etti ve sonunda hükümetin dikkatini çekti. Bu, öğrenci gazetelerinin ve diğer bağımsız medyanın, güçlü kurumları hesap verebilir tutma ve marjinalleştirilmiş sesleri yükseltme konusundaki önemini göstermektedir.
Sonuç
Rümeysa Öztürk’ün davası, Trump yönetiminin muhalefeti bastırma ve göçmenleri hedef alma çabalarına dair endişe verici bir örnek sunmaktadır. Yargıç Sessions’ın kararı, ifade özgürlüğünün ve usulüne uygun sürecin önemini vurgulamakta ve hükümetin yetkisini kötüye kullanmasına karşı bir koruma sağlamaktadır. Davanın geleceği hala belirsiz olsa da, Öztürk’ün serbest bırakılması, anayasal hakları savunanlar için bir zaferdir ve ifade özgürlüğü için mücadeleye devam etme konusunda bir teşvik niteliği taşımaktadır.