Trump’ın Hakimleri "İhanet"le Suçlayan Paylaşımı ve Baş Yargıç Roberts’ın Tepkisi
Washington’dan bildiriyorum. Eski Başkan Donald Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı bir paylaşımda, yürütme kararlarını yargı yetkisini kullanarak bozan hakimlerin "isyancılık" ve "vatana ihanet" suçunu işlediğini iddia eden bir makaleyi yeniden paylaştı. Bu paylaşım, başkanın federal bölge hakimlerinin gündemini engellemesine yönelik süregelen öfkesinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Trump’ın Pazar gecesi yaptığı bu paylaşım, Baş Yargıç John Roberts’ın, Cumhuriyetçi yönetimin, 1798 tarihli ve en son İkinci Dünya Savaşı sırasında kullanılan "Yabancı Düşmanlar Yasası" aracılığıyla yüzlerce Venezuelalı çete üyesini sınır dışı etme girişimini durdurmaya çalışan bir federal hakimin görevden alınmasını istemesi üzerine gelen sert tepkisinin ardından geldi.
Trump, muhafazakar internet sitesi The Gateway Pundit’te Yaacov Apelbaum tarafından yayınlanan bir makaleyi paylaştı. Makalede, hakimlerin "meşru anayasal dayanaklar olmaksızın yürütme kararlarını engelleyerek veya bozarak anayasal yetkilerini aştıklarında, sadece rollerini aşmakla kalmayıp aynı zamanda vatana ihanet ve isyancılık suçlarına eşdeğer eylemler gerçekleştirmiş olabilecekleri" savunuluyor.
Apelbaum’un makalesi, "aktivist hakimlerin", yasaları yorumlamak yerine yasama veya yürütme yoluyla yargı kolunun anayasal yetkisini ihlal ettiğini ileri sürüyor. Makalede, "ABD hukuk sistemi, özellikle isyancılık ve vatana ihanetle ilgili yasalar uyarınca, bu tür yetki aşımını ele almak için mekanizmalar sunmaktadır" deniliyor.
İsyancılık komplosu, "Amerika Birleşik Devletleri Hükümetini zorla devirme, bastırma veya yok etme komplosu kurmayı veya onlara karşı savaş açmayı… veya Amerika Birleşik Devletleri yasasının uygulanmasını geciktirmeyi" içeren federal bir suçtur. Vatana ihanet suçu ise, "Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı savaş açmayı veya düşmanlarına destek vermeyi" ifade ediyor.
ABD Bölge Yargıcı James Boasberg, Trump’ın Yabancı Düşmanlar Yasası’nı, 200’den fazla Venezuelalı çete üyesini hukuki süreç tanımadan sınır dışı etmek için kullanmasını geçici olarak engellemişti. Ancak, bu sınır dışı uçuşları, hakimin emrine rağmen gerçekleşti. Beyaz Saray, uçakların hakimin yazılı emri yayınlanmadan önce havalandığını savundu.
Boasberg, geçen hafta bir duruşmada hükümet avukatlarını mahkeme belgelerinde "ölçüsüz ve saygısız" olmakla suçladı ve sınır dışı etmelerin emrine aykırı olup olmadığını araştırmaya devam edeceğini söyledi.
Boasberg, "Beni endişelendiren şey, bu bildirinin neden esasen Cuma veya Cuma gecesi veya Cumartesi sabahının erken saatlerinde gizlice imzalandığı ve sonra insanların neden uçaklara yetiştirildiği" dedi. "Bana öyle geliyor ki, bunu yapmanın tek nedeni, bunun bir sorun olduğunu bilmeniz ve onları ülkeden çıkarmak istemeniz."
Boasberg’in görevden alınmasını istemesinin ardından Baş Yargıç Roberts, Trump’ın bu önerisiyle ilgili nadir bir kamuoyu açıklaması yaptı: "İki yüzyılı aşkın bir süredir, görevden almanın bir yargı kararıyla ilgili anlaşmazlığa uygun bir yanıt olmadığı belirlenmiştir," dedi Roberts. "Bu amaçla normal temyiz süreci mevcuttur."
Trump, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nı kapatma, trans bireylerin ABD ordusunda görev yapmasını yasaklama ve on binlerce federal deneme süresindeki çalışanı işten çıkarma girişimleriyle ilgili olarak federal bölge hakimlerinin kararlarından da başka aksiliklerle karşılaştı.
Bir ABD temyiz mahkemesi Cuma günü, Trump yönetiminin federal işgücündeki temizliğinin bir parçası olarak işten çıkarılan 18 federal kurumdaki 25.000 çalışanı yeniden işe alması için federal bir hakimin yakın zamanda verdiği emri durdurmayı reddetti.
Bu durum, Trump’ın yargı sistemine karşı artan öfkesinin ve yürütme yetkisinin sınırlarını zorlama çabasının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Baş Yargıç Roberts’ın bu duruma sert tepki göstermesi ise, yargının bağımsızlığını koruma konusundaki kararlılığını vurguluyor. Trump’ın bu tür söylemleri, yargı bağımsızlığına yönelik bir tehdit olarak görülüyor ve hukuk devleti ilkesini zedeleme potansiyeli taşıyor. Bu olay, ABD siyasetindeki kutuplaşmanın ve yürütme ile yargı arasındaki gerilimin bir başka örneği olarak kayıtlara geçti.
Başkanın bu tür açıklamaları, destekçileri arasında yargıya olan güveni sarsma ve hakimlere yönelik tehditlere zemin hazırlama potansiyeli taşıyor. Bu nedenle, Baş Yargıç Roberts gibi hukuk sisteminin önde gelen isimlerinin bu tür söylemlere karşı net bir şekilde duruş sergilemesi, yargının bağımsızlığını ve hukuk devletini korumak için hayati önem taşıyor.