Trump Yönetimi ve Çin Ticaret Savaşı: Çelişkili Açıklamalar ve Müzakere Belirsizliği
Washington – Hazine Bakanı Scott Bessent, Trump yönetiminin Çin ile henüz ticaret müzakerelerine başlamadığını söyleyerek, Başkan Donald Trump’ın ABD’nin Pekin ile tarifeler konusunda görüştüğü yönündeki önceki iddialarıyla çelişti. Bessent, 6 Mayıs’ta Temsilciler Meclisi Tahsisler Komitesi’ndeki bir duruşmada, "Çin ile henüz müzakerelere başlamadık" dedi.
Dünyanın en büyük iki ekonomisinin liderleri, Trump yönetiminin Çin’den yapılan ithalata toplamda %145 oranında gümrük vergisi uygulamasına yanıt olarak Pekin’in ABD ihracatına %125 oranında gümrük vergisi uygulamasına rağmen geri adım atmadı. Bessent, ticaret gerilimini azaltma sorumluluğunun Çin’de olduğunu, çünkü onların ABD’ye ABD’nin Çin’e sattığından daha fazla mal sattığını belirtti.
Trump’ın sınır ve tarife planları Capitol Hill’de mercek altında. Kanada Başbakanı ziyarette.
Ancak Trump, son haftalarda Çin ile ticaret görüşmelerinin devam ettiğine dair birden fazla kez işaret etti. 23 Nisan’da gazetecilerin Çinli liderlerle aktif olarak görüşüp görüşmediği sorusu üzerine Trump, "Her şey aktif" yanıtını verdi.
Trump, 25 Nisan’da yayınlanan Time Dergisi ile yaptığı röportajda, tarifeleri görüşmek için Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’e ilk kendisinin ulaşmayacağını, ancak Xi’nin kendisini aradığını söyledi. Trump, "O aradı. Bunun onun adına bir zayıflık işareti olduğunu düşünmüyorum" dedi.
Çin Ticaret Bakanlığı, 2 Mayıs’ta Pekin’in ABD tarafından belirli kanallar aracılığıyla iletilen bilgileri "şu anda değerlendirmekte" olduğunu, ancak Trump’ın Çin mallarına uygulanan yüksek karşılıklı tarifeleri iptal etmedikçe Çin’in ABD ile ticaret görüşmelerine girmeyeceğini vurguladı.
Trump, 4 Mayıs’ta NBC’nin "Meet the Press" programında Çin’in konumuyla ilgili bir soru üzerine, müzakereleri kolaylaştırmak için Çin’e uygulanan tarifeleri düşürme planı olmadığını, ancak vergilerin bir noktada düşürüleceğini söyledi. Çin’i müzakere masasına getirmek için tarifeleri neden düşüreyim? diye soran Trump, "Bir noktada onları düşüreceğim, aksi takdirde onlarla asla iş yapamazsınız. Ve onlar çok iş yapmak istiyorlar. Bakın, ekonomileri gerçekten kötü durumda. Ekonomileri çöküyor" dedi.
Trump yönetimi, Trump’ın Nisan ayında dünyanın büyük bir bölümüne evrensel tarifeler uygulamasının ardından 170’ten fazla ülke ile ticaret anlaşmaları yapmaya çalışıyor. Trump, birçok ülkenin mallarına uygulanan karşılıklı tarifeleri 90 gün erteledi, ancak Çin’e uygulanan devasa %145’lik tarifelere ek olarak, bu ülkeler için %10’luk bir baz tarife devam ediyor.
Bessent, yönetimin Çin hariç en büyük 18 ABD ticaret ortağının 17’si ile müzakere halinde olduğunu söyledi.
Trump’ın müzakereler başladığından beri hiçbir ülke ile henüz bir ticaret anlaşması imzalamamasına rağmen, Bessent, "yıl sonuna kadar bunların %80 veya %90’ından fazlasını tamamlamış olacağımızdan şüphe duyacağını" ve en az bir ülke ile ilgili bir duyurunun bu hafta kadar erken yapılabileceğini tahmin etti. Bessent, "Ticaret ortaklarımızın çoğu bize çok iyi tekliflerle geldi ve bunları yeniden müzakere ediyoruz. Belki bu hafta kadar erken, en büyük ticaret ortaklarımızdan bazılarıyla ticaret anlaşmaları duyuracağız" dedi.
Bu çelişkili açıklamalar, Trump yönetiminin Çin ile ticaret ilişkileri konusunda nasıl bir strateji izlediği konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor. Bir yandan Başkan Trump, görüşmelerin sürdüğünü ve ilerleme kaydedildiğini iddia ederken, Hazine Bakanı Bessent’in müzakerelerin henüz başlamadığı yönündeki açıklaması kafaları karıştırıyor.
Bu durum, hem Çin hem de diğer ülkelerle yapılan ticaret görüşmelerinin şeffaflığı ve güvenilirliği konusunda endişelere yol açıyor. Eğer yönetimin kendi içindeki yetkililer bile aynı konuda farklı şeyler söylüyorsa, dışarıdaki ülkelerin bu sürece güvenmesi zorlaşacaktır.
Çin tarafının açıklamaları da durumu daha karmaşık hale getiriyor. Pekin, ABD’nin tarifeleri kaldırmadığı sürece müzakere masasına oturmayacağını net bir şekilde ifade ediyor. Bu durum, iki ülke arasındaki anlaşmazlığın derinliğini ve çözüme ulaşmanın ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
Trump’ın tarifeleri bir müzakere aracı olarak kullanma stratejisi, bazı çevrelerde eleştiriliyor. Eleştirmenler, tarifelerin hem ABD hem de Çin ekonomisine zarar verdiğini ve ticaret savaşının küresel ekonomiyi olumsuz etkilediğini savunuyorlar.
Öte yandan, Trump yönetimi, tarifelerin Çin’i taviz vermeye zorladığına ve ABD’nin çıkarlarını korumak için gerekli olduğuna inanıyor. Ancak, Bessent’in açıklamaları, bu stratejinin ne kadar etkili olduğu konusunda şüpheler uyandırıyor.
Sonuç olarak, Trump yönetimi ve Çin arasındaki ticaret savaşı belirsizliğini koruyor. Çelişkili açıklamalar, müzakere zorlukları ve farklı stratejiler, yakın zamanda bir çözüme ulaşılmasını zorlaştırıyor. Bu durum, hem ABD hem de Çin ekonomisi için riskler oluştururken, küresel ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri de devam ediyor. Ticaret savaşının nasıl sonuçlanacağı ve hangi ülkelerin bu süreçten nasıl etkileneceği önümüzdeki dönemde yakından takip edilmesi gereken bir konu olmaya devam ediyor.