Schweinfurt Otoyol Köprüsü Çöküşü Davası: Statiker Yargılanıyor
Almanya’nın Schweinfurt kentinde, yaklaşık dokuz yıl önce meydana gelen ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan otoyol köprüsü çöküşü olayıyla ilgili dava, Salı günü yeniden başlıyor. Olayın ardından açılan soruşturma kapsamında, bir statiker, kusurlu hesaplamaları nedeniyle ihmalkar adam öldürme ve 14 kişiyi yaralamakla suçlanıyor.
Dava, aslında 2023 yılında Schweinfurt Bölge Mahkemesi’nde dört sanıkla birlikte görülmeye başlanmıştı. Ancak, statikerin avukatının rahatsızlanması üzerine, 53 yaşındaki sanıkla ilgili süreç ayrılmıştı. Şimdi, bu ayrılan dava, yeniden gündeme geliyor ve adaletin tecelli etmesi için önemli bir adım olarak görülüyor.
Olay, 15 Haziran 2016 tarihinde, Bavyera’nın kuzeyindeki Werneck yakınlarında, A7 otoyolunda inşa edilen yeni Schraudenbach Vadisi Köprüsü’nün taşıyıcı iskelesinin çökmesiyle meydana gelmişti. Köprüye 1.500 ton beton dökülürken yaşanan bu çöküş, büyük bir faciaya yol açmıştı. Bir inşaat işçisi hayatını kaybederken, 14 işçi de yaralanmıştı.
Statiker, 2015 yılında köprünün taşıyıcı iskele yapısının statik hesaplamalarını yapmakla görevlendirilmişti. Savcılık, sanığın hesaplamalarındaki hataların, köprünün çökmesine ve dolayısıyla can kayıplarına ve yaralanmalara neden olduğunu iddia ediyor.
2023 yılının Mayıs ayında, Schweinfurt Bölge Mahkemesi, davayla ilgili olarak iki mühendisi hapis cezasına çarptırmıştı. Bir diğer sanık ise beraat etmişti. Mahkeme başkanı, o dönemde yaptığı açıklamada, kazaya neden olanın eksik bir statik hesaplama olduğunu belirtmişti. Yeni köprünün inşa edilen taşıyıcı iskelesinin, ilgili bölümdeki yükü asla taşıyamayacağı vurgulanmıştı.
Daha önceki duruşmalarda dinlenen bir bilirkişi, statik incelemesiyle görevlendirilen mühendisin çalışmalarının amiri tarafından denetlenmemesini eleştirmişti. Ayrıca, taşıyıcı iskelenin ilgili inşaat bölümünün bir test mühendisi tarafından kontrol edilmediği de belirtilmişti. Bu denetim eksiklikleri, kazanın önlenmesinde önemli bir fırsatın kaçırılması olarak değerlendirilmişti.
Ancak, sanıkların avukatları, inşaat işçilerinin çelik iskeleyi planlarda belirtilenden farklı bir şekilde inşa ettiğini ve bu durumun kazaya neden olduğunu savunmuşlardı. Avukatlar, inşaatın öngörülen denetiminin yapılmadığını ve bu nedenle kazanın meydana geldiğini iddia etmişlerdi. Savunma, kusurun müvekkillerinde değil, inşaat sürecindeki hatalarda olduğunu ileri sürmüştü.
Bu dava, Almanya’da inşaat güvenliği ve mühendislik sorumluluğu konularında önemli bir tartışma yaratmıştır. Köprü çöküşü gibi trajik olaylar, inşaat projelerindeki statik hesaplamaların doğruluğunun ve denetim süreçlerinin etkinliğinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Davanın yeniden başlamasıyla birlikte, mahkemenin tüm delilleri dikkatlice değerlendirmesi ve adil bir karar vermesi beklenmektedir. Statikerin suçlu bulunması halinde, mühendislik mesleğindeki sorumlulukların önemi bir kez daha vurgulanacak ve benzer olayların önlenmesi için daha sıkı önlemler alınması gerekliliği ortaya konacaktır.
Davanın sonucu, sadece sanık için değil, aynı zamanda inşaat sektörü ve kamuoyu için de büyük önem taşımaktadır. Adaletin tecelli etmesi ve benzer trajedilerin yaşanmaması için, mahkemenin titiz bir çalışma yürüterek gerçeği ortaya çıkarması beklenmektedir.