Saksonya’dan sınır dışı edilen ve gönüllü olarak geri dönen yabancıların sayısı 2025’in ilk çeyreğinde önemli ölçüde değişti. Eyalet Yönetimi tarafından yapılan açıklamaya göre, Ocak başı ile Mart sonu arasında 259 sınır dışı edilme gerçekleşti. Bu rakam, 2024’ün ilk çeyreğine kıyasla 19 kişi daha az. Sınır dışı edilen kişiler arasında 68 suçlu bulunuyordu ve geri gönderildikleri ülkeler arasında Gürcistan, Hırvatistan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Sırbistan, Tunus, Fransa ve Türkiye yer alıyordu.
Gönüllü geri dönüşlerde ise çarpıcı bir artış yaşandı. 2024’ün ilk çeyreğinde 198 olan gönüllü geri dönüş sayısı, bu yılın aynı döneminde 443’e yükseldi ve iki kattan fazla bir artış gösterdi. Gönüllü olarak ülkelerine dönenlerin başlıca tercih ettiği ülkeler ise Türkiye, Venezuela, Suriye, Gürcistan ve Rusya oldu.
İçişleri Bakanı Armin Schuster (CDU), bu gelişmeleri "dikkate değer artışlar" olarak nitelendirdi ve bu başarıda belediye yabancılar daireleri ile Eyalet Yönetimi’nin yoğun çalışmalarının ve geri dönüş danışmanlığının önemli bir rol oynadığını vurguladı. Schuster, "İltica başvurusu kesin olarak reddedilmiş bir kişinin kendi sorumluluğuyla ülkeyi terk etmesinden ve tüm taraflar için zorluklar yaratan devlet destekli sınır dışı etme önlemlerine gerek kalmamasından memnuniyet duyuyorum" dedi.
Bu veriler, Saksonya’da yabancıların geri dönüş süreçlerinde bir değişime işaret ediyor. Sınır dışı etmeler azalırken, gönüllü geri dönüşlerdeki artış, yetkililerin geri dönüş danışmanlığına yaptığı yatırımın ve izlediği politikaların meyvelerini verdiğini gösteriyor. Ancak, bu durum aynı zamanda, ekonomik koşullar, siyasi istikrarsızlık veya diğer nedenlerle ülkelerine dönmeyi tercih eden yabancıların sayısındaki artışın bir yansıması da olabilir.
Sınır dışı etme vakalarının azalması, çeşitli faktörlere bağlanabilir. Örneğin, yetkililer daha titiz bir inceleme süreci uygulayarak, sınır dışı etme kararlarının daha dikkatli verilmesini sağlamış olabilirler. Ayrıca, geri dönüş danışmanlığı hizmetlerinin iyileştirilmesi, bazı yabancıların gönüllü olarak ülkelerine dönmelerini teşvik etmiş olabilir.
Gönüllü geri dönüşlerdeki artış ise, yabancıların kendi istekleriyle ülkelerine dönmelerinin çeşitli avantajlarını fark etmeleriyle ilişkilendirilebilir. Örneğin, gönüllü olarak geri dönenlere maddi destek sağlanabilir veya ülkelerine yeniden entegre olmalarına yardımcı olacak programlar sunulabilir. Ayrıca, bazı yabancılar, ülkelerindeki koşulların iyileşmesi veya ailevi nedenlerle geri dönmeyi tercih edebilirler.
İçişleri Bakanı Schuster’in açıklamaları, Saksonya hükümetinin gönüllü geri dönüşleri teşvik etme konusunda kararlı olduğunu gösteriyor. Hükümet, geri dönüş danışmanlığı hizmetlerini güçlendirerek ve gönüllü olarak geri dönenlere destek sağlayarak, daha sürdürülebilir ve insani bir geri dönüş politikası izlemeyi hedefliyor.
Ancak, geri dönüş süreçlerinin karmaşıklığı ve hassasiyeti göz önünde bulundurulmalıdır. Sınır dışı etme kararları, insan haklarına saygı gösterilerek ve uluslararası hukuka uygun olarak alınmalıdır. Gönüllü geri dönüşler ise, yabancıların özgür iradeleriyle ve bilgilendirilmiş bir şekilde karar vermelerini sağlamak için teşvik edilmelidir.
Saksonya’daki bu gelişmeler, Almanya genelindeki geri dönüş politikaları açısından da önemli bir örnek teşkil ediyor. Diğer eyaletler de, Saksonya’nın deneyimlerinden ders çıkararak, daha etkili ve insani geri dönüş politikaları geliştirebilirler.
Gelecekte, Saksonya’da sınır dışı etme ve gönüllü geri dönüş trendlerinin nasıl gelişeceği yakından takip edilmelidir. Ekonomik koşullar, siyasi gelişmeler ve hükümet politikalarındaki değişiklikler, bu trendleri etkileyebilir.
Sonuç olarak, Saksonya’daki yabancıların geri dönüş süreçleri, karmaşık ve çok yönlü bir konudur. Yetkililerin, insan haklarına saygı göstererek, uluslararası hukuka uygun olarak ve yabancıların özgür iradelerini dikkate alarak geri dönüş politikaları geliştirmeleri önemlidir. Gönüllü geri dönüşlerin teşvik edilmesi, daha sürdürülebilir ve insani bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır. Ancak, sınır dışı etme kararlarının da, gerekli durumlarda ve yasal çerçevede uygulanması gerekebilir.
Verilerin analizi, Saksonya’da geri dönüş stratejilerinin değiştiğini gösteriyor. Sadece zorla sınır dışı etme yöntemine odaklanmak yerine, gönüllü geri dönüşleri teşvik etme yönünde bir eğilim var. Bu, hem maliyet açısından daha verimli olabilir, hem de geri dönen kişilerin ülkelerine yeniden entegre olmaları için daha iyi bir fırsat sunabilir. Ancak, bu stratejinin başarısı, geri dönüş danışmanlığı hizmetlerinin kalitesine ve gönüllü olarak geri dönenlere sunulan destek programlarının etkinliğine bağlıdır.
Ek olarak, suçluların sınır dışı edilmesi, kamu güvenliğini sağlama açısından önemli bir önlemdir. Ancak, bu tür sınır dışı etme kararları, adil yargılama ilkelerine uygun olarak ve ilgili uluslararası sözleşmelere saygı gösterilerek alınmalıdır. Suçluların sınır dışı edilmesi, aynı zamanda, suçluların ülkelerine geri döndükten sonra yeniden suç işlemelerini önlemek için de önlemler alınmasını gerektirebilir.
Son olarak, geri dönüş politikalarının, göçmenlerin menşe ülkelerindeki sosyo-ekonomik koşulları iyileştirmeye yönelik kalkınma yardımlarıyla desteklenmesi önemlidir. Göçün temel nedenlerini ele almak, uzun vadede daha sürdürülebilir çözümler sunabilir.
Bu nedenle, Saksonya hükümeti, geri dönüş politikalarını geliştirirken, insan haklarına saygıyı, uluslararası hukuka uyumu, gönüllü geri dönüşleri teşvik etmeyi ve kalkınma yardımlarıyla işbirliğini ön planda tutmalıdır. Bu yaklaşım, hem göçmenlerin haklarını koruyacak, hem de toplumun güvenliğini sağlayacak ve göçün temel nedenlerini ele almaya yardımcı olacaktır.
