Rusya Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği’ni (AB) savaş hazırlığı yapmakla suçlayarak, topluluğu Nazi Almanyası ile karşılaştırdı. Bakanlık sözcüsü Maria Zakharova, devlet haber ajansı TASS’a yaptığı açıklamada, "Kahverengi lekelerle kaplı AB, ‘Doğu’dan gelen tehdit’ bahanesiyle yeniden militarize oluyor, tıpkı bir zamanlar Üçüncü Reich’ın yaptığı gibi açıkça bir savaşa hazırlanıyor ve ülkemizi düşman olarak adlandırıyor" dedi. Zakharova, AB’nin siyasi konseptinin, ırksal üstünlük gibi Nasyonal Sosyalist fikirlerine uygun olduğunu iddia etti.
Kremlin lideri Vladimir Putin, Ukrayna’ya karşı başlattığı fetih savaşını defalarca "Nazi rejimine karşı bir mücadele" olarak meşrulaştırdı. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndaki zaferin 80. yıl dönümü kutlamaları öncesinde, komşu ülkenin işgali Moskova’da bu savaşın bir devamı olarak sunuluyor. Rusya’daki iktidar mekanizması, bu suçlamayı Ukrayna’yı destekleyen ülkelere, yani AB üyesi devletlere de yaygınlaştırdı.
Moskova’nın savaş hazırlığı suçlaması, Avrupa ülkelerinin, Almanya dahil olmak üzere, savunma harcamalarındaki bazen belirgin artışlara dayanıyor. Ancak Rusya da silahlanmasını büyük ölçüde hızlandırdı. Sadece bu yıl, askeri harcamalar 13,5 trilyon rubleye (şu anda yaklaşık 140 milyar Euro) yükseldi. Bu, zaten bir rekor olan bir önceki yıla göre yüzde 25 daha fazla.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa Birliği’ne yönelik bu sert suçlamaları, Moskova ile Batı arasındaki gerginliğin giderek arttığı bir dönemde geldi. Ukrayna’daki savaşın devam etmesi ve Batı’nın Ukrayna’ya verdiği askeri ve mali destek, Rusya’nın tepkisini çekiyor. Rusya, Batı’yı, özellikle de ABD ve AB’yi, Ukrayna’daki çatışmayı körüklemekle ve Rusya’yı zayıflatmaya çalışmakla suçluyor.
Zakharova’nın açıklamaları, Nazi Almanyası ile yapılan bu paralellikler, özellikle hassas bir konu. İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası’nın Sovyetler Birliği’ne saldırması, Rusya tarihinde derin bir yara izi bıraktı. Rusya, bu savaşı "Büyük Vatanseverlik Savaşı" olarak adlandırıyor ve bu savaşta yaşanan kayıpları ve kahramanlıkları sürekli olarak hatırlıyor. Bu nedenle, herhangi bir ülkenin veya örgütün Nazi Almanyası ile karşılaştırılması, Rusya’da büyük bir tepkiye yol açıyor.
Ancak, Rusya’nın AB’yi savaş hazırlığı yapmakla suçlaması ve Nazi Almanyası ile karşılaştırması, Batı’da büyük ölçüde reddediliyor. AB yetkilileri ve Batılı liderler, Rusya’nın bu suçlamalarını "saçma" ve "provokatif" olarak nitelendiriyor. Onlara göre, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artırması, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığına bir yanıt ve Avrupa’nın güvenliğini sağlamak için gerekli bir önlem.
Avrupa Birliği, Rusya’nın iddialarının aksine, barış ve işbirliği ilkelerine bağlı olduğunu ve herhangi bir saldırgan niyet taşımadığını vurguluyor. AB, Ukrayna’ya verdiği desteğin, bu ülkenin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumak için olduğunu ve Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını sona erdirmek için diplomatik çabalarını sürdüreceğini belirtiyor.
Ancak, Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerin düzelmesi için görünürde bir umut yok. Ukrayna’daki savaşın devam etmesi, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ve karşılıklı suçlamalar, ilişkilerin daha da kötüleşmesine neden oluyor. Uzmanlar, Rusya ile Batı arasında yeni bir soğuk savaş döneminin yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Bu durum, uluslararası güvenlik ve istikrar için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Rusya’nın savunma harcamalarındaki artış da dikkat çekici bir nokta. Kremlin, savunma harcamalarındaki artışı, ülkenin güvenliğini sağlamak ve dış tehditlere karşı koymak için gerekli bir önlem olarak gerekçelendiriyor. Ancak, Batılı analistler, Rusya’nın askeri gücünü artırmasının, bölgede gerginliği tırmandırabileceği ve diğer ülkelerin de savunma harcamalarını artırmasına yol açabileceği konusunda endişelerini dile getiriyor.
Sonuç olarak, Rusya ile Batı arasındaki ilişkiler, Ukrayna’daki savaş ve karşılıklı suçlamalar nedeniyle oldukça gergin bir durumda. Rusya’nın AB’yi savaş hazırlığı yapmakla suçlaması ve Nazi Almanyası ile karşılaştırması, bu gerginliği daha da artırıyor. İki taraf arasındaki güvensizlik ve düşmanlık, uluslararası güvenlik ve istikrar için ciddi bir tehdit oluşturuyor. İlişkilerin düzelmesi için bir umut olmamasına rağmen, diplomatik çabaların sürdürülmesi ve gerginliğin tırmanmasını önlemek için adımlar atılması gerekiyor. Aksi takdirde, Rusya ile Batı arasındaki ilişkiler, daha da kötüleşebilir ve sonuçları öngörülemeyen bir duruma yol açabilir.