PKK’nın Dağılma Kararı: Türkiye ve Bölge İçin Ne Anlama Geliyor?
Kürdistan İşçi Partisi (PKK), Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı 40 yılı aşkın süredir yürüttüğü ve 40.000’den fazla insanın ölümüne yol açan silahlı mücadeleyi sonlandırarak dağılacağını ve silah bırakacağını duyurdu. PKK, bu süreçte hem Türk ordusuyla hem de kendi eylemleriyle bu ölümlere neden oldu.
PKK, Türkiye topraklarında bağımsız bir Kürt devleti kurmayı amaçlıyordu. Kürtler, Türkiye’nin 86 milyonluk nüfusunun yaklaşık %20’sini oluşturuyor. ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye, PKK’yı terör örgütü olarak kabul ediyor.
Reuters’ın haberine göre, PKK açıklamasında "tarihi misyonunu tamamladığını" belirtti. Bu misyonun zaman içinde bağımsız bir devlet kurma hedefinden, Güneydoğu Türkiye’de daha fazla Kürt hakları ve sınırlı özerklik elde etmeye doğru kaydığı vurgulandı.
PKK, Firat haber sitesinde yayınlanan ve üst düzey PKK üyelerinin askeri üniformalarla kongreye katıldığını gösteren görüntüler eşliğinde yaptığı açıklamada, "PKK mücadelesi, halkımıza yönelik inkar ve imha politikasını kırdı ve Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdi" ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, PKK’nın kararının ardından Türkiye’nin "terörden arınmış bir ülke" yönünde sorunsuz bir ilerleme sağlamak için gerekli önlemleri alacağını söyledi.
PKK’nın dağılması, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İslamcı hükümeti ve Suriye’nin kuzeyindeki, İslam Devleti terör örgütünü yenilgiye uğratmaya yardım eden Amerikan yanlısı Kürt güçleri (YPG) için bir dizi soruyu gündeme getiriyor. Türkiye, YPG’yi PKK’nın bir kolu olarak görüyor ve Suriyeli Kürtlere karşı defalarca askeri operasyonlar düzenledi.
Kıbrıs’tan bir yetkili, "Türkiye’nin işgal tehditleri çok ciddiye alınmalıdır" uyarısında bulundu.
1999’dan beri İstanbul’un güneyindeki bir adada tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, Şubat ayında PKK’nın dağılması çağrısında bulunmuştu.
Ayrı olarak, İslam Devleti’ni ortadan kaldıran Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Amerikan yanlısı başkomutanı Mazlum Abdi, Öcalan’ın çağrısının kendi örgütünü bağlamadığını söyledi. YPG, daha geniş bir şemsiye örgütü olan SDG’nin bir parçası ve PKK ile ilişkili değil.
ABD ve AB, Suriye’de İslamcı terörizme karşı mücadelede SDG ve YPG ile müttefiktir ve Türkiye’nin aksine SDG, YPG ve PKK arasında bir bağlantı görmemektedir.
Fox News Digital, yıllar içinde Türkiye’nin, İslam Devleti’nin ortadan kaldırılmasında kilit rol oynayan ABD yanlısı Suriyeli Kürt güçlerini (SDG ve YPG) yok etme çabalarına dair haberler yayınladı.
Aralık ayında, eski Suriye diktatörü Beşar Esad Rusya’ya kaçıp rejimi çöktükten sonra Senatör John Kennedy, Erdoğan’a Kongre’de yaptığı bir konuşmada defalarca "Kürtleri rahat bırakın" dedi. Kennedy, "Kürtler Amerika’nın dostlarıdır… Bize yardım etmekten en çok sorumlu olanlar, IŞİD’i yok etmekten en çok sorumlu olanlar Kürtlerdi" diye ekledi.
Kürtler, Türkiye, Irak, İran ve Suriye’ye yayılan bir alanda yoğunlaşmış yaklaşık 30 milyonluk nüfusa sahip dünyanın en büyük devletsiz etnik grupları arasında yer alıyor. Dört ülkenin hepsinde azınlıkta olan Kürtler, birkaç lehçesi bulunan kendi dillerini konuşuyorlar. Çoğunluğu Sünni Müslüman.
PKK’nın Dağılmasının Muhtemel Etkileri
PKK’nın dağılma kararı, Türkiye ve bölge için bir dönüm noktası olabilir. Ancak, bu kararın etkilerinin ne olacağı hala belirsizliğini koruyor. İşte muhtemel etkilerden bazıları:
-
Türkiye-PKK İlişkileri: PKK’nın silah bırakması, Türkiye ile Kürtler arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açabilir. Ancak, Türkiye’nin PKK’ya ve Kürt sorununa yaklaşımı, bu sürecin başarısı için kritik önem taşıyor. Türkiye’nin Kürtlerin haklarını tanıma ve demokratik çözümler üretme konusundaki adımları, barış sürecini destekleyebilir.
-
Suriye’deki Kürt Güçleri: PKK’nın dağılma kararı, Suriye’deki Kürt güçleri üzerindeki baskıyı azaltabilir. Ancak, Türkiye’nin YPG’yi PKK’nın bir kolu olarak görmesi ve operasyonlarına devam etme olasılığı, Suriye’deki Kürtlerin geleceği için bir tehdit oluşturuyor.
-
Bölgesel İstikrar: PKK’nın dağılması, bölgedeki istikrarı artırabilir. Ancak, Kürt sorununun çözümsüz kalması, yeni çatışmalara yol açabilir. Bölgesel aktörlerin, Kürtlerin haklarını güvence altına alacak ve istikrarı destekleyecek bir çözüm bulması gerekiyor.
-
ABD-Türkiye İlişkileri: ABD’nin Suriye’deki Kürt güçlerine verdiği destek, Türkiye ile ilişkilerinde gerginliğe neden oluyor. PKK’nın dağılması, bu gerginliği azaltabilir. Ancak, Türkiye’nin Suriye’deki Kürtlere yönelik operasyonlarına devam etmesi, ABD ile ilişkileri daha da kötüleştirebilir.
Sonuç
PKK’nın dağılma kararı, Türkiye ve bölge için önemli bir fırsat sunuyor. Ancak, bu fırsatın değerlendirilmesi, tüm tarafların yapıcı bir şekilde diyaloğa girmesine ve Kürt sorununun adil ve demokratik bir çözüme kavuşturulmasına bağlı. Barış sürecinin başarısı, sadece Türkiye’nin değil, tüm bölgenin istikrarı için hayati önem taşıyor.