Paramount Global’a Artan Baskı: Trump Davası ve Medya Özgürlüğü Tartışmaları
Paramount Global, hem içeriden hem de dışarıdan gelen yoğun baskılarla karşı karşıya. Şirket, eski Başkan Donald Trump tarafından açılan ve büyük yankı uyandıran bir davayı çözme olasılığını değerlendiriyor. Trump’ın avukatları ve Paramount yetkilileri geçtiğimiz hafta arabuluculuk görüşmelerine başladı. Bu durum, şirketin CBS News’in geçen yıl Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile yaptığı "60 Dakika" röportajının yayınlanma şekli nedeniyle Trump tarafından açılan 20 milyar dolarlık devasa davayı çözmeye istekli olabileceği şeklinde yorumlanıyor. Trump, CBS News’i seçimlere müdahale etmekle suçluyor.
Söz konusu röportaj, Demokratların başkan yardımcısı adayı olan Harris ve Minnesota Valisi Tim Walz’ın da yer aldığı seçim özel programının bir parçasıydı. Bu program, geçtiğimiz hafta "En İyi Düzenlenmiş Röportaj" dalında Emmy ödülüne aday gösterildi. Trump, bu duruma tepki göstererek "tamamen itibarsızlaşmış" Emmy ödüllerini Truth Social üzerinden eleştirdi. Bir sektör kaynağı, CBS’in Harris röportajı nedeniyle Emmy adaylığı kutlamaması gerektiğini, zira bu röportajın ağ içinde büyük bir karmaşaya yol açtığını belirtti.
Senatör Bernie Sanders ve Elizabeth Warren gibi bir grup Demokrat milletvekili, Paramount’un kontrol hissedarı Shari Redstone’a doğrudan bir çağrıda bulunarak davayı çözmemesini istedi. Milletvekilleri, bu adımın "ciddi bir hata" olacağını vurguladı. Sanders ve diğer Demokratlar, Redstone’a gönderdikleri mektupta, "Trump’ı bu sahte davayı açtığı için on milyonlarca dolarla ödüllendirmek, onun medyaya ve basın özgürlüğüne karşı savaşında geri adım atmasına neden olmayacaktır. Aksine, Trump’ın CBS’i ve Trump’ın hoşuna gitmeyen konuları haber yapma cesaretini gösteren diğer medya kuruluşlarını sindirmesini, onlardan haraç almasını ve susturmasını teşvik edecektir." ifadelerini kullandı. CBS NEWS’de ise ’60 DAKİKA’ yapımcısının ayrılmasından bu yana kaos yaşanıyor ve yeni gelişmeler bekleniyor.
Ancak, Demokratların bu çağrısı karşılık bulmayabilir. Daha önce çıkan haberlere göre, Redstone davayı çözmekten yana. Bu kararın ardında, Paramount’un Skydance Media ile planlanan birleşmesinin önünü açmak ve Trump’ın Federal İletişim Komisyonu (FCC) aracılığıyla olası bir misillemesini engellemek gibi nedenler yatıyor. FCC’nin, milyarlarca dolarlık bu birleşmeyi durdurma yetkisi bulunuyor.
Redstone’un, Trump’ın yer alacağı "60 Dakika" bölümlerini yakından takip etmek istediği ve CBS yöneticilerine, Trump ile ilgili hassas haberleri Skydance ile birleşme tamamlanana kadar ertelemeleri yönünde baskı yaptığı da iddia ediliyor. Bu durum, "60 Dakika" yapımcısı Bill Owens’ın istifasına yol açtı. Owens, istifa gerekçesi olarak editoryal bağımsızlığını koruyamamasını gösterdi.
Ancak, buna rağmen "60 Dakika" geçen hafta Trump’ın Demokrat hukuk firmalarını hedef alan kararını eleştiren bir yayın yaptı. Bu durum, program ekibinin şirket yöneticilerine meydan okuduğu şeklinde yorumlandı. CBS News çalışanlarından biri, Fox News Digital’e yaptığı açıklamada, "Yolumuzdan çekilin ve onlarca yıldır yaptığımız gibi çalışmaya devam etmemize izin verin" dedi.
"60 Dakika" ve "CBS Evening News" programlarında çalışan gazeteciler, Trump’ın davasını çözme çabalarını doğrudan Paramount’un birleşme planlarıyla ilişkilendirdi ve canlı yayında Owens’a saygılarını sundu.
‘60 DAKİKA’, ŞİRKET SAHİBİ PARAMOUNT’U CANLI YAYINDA ELEŞTİRDİ, İSTİFA EDEN YAPIMCININ MÜDAHALEYE UĞRADIĞINI SÖYLEDİ
Ancak, eleştiriler sadece CBS News çalışanlarından gelmiyor. "Late Show" sunucusu Stephen Colbert de konuğu Rachel Maddow ile yaptığı programda şirket yöneticilerini eleştirdi. Colbert, "Şirketin sahibinin, şirketin başkanını aradığı ve ‘Haberlerin Trump ile ilgili kötü haberleri bırakmasını sağlamalısın’ dediği yönünde haberler var. Neyse ki, bu durumun haber bölümüne iletilmediğini söylemekten mutluluk duyuyorum" ifadelerini kullandı.
Medyadaki liberal eleştirmenler, Paramount’un bu davayı çözmesinin emsal teşkil edeceğini savunuyor. Georgetown Üniversitesi Hukuk Profesörü ve Fox News yorumcusu Jonathan Turley de dahil olmak üzere birçok hukuk uzmanı, davanın anlamsız olduğunu belirtiyor. Turley, daha önce Harris röportajı ile ilgili açılacak herhangi bir davanın başarısız olacağından emin olduğunu ifade etmişti.
Ancak, Trump’ın son aylarda ABC News, X ve Meta ile yaptığı diğer yasal mücadelelerden zaferle ayrıldığı ve anlaşma sağladığı biliniyor.
CBS’ye açılan dava, Harris’in "60 Dakika" muhabiri Bill Whitaker ile yaptığı bir röportajdaki bir bölümün düzenlenmesinden kaynaklanıyor. Whitaker, Harris’e İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun neden Biden yönetimini "dinlemediğini" sormuştu.
Harris, "Face the Nation" programında yayınlanan bir tanıtım videosunda, bu soruya verdiği "kelime salatası" olarak nitelendirilen cevabı nedeniyle geniş çapta eleştirilmişti. Ancak, aynı soru seçim özel programında yayınlandığında, Harris daha farklı ve öz bir cevap vermişti. Eleştirmenler, CBS News’i Harris’in cevabını düzenleyerek başkan yardımcısını seçim öncesinde daha fazla tepkiden korumakla suçlamıştı.
FCC Başkanı Brendan Carr, bu yılın başlarında CBS News’e, bir şikayetin ardından ağın FCC’nin "haber çarpıtma" politikasını ihlal edip etmediğini araştırmak amacıyla röportajın düzenlenmemiş transkriptini teslim etmesini emretti. CBS, tartışma ilk başladığında düzenlenmemiş transkripti yayınlamayı reddetmişti.
Yayınlanan ham transkript ve görüntüler, Harris’in her iki yorumunun da aynı cevaptan geldiğini, ancak CBS News’in cevabının sadece ilk yarısını "Face the Nation" tanıtım videosunda ve ikinci yarısını seçim özel programında yayınladığını gösterdi.
SONUÇ
Paramount Global, Trump’ın davasıyla ilgili karmaşık bir durumla karşı karşıya. Şirketin vereceği karar, hem medya özgürlüğü hem de siyasi baskı açısından önemli sonuçlar doğurabilir. Bir yandan, davayı çözmek birleşme planlarının önünü açabilir ve Trump’ın olası misillemelerini engelleyebilir. Diğer yandan, davayı çözmek Trump’ı cesaretlendirebilir ve diğer medya kuruluşları üzerinde baskı kurmasına neden olabilir. Şirket, bu kararını verirken hem finansal çıkarlarını hem de medya özgürlüğüne olan bağlılığını dikkate almak zorunda.