Wednesday, May 7, 2025
HomeSiyasetPapa Seçimleri: Tarihteki 7 Şaşırtıcı Konklav Hikayesi

Papa Seçimleri: Tarihteki 7 Şaşırtıcı Konklav Hikayesi

papa seçimleri, Katolik Kilisesi, papalar, conclave, tarih, kardinaller, Viterbe, seçim, kilise tarihi, dini seçimler, Vatikan

Papalık Seçimlerinin Tarih Boyunca Sıkıntılı Yolculuğu: 7 İlginç Konklav Hikayesi

Katolik Kilisesi’nin 266 papasının seçimi, yüzyıllar boyunca tarihin çalkantılarına birçok kez tanık oldu. İlk yüzyıllarda, Aziz Petrus’un halefleri Roma’daki inananlar ve ruhban sınıfı tarafından, daha sonra yalnızca kardinaller tarafından seçiliyordu. Ancak 12. yüzyıldan itibaren bu yüksek rütbeli din adamlarının toplantısı, "anahtarla kapatılmış" anlamına gelen "konklav" şeklinde resmileşti. Güvenlikleri için kapatılan din adamları, yaklaşık üç yıl süren bir seçim süreci, dışarıya şifreli mesajlar gönderen kardinaller… 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar, işte tarihe damgasını vuran yedi şaşırtıcı konklav anekdotu.

1. Tarihin En Uzun Konklavı (1268-1271)

Tarihin en uzun konklavı, 1268’den 1271’e kadar iki yıl, dokuz ay ve iki gün sürdü. İtalya’nın merkezindeki Viterbo’da başladı. Bu seçime dair çeşitli olağanüstü hikayeler dolaşmaktadır. Kardinallerin anlaşmaya varamamasına öfkelenen şehir halkı…

Kardinallerin uzlaşmazlığı Viterbo halkını çileden çıkardı. Seçimlerin uzaması, şehirdeki hayatı olumsuz etkiliyordu ve halk, yeni bir papanın seçilmesini sabırsızlıkla bekliyordu. Kardinallerin lüks yaşam tarzları ve bitmek bilmeyen tartışmaları halkın tepkisini çekiyordu. Sonunda, Viterbo halkı radikal bir karar aldı. Kardinallerin kaldığı sarayın çatısını söktüler ve onları sadece ekmek ve suyla beslemeye başladılar. Amaçları, kardinalleri baskı altına alarak bir an önce karar vermelerini sağlamaktı. Ancak bu durum bile kardinallerin uzlaşmasına yetmedi. Hatta bazı kaynaklar, kardinallerin birbirlerine karşı düşmanca tavırlar sergilediğini ve konklavın daha da karmaşık bir hale geldiğini belirtiyor. Sonunda, Papa X. Gregorius’un seçilmesiyle bu uzun ve çalkantılı konklav sona erdi. Bu olay, konklav kurallarının daha da sıkılaştırılmasına ve gelecekte benzer durumların yaşanmaması için önlemler alınmasına yol açtı.

2. Perulu Kardinalin Şaşırtıcı Seçimi (1550)

Papa III. Paulus’un ölümünden sonra toplanan konklavda, birçok güçlü aday vardı. Ancak, sürpriz bir şekilde, Peru’dan gelen Cardinal Marcello Cervini, beklentilerin aksine papa seçildi. Bu seçim, o dönemde oldukça şaşırtıcı karşılanmıştı çünkü Cervini, kıtanın diğer ucundan geliyordu ve Avrupa siyasetinde çok fazla tanınmıyordu.

Cardinal Cervini, dürüstlüğü, alçakgönüllülüğü ve bilgi birikimiyle tanınıyordu. Ancak, güçlü ailelere mensup diğer kardinallerin gölgesinde kalmıştı. Konklavda, farklı gruplar arasında şiddetli çekişmeler yaşandı ve hiçbir aday çoğunluğu sağlayamadı. İşte tam bu noktada, bazı kardinaller Cervini’nin dürüstlüğüne ve tarafsızlığına güvenerek ona destek vermeye başladılar. Cervini’nin seçimi, sadece Peru için değil, tüm Latin Amerika için bir gurur kaynağı olmuştu. Ancak, Papa II. Marcellus olarak tahta çıkan Cervini’nin papalık dönemi çok kısa sürdü. Sadece 22 gün sonra hayatını kaybeden Cervini, papalık tarihinde iz bırakmış bir isim olarak anılmaya devam ediyor. Bu olay, papalık seçimlerinin ne kadar öngörülemez olduğunu ve bazen en beklenmedik adayların bile seçilebileceğini gösteriyor.

3. Fransa Kralı’nın Müdahalesi (16. Yüzyıl)

  1. yüzyılda, Fransa Kralı, papalık seçimlerine doğrudan müdahale etme girişiminde bulundu. Kralların ve imparatorların papalık seçimlerine müdahalesi o dönemde sıkça görülen bir durumdu. Ancak, Fransa Kralı’nın bu müdahalesi, diğerlerinden daha açık ve agresifti.

Kral, kendi çıkarlarına hizmet edecek bir papanın seçilmesini istiyordu ve bu amaçla, konklava kendi adamlarını göndermişti. Bu adamlar, kardinallere baskı yaparak ve hatta rüşvet teklif ederek, Kral’ın istediği adayın seçilmesi için çabaladılar. Bu durum, diğer Avrupa güçlerinin tepkisini çekti ve konklav, bir siyasi savaş alanına dönüştü. Kardinaller, dış güçlerin baskısı altında kalmaktan rahatsızdı ve bağımsız bir karar vermek istiyorlardı. Sonunda, Fransa Kralı’nın müdahalesine rağmen, kardinaller bağımsız bir karar vererek, Kral’ın istediği adayı değil, kendi tercih ettikleri bir ismi papa seçtiler. Bu olay, papalık seçimlerinin siyasi müdahalelere karşı ne kadar dirençli olabileceğini gösteriyor.

4. Gizli Anlaşmalar ve Entrikalar (17. Yüzyıl)

  1. yüzyıldaki konklavlar, gizli anlaşmalar, entrikalar ve siyasi manevralarla doluydu. Kardinaller, kendi aralarında ve dış güçlerle gizli anlaşmalar yaparak, seçim sonuçlarını etkilemeye çalışıyorlardı. Bu dönemdeki konklavlar, adeta birer casusluk romanını andırıyordu.

Kardinaller, gizli toplantılar düzenliyor, şifreli mesajlar gönderiyor ve rakiplerini karalamak için çeşitli taktikler uyguluyorlardı. Bu entrikalar, konklav sürecini uzatıyor ve karmaşıklaştırıyordu. Bazen, bir adayın seçilmesi için yapılan gizli anlaşmalar son anda bozulabiliyor ve tüm planlar altüst olabiliyordu. Bu dönemdeki konklavlar, papalık seçimlerinin sadece dini bir olay olmadığını, aynı zamanda siyasi bir güç mücadelesi olduğunu da gösteriyor.

5. Konklavda Kilitli Kalmak ve Hastalanmak (18. Yüzyıl)

Konklavda uzun süre kilitli kalmak, kardinallerin sağlığını olumsuz etkiliyordu. Özellikle 18. yüzyıldaki konklavlar, hijyenik olmayan koşullar ve yetersiz beslenme nedeniyle, kardinallerin hastalanmasına ve hatta ölümüne yol açabiliyordu.

Konklavların yapıldığı binalar genellikle eski ve bakımsızdı. Temiz su ve yiyecek temini konusunda da sıkıntılar yaşanıyordu. Bu durum, kardinallerin bağışıklık sistemini zayıflatıyor ve onları hastalıklara karşı savunmasız bırakıyordu. Bazı konklavlarda, salgın hastalıklar baş göstermiş ve birçok kardinal hayatını kaybetmişti. Bu durum, konklav kurallarının gözden geçirilmesine ve kardinallerin sağlığını koruyacak önlemlerin alınmasına yol açtı.

6. İki Ayrı Papanın Seçilmesi (Büyük Schisma)

Katolik Kilisesi tarihinde, bazen aynı anda iki ayrı papanın seçildiği durumlar yaşanmıştır. Bu duruma Büyük Schisma (Büyük Bölünme) denir ve kilise tarihinde büyük bir kriz yaratmıştır.

Büyük Schisma sırasında, farklı gruplar tarafından seçilen iki papa, birbirlerini aforoz etmiş ve kilisenin bölünmesine yol açmışlardır. Bu durum, inananlar arasında büyük bir kafa karışıklığına neden olmuş ve kilisenin otoritesini zayıflatmıştır. Büyük Schisma, yıllarca süren bir krizin ardından, konsiller aracılığıyla çözülmüştür. Ancak, bu olay, papalık seçimlerinin ne kadar hassas ve karmaşık bir süreç olduğunu bir kez daha göstermiştir.

7. 20. Yüzyılda Teknoloji ve Gizlilik

  1. yüzyılda, teknoloji ilerledikçe, konklavların gizliliğini korumak daha da zorlaştı. Modern iletişim araçları, dış dünyayla iletişim kurmayı kolaylaştırırken, konklavın gizliliğini ihlal etme potansiyelini de artırdı.

Kardinallerin cep telefonları veya diğer elektronik cihazlar kullanması kesinlikle yasaktı. Konklavın yapıldığı binalar, özel cihazlarla taranıyor ve dışarıya bilgi sızmasını engellemek için önlemler alınıyordu. Ancak, tüm bu önlemlere rağmen, zaman zaman konklavdan bilgi sızıntıları yaşandığı olmuştur. Bu durum, papalık seçimlerinin her zaman büyük bir ilgiyle takip edildiğini ve gizliliğin korunmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular