Papa Leo XIV: Yapay Zeka Çağında Katolik Kilisesi’nin Yeni Vizyonu
Katolik Kilisesi, köklü gelenekleri ve muhafazakar duruşuyla bilinir. Hatta 1960’lara kadar ayinlerini Latince dilinde yapmaya devam etmesi, bu algının bir kanıtı olarak gösterilebilir. Ancak, Chicago doğumlu Robert Prevost’un Papa Leo XIV olarak seçilmesiyle, kilisenin geleceğe yönelik vizyonunda önemli bir değişim sinyali veriliyor. Papa Leo XIV, yapay zeka (YZ) konusuna odaklanarak, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan birine dikkat çekiyor.
Papa Leo XIV, göreve başlamasının ardından kardinallerle yaptığı ilk resmi toplantıda, CNN’in haberine göre, yapay zeka gelişiminin insanlık için en büyük meydan okumalardan biri olduğunu vurguladı. "Kilise, günümüzde yeni bir sanayi devrimine ve insan onurunu, adaleti ve emeği savunmak için yeni zorluklar yaratan yapay zeka alanındaki gelişmelere yanıt olarak, sosyal öğretilerinin zenginliğini herkese sunmaktadır" dedi. Bu açıklama, kilisenin güncel sorunlara duyarlılığını ve bu sorunlara çözüm bulma arzusunu açıkça ortaya koyuyor.
Papa Leo XIV, ismini seçerken de bir mesaj vermek istedi. Leo ismini, Papa XIII. Leo’nun izinden gitme niyetinin bir işareti olarak seçtiğini belirtti. Papa XIII. Leo, "ilk büyük sanayi devrimi bağlamında sosyal sorunlara" çözüm bulmaya çalışmıştı. Bu seçim, Papa Leo XIV’ün selefinin sosyal adaleti savunma mirasını devam ettirme arzusunu gösteriyor.
Papa XIII. Leo, 1878’den 1903’e kadar kilisenin lideri olarak görev yaptı. En çok, 1891’de yayınladığı "Rerum Novarum" veya "Sermaye ve Emeğin Hak ve Görevleri" adlı genelgesiyle tanınır. İşçi hakları konusunda bir dönüm noktası olan bu metin, "işçi sınıfının çoğunluğu üzerinde adaletsiz bir şekilde baskı kuran sefalet ve yoksulluğu" hafifletme çağrısında bulunuyordu. Ayrıca, işçi sendikalarının kurulmasını destekliyordu. "Rerum Novarum", Katolik sosyal öğretisinin temel taşlarından biri olarak kabul edilir ve işçi hakları, adalet ve sosyal eşitlik konularında önemli bir referans noktası olmuştur.
Papa Leo XIV, selefi Papa Francis’in başlattığı çalışmaları da sürdürme niyetinde. Papa Francis de, yapay zekanın etik ve insan merkezli bir şekilde geliştirilip uygulanmaması halinde insanlık için potansiyel bir risk oluşturabileceğine dikkat çekmişti. Papa Francis, "Yapay Zeka ve İnsan Zekası Arasındaki İlişki Hakkında Not" başlıklı "Antiqua et Nova" adlı belgesini yayınlayarak, yapay zeka alanındaki tüm gelişmelerin "insan onuruna hizmet etmesi ve ona zarar vermemesi" gerektiğini vurgulamıştı. Bu belge, yapay zeka etiği konusunda kilisenin duruşunu net bir şekilde ortaya koyarak, teknolojinin insanlığın yararına kullanılması gerektiğinin altını çiziyor.
Papa Francis, 2024 G7 Zirvesi’nde de yapay zeka konusunda kamuoyuna açıklamalarda bulunmuştu. Yapay zekayı bir "bilişsel-endüstriyel devrimin" başlangıcı olarak nitelendirmiş ve "gelişmiş ve gelişmekte olan uluslar arasında veya baskın ve ezilen sosyal sınıflar arasında daha büyük adaletsizliğe" neden olma riski taşıdığı uyarısında bulunmuştu. Ayrıca, bu yılın başlarında Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada, yeni teknolojilerin ilerlemesi sırasında "insan onuru ve kardeşliğin sıklıkla verimlilik arayışına tabi kılındığını" belirterek, yapay zeka geliştirenlerin, yapay zekanın "insan onurunu, insanın mesleğini ve ortak iyiliği teşvik etmesini" sağlamaları çağrısında bulunmuştu. Papa Francis’in bu uyarıları, yapay zeka geliştiricilerine ve politika yapıcılara yönelik önemli bir mesaj niteliği taşıyor.
Papa Leo XIV’ün yapay zeka konusuna odaklanması, Katolik Kilisesi’nin günümüzün teknolojik gelişmelerine ve bunların etik sonuçlarına duyarsız kalmadığının bir göstergesi. Kilise, yapay zeka gibi karmaşık ve hızla gelişen bir alanda rehberlik sunarak, insanlığın karşı karşıya olduğu zorluklara çözüm bulmaya katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Papa Leo XIV’ün liderliğindeki Katolik Kilisesi, yapay zeka çağında insan onurunu, adaleti ve ortak iyiliği savunmaya devam edecek. Bu, kilisenin geleneksel öğretilerini modern dünyanın ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirme çabasının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Kilise, yapay zeka alanındaki gelişmelerin etik ve sorumlu bir şekilde yönlendirilmesi için aktif bir rol oynamaya hazırlanıyor. Bu süreçte, Papa Leo XIV’ün seleflerinin mirası ve Katolik sosyal öğretisi önemli bir rehber olacaktır.