Papa Leo XIV, 1.4 milyar üyesi bulunan Roma Katolik Kilisesi’nin lideri olarak ilk tam gününe, Cuma günü Vatikan’daki Sistine Şapeli’nde kardinallerle birlikte Ayin kutlayarak başlayacak. İlk Ayin, 133 kardinal seçmenin eski Kardinal Robert Francis Prevost’u Katolik Kilisesi’nin 267. papası olarak seçmesinden bir günden kısa bir süre sonra gerçekleşiyor. 69 yaşındaki Chicago doğumlu Prevost, Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan ilk papa unvanını taşıyor.
Leo, kariyeri boyunca ağırlıklı olarak Peru’da misyonerlik yaptı ve daha sonra Peru vatandaşlığına geçerek 2015’ten 2023’e kadar Chiclayo’da piskopos olarak görev yaptı. Kardinal unvanını ise 2023 yılında aldı. İki gün süren papal seçiminin ardından Leo, Latin Amerika’dan gelen ilk papa olan ve 21 Nisan’da 88 yaşında hayatını kaybeden Papa Francis’in halefi olarak seçildi. Leo’nun seçimi, papalık için favori olarak görülmediği için Roma Katolik dünyasını şaşırttı.
8 Mayıs’ta Sistine Şapeli’nin tepesindeki bir bacadan beyaz duman yükseldiğinde, yeni papanın adı Aziz Petrus Meydanı’ndaki büyük bir kalabalığa duyurulmadan önce kısa bir belirsizlik anı yaşandı ve ardından insanlar sevinçten çılgına döndü. Leo kalabalığa akıcı İtalyanca "Hepinize huzur olsun" dedi. Leo konuşmasında İspanyolca da konuştu ancak İngilizce konuşmadı.
Vatikan Haberleri’ne göre, papanın programında ayrıca Leo’nun 11 Mayıs Pazar günü yerel saatle 12.00’de Aziz Petrus Bazilikası’nın merkez balkonundan Regina Coeli duasını yönetmesi planlanıyor. 12 Mayıs Pazartesi günü ise Vatikan’da gazetecilerle bir araya gelecek.
Prevost, 1981’de Aziz Augustinus Tarikatı’na üye olarak atandı. Daha sonra Chicago’daki Augustinian tarikatı için meslekler pastörü ve misyonlar direktörü oldu ve Peru’da kanon hukuku öğreterek birkaç yıl çalıştı. Prevost ayrıca bir cemaat pastörü, piskoposluk yetkilisi, seminer öğretmeni ve vekil olarak görev yaptı. 2013 yılına kadar Augustinian tarikatının başı olarak iki dönem görev yaptı.
2014 yılında Francis, onu Peru’da idari görevlere atadı ve burada piskopos oldu ve 2023 yılına kadar Peru Piskoposlar Konferansı’nın başkan yardımcılığını yaptı. En son görevi olan Piskoposlar Dikastery Prefekti, güçlü bir görevdi: Dünyadaki birçok piskoposu seçmekten sorumluydu. Eylül 2023’te Francis tarafından Kardinal rütbesine yükseltildi.
Prevost, ilerici pozisyonları, kapsayıcılığa vurgusu ve dünyanın her yerinden, her kökenden ve farklı inançlardan insanlarla bağlantı kurma yeteneği, onu seküler alanlarda bile sevilen bir dini figür haline getiren, çığır açan, öncü bir papanın yerini alıyor. Prevost, sessiz tarzı ve özellikle sosyal adalet konularına olan bağlılığıyla Francis’e verdiği destek nedeniyle akranlarının ilgisini çekti.
Prevost, kendisinden önce 13 kişi tarafından kullanılan bir isim seçti. Syracuse Üniversitesi’nde tarih profesörü olan Margaret Thompson, "Leo güçlü bir seçim," dedi. "Leo XIII, Katolik sosyal öğretisinin babası olarak kabul edilir. Bu, adalet, emek ve kilisenin modern dünyadaki rolüne potansiyel bir vurgu sinyali veriyor."
Son Leo adını alan papa, 1878’den 1903’e kadar Kilise’yi yönetti. Leo XIII, sosyal adalet konularına olan bağlılığıyla tanınıyordu ve genellikle modern Katolik sosyal öğretisinin temelini atmakla anılıyor. Vanderbilt Üniversitesi’nde ilahiyat ve Roma Katolik çalışmaları alanında seçkin bir profesör olan Bruce Morrill, Prevost’un isim seçimini "son derece anlamlı" ve muhtemelen sosyal adalete verdiği desteğin bir işareti olarak nitelendirdi.
Papa Leo XIV’ün ilk görev günündeki bu gelişmeler, Katolik dünyasında büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Yeni papanın öncülü olan Papa Francis’in mirasını ne şekilde sürdüreceği, kilisenin karşı karşıya olduğu zorluklara nasıl yanıt vereceği ve sosyal adalet konularına ne kadar önem vereceği merakla bekleniyor.
Leo’nun seçimi, bazıları tarafından sürpriz olarak değerlendirilse de, kariyeri boyunca sergilediği liderlik vasıfları, misyonerlik deneyimi ve Augustinian tarikatındaki uzun yıllara dayanan hizmeti, onu bu önemli göreve hazırlamış gibi görünüyor. Özellikle Peru’daki çalışmaları, Latin Amerika’nın sorunlarına ve ihtiyaçlarına aşina olmasını sağlamış ve bu da kilisenin bu bölgeye yönelik politikalarına yön vermesine yardımcı olabilir.
Yeni papanın göreve başlama töreni ve ilk Ayini, dünyanın dört bir yanındaki Katolikler tarafından canlı olarak izlenecek ve bu etkinlikler, Leo’nun vizyonunu ve önceliklerini daha yakından anlamak için bir fırsat sunacak. Özellikle konuşmalarında kullandığı dil, kilisenin farklı coğrafyalara ve kültürlere nasıl ulaşmayı planladığına dair ipuçları verebilir.
Önümüzdeki günlerde Leo’nun yapacağı atamalar, kilisenin yönetiminde ve politikalarında ne gibi değişiklikler olacağına dair önemli sinyaller verecek. Özellikle Piskoposlar Dikasterisi’nin başına kimin atanacağı, dünyanın dört bir yanındaki piskoposların seçimi üzerinde önemli bir etkiye sahip olacağı için yakından takip edilecek.
Papa Leo XIV’ün göreve başlaması, Katolik Kilisesi için yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. Kilisenin karşı karşıya olduğu zorluklar ve fırsatlar göz önüne alındığında, Leo’nun liderliği, kilisenin geleceği açısından kritik bir öneme sahip olacak. Dünya genelindeki Katolikler ve diğer inançlardan insanlar, yeni papanın kiliseyi nasıl yöneteceğini ve dünyaya nasıl bir etki bırakacağını merakla bekliyor.