ABD Federal Hükümeti Araştırma Merkezlerini Boşaltmaya Devam Ediyor
Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH), Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) personeli de dahil olmak üzere çeşitli departmanlarında ikinci, beklenmedik bir işten çıkarma dalgası gerçekleştirdi. İşten çıkarmalar ilk olarak Pazartesi akşamı geç saatlerde CBS News tarafından mevcut ve yakın zamanda işten çıkarılan çalışanlarla yapılan görüşmelere dayalı olarak bildirildi. NCI’daki 50 kişi de dahil olmak üzere yaklaşık 200 kişi işten çıkarıldı veya yakında işten çıkarılması bekleniyor. CBS News’e göre, kesintiler daha fazla işten çıkarma olmayacağına dair önceki güvencelere rağmen yapıldı.
İşten çıkarılan bir çalışan CBS’e verdiği demeçte, "En kötüsünün geride kaldığını ve bu yeni aşamaya geçtiğimizi düşünüyorduk ve halı altımızdan çekildi" dedi.
Beyaz Saray, Donald Trump’ın başkanlığa dönüşünün ardından federal araştırma enstitülerinin felaket niteliğinde bir yangın satışını uyguladı. Elon Musk’ın Devlet Verimliliği Departmanı (DOGE) tarafından yönlendirilen ve Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr. tarafından denetlenen Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı (HHS), son birkaç ayda NIH’deki 1.200 iş de dahil olmak üzere yaklaşık 10.000 iş kaybetti. Trump ayrıca kapsamlı bütçe kesintileri dikte etti ve önceki yönetim tarafından vaat edilen milyarlarca dolarlık federal araştırma ve halk sağlığı fonunu iptal etmeye çalıştı, ancak bu girişimler etkilenen eyaletler ve kuruluşlar tarafından yasal olarak sorgulanıyor.
Bu kemer sıkma politikası, beklediğiniz kadar sorunsuz bir şekilde ilerledi; RFK Jr. gibi üst düzey yetkililer büyük finansman kesintilerinin farkında bile görünmüyor. Bazı durumlarda, yönetim geri adım attı ve işten çıkarılmaması gereken veya işleri kolayca feshedilemeyecek kadar önemli olan personeli yeniden işe almaya çalıştı. Bu yeniden işe alımların, en son işten çıkarma turunun arkasındaki nedenlerden biri olduğu bildiriliyor. CBS News’e konuşan iki kişi, işten çıkarmaların NIH’nin beklenen işten çıkarma hedeflerini karşıladığından emin olmak için geri getirilen kişileri dengelemeye yönelik olduğunu söyledi.
NCI’daki yeni işten çıkarmalar büyük ölçüde NIH’nin İletişim ve Halkla İlişkiler Ofisi’nde çalışan personeli içeriyordu. Ancak bu çalışanlar, halk ve diğer doktorlarla ilgili NIH programları hakkında yazışmada hayati bir rol oynuyorlar; ayrıca, halkın kanserle ilgili sorularını yanıtlamaya yardımcı olan NCI’nin Kanser Bilgi Hizmetini de sürdürüyorlar. NCI, dış kaynak kullanımı ve insan kaynakları ile ilgilenenler de dahil olmak üzere diğer departmanlarda daha önce 150 çalışanı kaybetti.
Tüm bu kaos, yaklaşan gerçek felaketin sadece bir başlangıcı olabilir. Beyaz Saray, önerilen bütçesinde Kongre’den NIH finansmanını %40 oranında kesmesini isterken, büyük bir yeniden yapılanma kapsamında NIH’nin bölümlerinin çoğunu ortadan kaldırmayı veya birleştirmeyi planlıyor. Bu kesintilerin halk sağlığına verdiği yaygın zarara ek olarak, ABD’den bilim adamlarının büyük bir göçünü de tetikleyebilirler. Sadece bu hafta, Avrupa Birliği, Trump’ın hükümet liderliğindeki bilime yönelik saldırılarını önemli bir motivasyon kaynağı olarak incelikle göstererek, ABD merkezli bilim adamlarını denizaşırı ülkelere çekmeyi amaçlayan 555 milyon dolarlık bir girişim açıkladı. Yeterli zaman ve hasar verildiğinde, Trump çok iyi bir şekilde ABD’nin bilimsel araştırmalarda dünyanın liderlerinden biri olma statüsünü kaybetmesine nezaret edebilir.
Bu durum, uzun yıllar boyunca bilim ve araştırmaya önemli yatırımlar yapan ABD için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. NIH, halk sağlığını iyileştirmeye yönelik araştırmaların yürütülmesinde hayati bir rol oynamakta ve bu kurumdaki kesintiler, kanser, bulaşıcı hastalıklar ve diğer birçok sağlık sorununa yönelik ilerlemeyi engelleyebilir.
Ayrıca, bilim adamlarının ABD’den ayrılması, ülkenin inovasyon ve rekabet gücünü de olumsuz etkileyebilir. ABD, uzun zamandır dünyanın en iyi bilim adamlarını cezbetme ve elde tutma konusunda bir lider olmuştur, ancak bu kesintiler ve belirsizlik, bu yeteneklerin başka yerlere gitmesine neden olabilir.
Yönetimin bu eylemleri, kamuoyunda büyük bir endişeye yol açmıştır. Bilim adamları, sağlık uzmanları ve kamuoyu, bu kesintilerin olumsuz etkilerini vurgulamış ve hükümeti bu kararlarını yeniden gözden geçirmeye çağırmıştır.
Ancak, Beyaz Saray bu eleştirilere kulak asmamış ve planlarını uygulamaya devam etmektedir. Bu durum, ABD’nin bilimsel liderliğinin geleceği hakkında ciddi soruları gündeme getirmektedir.
Bu gelişmeler, sadece ABD için değil, tüm dünya için önemlidir. ABD’nin bilimsel araştırmalara yaptığı katkılar, küresel sağlık ve refah için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, ABD’deki bilimsel araştırmalara yönelik bu saldırılar, tüm dünyayı etkileyebilir.
Bu zorluğun üstesinden gelmek için, bilim adamları, sağlık uzmanları ve kamuoyunun bir araya gelerek hükümeti bu kararlarını değiştirmeye zorlaması gerekmektedir. Ayrıca, diğer ülkelerin de bilimsel araştırmalara daha fazla yatırım yapması ve ABD’den ayrılan bilim adamlarını desteklemesi önemlidir.
Sonuç olarak, ABD federal hükümetinin araştırma merkezlerini boşaltmaya devam etmesi, halk sağlığı, inovasyon ve rekabet gücü için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu durumun üstesinden gelmek için, bilim adamları, sağlık uzmanları ve kamuoyunun birlikte çalışması ve hükümeti bu kararlarını yeniden gözden geçirmeye zorlaması gerekmektedir. Ayrıca, diğer ülkelerin de bilimsel araştırmalara daha fazla yatırım yapması ve ABD’den ayrılan bilim adamlarını desteklemesi önemlidir.
Umarım, bu krizden bir ders çıkarır ve bilim ve araştırmanın önemini yeniden değerlendiririz. Bilim, insanlığın karşılaştığı en büyük zorlukların üstesinden gelmek için en güçlü aracımızdır ve bu aracı korumak ve desteklemek hepimizin sorumluluğundadır.