Zor Zamanlarda Neşe Bulmak: Bir Bakış
Steven Petrow’un "Yarattığınız Neşe" adlı kitabı için yaptığı tanıtım turu, alışılmadık bir zamanda başladı: İşçi Bayramı’ndan hemen sonra. Kasım seçimlerinin siyasi atmosferi, ekonomik belirsizlikler, İsrail-Hamas arasındaki savaş ve yazarın evi olan Batı Kuzey Carolina’da kasırga Helene’nin yarattığı yıkım, neşeyi kutlamak için pek de uygun bir zemin sunmuyordu.
Petrow, bu zorlukların farkında olarak, insanların bu karanlık zamanlarda neşe bulmasının mümkün olup olmadığını sorguladı. Kendisi de iyimser bir kişi olmadığını, hatta sık sık Winnie-the-Pooh kitaplarındaki Eeyore karakterine benzetildiğini belirtiyor. Ancak neşe üzerine yaptığı iki yıllık araştırma, bakış açısını genişletmişti.
Araştırmasının başında, neşenin havai fişekler gibi büyük ve coşkulu olaylarla eş anlamlı olduğunu düşünüyordu. Ancak daha sonra, "ecstatic" olarak adlandırılan bu tür neşenin sadece bir tür olduğunu fark etti. "Serene" neşe, doğa yürüyüşlerinde yaşanan huzur gibi sessiz ve dingin anlarda kendini gösteriyordu. "Religious" neşe, ibadethanelerde hissedilen manevi bir duyguydu. Hatta başkasının talihsizliğinden duyulan "schadenfreude" ve başkasının başarısından duyulan "freudenfreude" gibi farklı neşe türleri de vardı.
Petrow, neşenin hem içimizde hem de etrafımızda var olan farklı türlerini anlamanın, günlük hayatta neşe bulmayı kolaylaştırdığını söylüyor. COVID-19 pandemisi sırasında yapılan araştırmalar, insanların büyük çoğunluğunun (%83) "biraz" veya "çok" neşe bulduğunu gösterdi. Bir araştırmacı, insanların en karanlık zamanlarında bile neşe yaratmalarına yardımcı olan gümüş astar bulabildiklerini belirtmişti.
Pandemi sırasında New Yorkluların her akşam 7’de sağlık çalışanlarını alkışlamak için dışarı çıkması, bu duruma çarpıcı bir örnekti. New York Times’ın yayınladığı bir video denemesi, bu anları fotoğraflar ve tweetlerle ölümsüzleştirmişti. Tweetlerden birinde, "Mart sonunda başlayan alkışlar, insanlara pencerelerinden, teraslarından, yangın merdivenlerinden, verandalarından ve çatılarından birbirleriyle bağlantı kurma yolu veriyor" deniyordu. Başka bir tweet ise, "Her gece, birkaç alkışla başlıyor, hayat kurtaran ve şehri ayakta tutan yüz binlerce insan için ayakta alkışa dönüşüyor: sağlık çalışanları, acil tıp teknisyenleri, bakkal çalışanları, kuryeler." diyordu.
Petrow, bu görüntülerde ve kelimelerde ortak bir tema gördü: topluluk, bağlantı ve minnettarlık. Yakın zamanda sosyal medya takipçilerine, şu anda nasıl neşe yaşadıklarını sordu. Aldığı cevaplar arasında, "Şafak sökmeden önce kargaların ve kumruların şarkısını dinlemek," "Bir köpeğin yemek yerken bana bakmasına izin vermek" ve "Duke basketbolu" gibi ilginç öneriler vardı.
Özetle, kolayca uygulanabilir bir neşe tarifi: bağlantı, başkalarına yardım etmek, minnettarlık, nezaket, aktif kalmak ve bol kalori tüketmek, neşe bulmamıza ve paylaşmamıza yardımcı oluyor.
Petrow, zor zamanlarda neşe bulmanın mümkün olduğunu vurguluyor. Neşenin sadece büyük olaylarda değil, günlük hayatın küçük anlarında da bulunabileceğini belirtiyor. Topluluk, bağlantı ve minnettarlık gibi değerlere odaklanarak, en karanlık zamanlarda bile neşe bulabiliriz.
Bu makalede bahsedilen önemli noktaları şu şekilde özetleyebiliriz:
- Zor zamanlarda neşe bulmak mümkün.
- Neşenin farklı türleri vardır.
- Topluluk, bağlantı ve minnettarlık, neşe bulmamıza yardımcı olur.
- Günlük hayatın küçük anlarında neşe bulunabilir.
- Aktif kalmak ve başkalarına yardım etmek, neşe paylaşmamıza yardımcı olur.
Petrow’un "Yarattığınız Neşe" adlı kitabı ve bu makale, okuyuculara zor zamanlarda neşe bulma konusunda ilham vermeyi amaçlıyor. Neşenin sadece büyük olaylarda değil, günlük hayatın küçük anlarında da bulunabileceğini hatırlatarak, okuyucuları umutlu ve pozitif kalmaya teşvik ediyor.
Ayrıca, Petrow’un kişisel deneyimleri ve araştırmaları, neşe konusuna daha derinlemesine bir bakış sunuyor. Kendisinin de bir zamanlar karamsar bir kişi olduğunu ve neşe üzerine yaptığı araştırmanın bakış açısını değiştirdiğini belirtmesi, okuyuculara ilham veriyor ve neşe bulma yolculuğunda yalnız olmadıklarını hissettiriyor.
Sonuç olarak, bu makale, zor zamanlarda neşe bulma konusunda değerli bir rehber niteliği taşıyor. Petrow’un kişisel deneyimleri, araştırmaları ve sosyal medya takipçilerinden aldığı cevaplar, okuyuculara ilham veriyor ve neşe dolu bir hayatın mümkün olduğunu gösteriyor.