Thursday, May 8, 2025
HomeYaşam tarzıMisty Copeland'dan Gençlere İlham Veren Yaşam Dersleri

Misty Copeland’dan Gençlere İlham Veren Yaşam Dersleri

Misty Copeland, Letters to Misty, American Ballet Theatre, principal dancer, ballet, dance, self-care, confidence, teens, mentorship, inspiration, Black dancers, Prince, individuality, support system, Boys and Girls Club, Alicia Graf Mack, Raven Wilkinson, Lauren Anderson, Victoria Rowell, Susan Fales-Hill, social media, Ina Garten, Mark Seliger, Thelma Golden, Aman hotels, rest, nutrition, Kendrick Lamar, Mariah Carey, Anita Baker, Sade, cooking, citrus salmon, journaling

Misty Copeland, Amerikan Bale Tiyatrosu’nun (ABT) baş dansçısı olarak adını duyurduğu günden bu yana, hem sahnede hem de hayatın diğer alanlarında ilham kaynağı olmaya devam ediyor. USA TODAY’in The Essentials köşesinde yer alan röportajında Copeland, hayatına yön veren unsurları, kişisel bakım sırlarını ve gençlere yönelik tavsiyelerini paylaşıyor. Yeni kitabı "Letters to Misty" (Misty’ye Mektuplar) aracılığıyla hayranlarından gelen notları bir araya getiren Copeland, özellikle dans alanında kendini geliştirmek isteyen gençlere yol gösteriyor.

Copeland, ABT’de baş dansçı unvanını elde eden ilk siyahi kadın olarak, özellikle farklı etnik kökenlerden gelen genç dansçılara ilham verdi. Röportajında, kendine güven ve kişisel bakım konusunda edindiği en önemli ipuçlarını paylaşıyor. "Letters to Misty" adlı kitabında, gençlere özgüvenin pratikle geliştirilebilen bir kas gibi olduğunu anlatıyor. "Özgüven, tekrar yaparak ve etrafınızda destekleyici bir sistem oluşturarak geliştirilir. Bale öğretmenleriniz, koçlarınız veya diğer öğretmenleriniz size yardımcı olmak ve rehberlik etmek için orada, ancak tutarlı olmak sizin elinizde." diyor.

Genç bir dansçı olarak, genellikle salonda tek siyahi kız olduğunu belirten Copeland, Prince ile yaptığı işbirlikleri sırasında "Purple Rain" şarkıcısının kendisine unutulmaz tavsiyelerde bulunduğunu söylüyor: "Benzersizlik ve bireysellik, güç kaynaklarıdır." Copeland, "Kendimi küçültmek ve uyum sağlamak istediğim bir yerden geliyordum ve o bana ‘Ne diyorsun? Orada tek olmanın büyük bir gücü var. Herkesin dikkatini çekiyorsun – şimdi bu fırsatla ne yapacaksın?’ dedi." şeklinde anlatıyor.

Copeland’a göre, bir destek ekibi özgüven oluşturmak için çok önemli. Çocukluğunda gittiği yerel Boys and Girls Club (İlk bale dersini burada almıştı), genç yaşta sağlıklı mentor figürleri edinmesine yardımcı olmuş. İlk bale öğretmeni de önemli bir rol model olmuş. Ayrıca, Alicia Graf Mack, Raven Wilkinson (Copeland’ın 2022’de yayınlanan "The Wind at My Back" adlı kitabı Wilkinson hakkında), Lauren Anderson, oyuncu Victoria Rowell ve yapımcı Susan Fales-Hill gibi diğer dansçılara da hayranlık duyuyor. "Kariyerim boyunca, özellikle siyahi kadınlar olmak üzere birçok inanılmaz kadın, başarımın bel kemiği oldu. Bu, doğal olarak ve organik olarak, bana mentorluğun önemini öğretti." diyor Copeland.

"Letters to Misty" adlı kitapta, genç okuyucular Copeland’a dijital çağda kendilerine nasıl sadık kalacaklarını ve genellikle toksik bir sosyal medya ortamında nasıl yol alacaklarını soruyorlar. Copeland, "Gerçekten de kendi değerlerinizle daha uyumlu olan insanları takip etmenizi ve ‘Önemli olan, hayatımda benim için var olan insanlar’ diyebilmenizi öneririm." diyor.

Copeland’ın favorileri arasında, yemek ikonu Ina Garten, fotoğrafçı Mark Seliger, sanat küratörü Thelma Golden ve Aman otel zincirleri yer alıyor. Bu isimler ve mekanlar, ona "sadece bakmak bile zen hissettiriyor."

Dinlenme, Copeland için bir kişisel bakım önceliği. "Letters to Misty" adlı kitabında gençlere bunun "bir lüks değil, bir ihtiyaç" olduğunu söylüyor. Dans stüdyosunda günde sekiz saat geçirdiği zamanlarda, bir izin günü geç kalkmak ve esnemekle başlıyor. Hafta sonunun ikinci gününde Pilates dersi alıyor, daha fazla uyuyor, bol sıvı tüketiyor ve besleyici yemekler yiyor. Ayrıca, kan dolaşımını hızlandıran ve iltihabı azaltan Game Ready buz makinesiyle vücudunu buzla tedavi ediyor.

Boş zamanlarında "kötü TV" izlemekten ve Kendrick Lamar, Mariah Carey, Anita Baker veya Sade dinlemekten hoşlanıyor. Rahatlamanın en sevdiği yollarından biri de yemek yapmak, özellikle de bir zamanlar Garten için yaptığı özel narenciye somon yemeği. Copeland, balığını esmer şeker, portakal suyu, soya sosu ve beyaz şarap sirkesiyle yaptığı ev yapımı bir marinada ızgara yapıyor ve yanında tatlı patates püresiyle servis ediyor. Copeland, "En sevdiğim şeylerden biri, buzdolabını açmak ve içinde hiçbir şeyin olmaması ve ‘Bunu nasıl değerlendirebilirim?’ diye düşünmek. Bu, yaratıcı bir meydan okuma." diyor.

Günlük tutmak da Copeland’ın rutininin önemli bir parçası ve gençliğinden beri bunu yapıyor. Genellikle seyahat ederken veya otel odalarında günlük tutuyor ve daha sonra bakmak için her bitirdiği defteri saklıyor. "Bu, bir şeyleri işlemenin ve aynı zamanda belge tutmanın çok sağlıklı bir yolu." diyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular