Yaşlılar İçin Onurlu Bir Yaşam Mücadelesi: Meral Kureyshi’nin "Yorgunluk" Romanı
Meral Kureyshi’nin son romanı "Yorgunluk", 90 yaşındaki Lili’nin yaşlılık yurduna yerleştirilmesiyle başlıyor. Lili’nin üzerinden silinmeyen sözleri, okuyucunun zihninde derin bir etki bırakıyor: "Teselli istemiyorum, bu aşağılayıcı."
Toplumun Göz Ardı Ettiği Sorular
Lili’nin sözleri, toplumun yaşlılık konusunda görmezden geldiği önemli soruları gündeme getiriyor: Bireyler onurlu bir şekilde nasıl yaşlanabilir? Yaşlı bireylerin bakımı kimin sorumluluğundadır?
Seçimlik Akrabalık ve Bakım İlişkileri
Romanın isimsiz anlatıcısı, Lili’nin kızının arkadaşıdır ve "Yaşlılar yurdunda sunulmayanları ben üstlenirim." sözüyle Lili’ye verdiği desteği dile getirir. Anlatıcı, Lili ile gezilere çıkar, onu evine yemeğe davet eder ve eski aşk maceralarına dair anılarını dinler. Bu ilişki, kadınlar arasında bir dayanışma örgütü, bir bakım ilişkisi ve yalnızlığa karşı bir seçimlik akrabalık oluşturur. Ve tek örnek de bu değildir. Anlatıcı, Klara ile birlikte yaşadığı evde, Klara’nın şiddet yanlısı eşinden boşandıktan sonra büyüttüğü oğluna da annelik yapmaktadır. "İstemeden ebeveyn olduk," diye itiraf eder anlatıcı.
Yaşlılık, Bakım ve Toplumsal Sorumluluk
"Yorgunluk" romanı, yaşlılığa, bakıma ve toplumsal sorumluluğa dair günümüzün en önemli tartışmalarına değiniyor. Lili’nin karakteri, onurlu bir şekilde yaşlanma ihtiyacını vurguluyor. Anlatıcının Lili’ye verdiği destek, bireysel ve kolektif dayanışmanın yaşlılık sorunlarını çözmede oynadığı hayati role işaret ediyor.
Toplumun Değerlerine Bir Eleştiri
Kureyshi’nin romanı aynı zamanda gençlik, güzellik ve başarıyı yücelten toplumsal değerlere de eleştirel bir bakış açısı getiriyor. Yaşlılık, genellikle değersiz ve ilgisiz bir dönem olarak görülürken, "Yorgunluk", yaşlıların da yaşamın dolu dolu yaşanmasına değerli katkılar sağlayabileceğini öne sürüyor.
Yaşlılık Politikalarını Yeniden Düşünmek
"Yorgunluk", yaşlılık politikalarımızı yeniden düşünmemizi teşvik ediyor. Yaşlıların bakımını aile bireylerine ve işgücünün dışına çıkmış bireylere yüklemek yerine, toplum olarak bu sorumluluğu paylaşmamız gerektiğini savunuyor. Yaşlılara saygı ve onur göstermeyi öğrenmeli ve onların yaşamlarına anlamlı bir şekilde dahil olmalarını sağlamalıyız.
Yaşlılıkla Barışmak
Sonuç olarak, "Yorgunluk" romanı yaşlılıkla barışmak ve onu yaşamın kaçınılmaz bir parçası olarak kabul etmek için bir çağrı niteliği taşıyor. Yaşlıların bakımını ve desteğini toplum olarak üstlenerek, onurlu ve yaşanabilir bir yaşlılık sürecini hep birlikte inşa edebiliriz.