Marine Le Pen, Salı günü yaptığı açıklamada, Emmanuel Macron’un Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şareh’i kabul etmesini sert bir dille eleştirdi. Le Pen, Şareh’i "DEAŞ ve El Kaide’den geçmiş bir cihatçı" olarak nitelendirdi. Aşırı sağcı lider, X platformunda (eski adıyla Twitter) yaptığı paylaşımda, "Şaşkınlık ve dehşet içindeyim" ifadelerini kullandı. Macron’un bu eylemini "provokasyon" ve "sorumsuzluk" olarak değerlendiren Le Pen, Suriye’nin Beşar Esad’ın Aralık ayında devrilmesinden bu yana liderliğini yürüten kişiyi ağırlayacak olmasını eleştirdi.
Le Pen, "Emmanuel Macron bir kez daha Fransa’nın imajını zedeliyor ve özellikle İslamcılıkla mücadelede müttefiklerine verdiği taahhüdü itibarsızlaştırıyor" dedi. Ayrıca, "Vatandaşlarımız arasında kanlı saldırılar düzenleyerek ölümlere yol açan İslamcı milisler, azınlıkları katlediyor" şeklinde konuştu.
Bu ziyaret, Suriye Cumhurbaşkanı’nın Avrupa’ya gerçekleştirdiği ilk ziyaret olma özelliğini taşıyor. Élysée Sarayı’ndan yapılan açıklamaya göre, Macron, "Fransa’nın yeni bir Suriye’nin inşasına, özgür, istikrarlı, egemen ve Suriye toplumunun tüm unsurlarına saygılı bir Suriye’ye desteğini yineleyecek." Ahmed el-Şareh liderliğindeki Suriye’yi yöneten İslamcı koalisyon, iktidara geldiğinden bu yana özellikle uluslararası topluma karşı güven verici bir imaj sergilemeye çalışıyor. Uluslararası toplum, koalisyonu özgürlüklere saygı duymaya ve azınlıkları korumaya çağırıyor. Bu çabaların ardında, Beşar Esad yönetimine uygulanan yaptırımların kaldırılması hedefi yatıyor.
Ancak, ülkenin batısında geçtiğimiz Mart ayında çoğunluğu Alevi olan 1.700 kişinin ölümüne yol açan katliamlar, Dürzilerle yaşanan son çatışmalar ve sivil toplum kuruluşları tarafından belgelenen kötü muameleler, yeni yetkililerin kendilerine bağlı bazı aşırılık yanlısı savaşçıları kontrol etme kapasitesi hakkında şüpheler uyandırıyor.
RN’nin müttefiki olan UDR milletvekillerinin başkanı Éric Ciotti de X platformunda yaptığı açıklamada, "Emmanuel Macron’un Paris’te Suriyeli İslamcı diktatörü ağırlaması bir hatadır!" ifadelerini kullandı. Ciotti, bu eylemi "korkunç bir rejimin uluslararası alanda tanınmasına katkıda bulunan temel bir hata" olarak nitelendirdi.
Bu gelişmeler, Suriye’deki karmaşık siyasi durumu ve uluslararası aktörlerin bu duruma yaklaşımlarındaki farklılıkları gözler önüne seriyor. Macron’un Şareh’i ağırlama kararı, özellikle Fransa’da ve uluslararası arenada tartışmalara yol açmış durumda. Le Pen ve Ciotti gibi muhalifler, bu eylemin Fransa’nın itibarını zedelediğini ve terörle mücadeledeki taahhütlerini sorgulattığını savunuyorlar.
Öte yandan, Élysée Sarayı’nın açıklamaları, Fransa’nın Suriye’de istikrarın sağlanması ve tüm Suriye toplumunun haklarının korunması yönündeki çabalarına vurgu yapıyor. Ancak, sahadaki gelişmeler, yeni yönetimin bu hedeflere ulaşma kapasitesi hakkında ciddi endişeler yaratıyor. Özellikle azınlıklara yönelik şiddet olayları ve aşırılık yanlısı grupların varlığı, Suriye’deki durumun kırılganlığını ve çözüm sürecinin zorluğunu ortaya koyuyor.
Bu karmaşık denklemde, uluslararası toplumun Suriye’ye yönelik yaklaşımı büyük önem taşıyor. Yaptırımların kaldırılması ve Suriye’nin yeniden inşası için uluslararası destek sağlanması, ülkenin istikrara kavuşmasına yardımcı olabilir. Ancak, bu desteğin, insan haklarına saygı ve azınlıkların korunması gibi temel şartlara bağlı olması gerekiyor. Aksi takdirde, Suriye’deki durumun daha da kötüleşmesi ve bölgede yeni istikrarsızlıkların ortaya çıkması riski bulunuyor.
Sonuç olarak, Macron’un Şareh’i ağırlama kararı, Suriye’deki karmaşık siyasi durumun ve uluslararası aktörlerin bu duruma yaklaşımlarındaki farklılıkların bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu karar, Fransa’da ve uluslararası arenada tartışmalara yol açmış olsa da, Suriye’de istikrarın sağlanması ve tüm Suriye toplumunun haklarının korunması için yeni bir fırsat sunabilir. Ancak, bu fırsatın değerlendirilebilmesi için, insan haklarına saygı ve azınlıkların korunması gibi temel şartlara uyulması büyük önem taşıyor.