Kongre Siyahi Grubu Üyeleri Trump’ın Kongre Konuşmasına Tepki Gösterdi: Boykotlar, Protestolar ve Alternatif Bir Yayın
Washington – Kongre Siyahi Grubu’nun (Congressional Black Caucus) bazı üyeleri, Başkan Donald Trump’ın Salı günü Kongre’ye yaptığı konuşmayı terk etti veya konuşmayı tamamen boykot etti. Grup üyeleri, Trump’ın politikalarına ve genel yaklaşımlarına duydukları derin rahatsızlığı ve muhalefeti farklı şekillerde dile getirdi.
Kongre Siyahi Grubu Başkanı Temsilci Yvette Clarke (D-N.Y.), Trump konuşmasına başladıktan kısa bir süre sonra meclis salonunu terk etti. Clarke, ayrılışının ardından yaptığı açıklamada, "Burada bir MAGA şöleni, bir MAGA mitingi yaşanıyor," dedi ve Trump’ın "en iyi işlerinin" tekrarından başka bir şey beklememesi nedeniyle salonda kalmaya gerek duymadığını belirtti. MAGA, "Make America Great Again" (Amerika’yı Yeniden Harika Yap) sloganının kısaltması olarak, Trump’ın siyasi hareketinin temelini oluşturuyor.
Clarke ve salondan ayrılan diğer bazı grup üyeleri, Trump’ın konuşmasına karşı bir alternatif olarak düzenlenen "Halkın Durumu" (State of the People) adlı 24 saatlik canlı yayına katılarak görüşlerini paylaştı. Sivil haklar liderleri, Demokratlar ve taban aktivistlerinden oluşan bir koalisyon tarafından organize edilen bu yayın, izleyicileri Trump’ın konuşmasını atlayıp, onun yerine yönetim politikalarının zararlı olduğunu düşündükleri konuları tartışan canlı yayına katılmaya çağırdı. Meclis salonundan erken ayrılan bazı grup üyeleri, Ulusal Gazete Yayıncıları Birliği’nden (National Newspaper Publishers Association) Mark Thompson ile görüştü.
Temsilci Jasmine Crockett (D-Texas), Cumhuriyetçi personelinin koltuğunu doldurmaması için salona gittiğini açıkladı. "Atalarımın uğruna kan döktüğü ve öldüğü o yeri işgal etmek istedim, ama aynı zamanda oradan cehenneme doğru yürüyebilme ayrıcalığına da sahiptim," diyen Crockett, boş koltuklar bırakarak Trump’a bir mesaj vermek istediklerini vurguladı. Crockett, Trump’ın "Anayasaya sırtını döndüğü gibi, bu ülkedeki yasalara sırtını döndüğü gibi," ona da sırtını dönerek meydan okumak istediğini söyledi.
Grup üyesi Temsilci Al Green (D-Texas), konuşmasının başlarında ayağa kalkıp Trump’ı sözünü kesmesinin ardından salondan çıkarıldı. Green, "Yetkiniz yok!" diye bağırdı. Diğer grup üyeleri de daha sonra ayağa kalkarak salonu terk etti.
Temsilci Maxwell Frost (D-Florida), "İstediğiniz tüm güce sahip olmadığınızda, sahip olduğunuz tüm gücü kullanırsınız," dedi. Frost, Temsilciler Meclisi’ndeki iki sandalyelik çoğunluğun önemine dikkat çekerek, grubun "bu aşırı gündemi engelleme, geciktirme ve geri itme" gücüne sahip olduğunu vurguladı.
Tamamen Demokratlardan oluşan Kongre Siyahi Grubu, Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Kongre’deki en büyük oy bloklarından biri olma özelliğini taşıyor.
Massachusetts Temsilcisi Ayanna Pressley de salondan ayrılanlar arasındaydı. Pressley, Trump’ın yönetim yaklaşımını eleştirerek, "Bunu normalleştiremeyiz. Bu adamın Kongre’ye saygısı yok," dedi. Pressley, Trump’ın "hükümetin eşdeğer bir organı olarak bize saygı duymadığını, Amerikan halkına saygı duymadığını ve 6 Ocak’ta bulunduğumuz yeri kirletenleri affettiğini" savundu.
Ancak Delaware’den yeni seçilen Demokrat Senatör Lisa Blunt Rochester, bir protesto gösterisi olarak konuşma sırasında salonda kaldığını söyledi. "Burası bizim evimiz. Gitmiyoruz," dedi. "Gözümün içine bakıp bunları söyleyeceksin. Sonra da gücümüzü alıp harekete geçeceğiz… Şimdi gerçek iş başlıyor."
Bu olaylar, Kongre Siyahi Grubu’nun Trump yönetimiyle yaşadığı derin anlaşmazlıkları ve Trump’ın politikalarına karşı gösterdikleri kararlı muhalefeti açıkça ortaya koyuyor. Grup üyelerinin farklı tepki biçimleri – boykot, protesto, alternatif yayın – Trump’ın politikalarının Amerikan toplumundaki bölünmeleri derinleştirdiğini ve farklı grupların bu politikalara karşı nasıl farklı stratejiler geliştirdiğini gösteriyor. Bir yandan, bazı üyeler doğrudan eylemlerle seslerini yükseltirken, diğerleri alternatif platformlar aracılığıyla kamuoyunu bilgilendirmeye ve harekete geçmeye çalışıyor. Rochester’ın salonda kalma kararı ise, "biz buradayız ve mücadele edeceğiz" mesajını vermeyi amaçlıyor.
Özellikle 6 Ocak olaylarına karıştığı iddia edilenlerin affedilmesi, Kongre Siyahi Grubu üyeleri arasında büyük bir öfke yaratmış durumda. Bu af, Trump’ın eylemlerinin ve söylemlerinin sadece politik arenada değil, aynı zamanda toplumsal değerler ve adalet anlayışı açısından da derin bir ayrışmaya yol açtığını gösteriyor. Grup üyelerinin, Trump’ın yaklaşımını "normalleştirilemez" olarak görmesi, bu ayrışmanın ne kadar derin ve kalıcı olabileceğine işaret ediyor.
Kongre Siyahi Grubu’nun bu eylemleri, Amerikan siyasetindeki polarizasyonun ve farklı grupların kendi seslerini duyurma çabalarının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Trump’ın konuşmasına verilen bu tepkiler, Amerikan siyasetindeki kutuplaşmanın ve muhalefetin sadece politik arenada değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel alanlarda da nasıl kendini gösterdiğini açıkça ortaya koyuyor.