Keşmir’de Terörün Gölgesi ve Batı Medyasının Tutumu: Bir Çifte Standart İfşası
Palki Sharma, Network18’in genel yayın yönetmeni olarak, Hindistan’ı derinden sarsan Pahalgam terör saldırısını mercek altına alıyor. Keşmir’in "küçük İsviçre"si olarak bilinen ve son dönemde yeniden huzura kavuşan Pahalgam, 26 turistin hedef alındığı ve ailelerinin gözleri önünde vahşice katledildiği bir terör eylemine sahne oldu. Kurbanların çoğunun Müslüman olmadığı belirtiliyor. Bu acımasız saldırı, bölgedeki kırılgan barış ortamını yeniden tehdit ederken, Batı medyasının olaya yaklaşımı da tartışmaları beraberinde getiriyor.
Saldırının sorumluluğunu üstlenen The Resistance Front (TRF) adlı örgütün, Pakistan tarafından finanse edilen ve silahlandırılan Lashkar-e-Taiba’nın bir kolu olduğu belirtiliyor. Saldırganların Amerikan yapımı M4 Carbine saldırı tüfekleri kullandığı ve bazılarının Keşmir’de değil, Pakistan’da konuşulan Peştuca konuştuğu da ortaya çıkan detaylar arasında. Bu durum, saldırının arkasında Pakistan’ın olduğu şüphelerini güçlendiriyor. Pakistan’ın ekonomik krizle, yüksek enflasyonla, iç istikrarsızlıkla ve siyasi elitlere duyulan güvenin azalmasıyla boğuştuğu bir dönemde, bu tür bir saldırı, dikkatleri dağıtma ve iç sorunlardan uzaklaştırma çabası olarak değerlendiriliyor.
Pahalgam saldırısı, sadece bir insanlık trajedisi değil, aynı zamanda Batı medyasının tutumu açısından da bir trajedi olarak değerlendiriliyor. Avrupa’da Emmanuel Macron, Giorgia Meloni, Olaf Scholz gibi liderler saldırıyı net ve kesin bir şekilde kınarken, bazı önde gelen Batı medya kuruluşları olayın gerçeklerini sulandırmayı tercih ediyor. Örneğin, The Guardian "şüpheli militanlar" ifadesini kullanırken, BBC sadece yabancı yetkililerin açıklamalarını aktarmakla yetiniyor ve saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirmekten kaçınıyor. Türk kanalı TRT ise olayı sadece "Keşmir’de bir silahlı olay" olarak tanımlıyor. Fransa’da Libération gazetesi ise "isyancılar" ifadesini kullanıyor. Bu tür dil oyunları, masum sivillerin hedef alındığı böylesine acımasız bir katliam karşısında şaşkınlık yaratıyor.
Bu ihtiyatlı dil, Batı’da veya müttefiklerine yönelik terör saldırılarını haklı olarak kınama konusundaki hızlılıkla tezat oluşturuyor. Hamas’ın Ekim 2023’te İsrail’e yönelik saldırısında, çoğu Amerikan medyası olayı hemen terörizm olarak nitelendirdi. Ancak konu Hintli kurbanlar olduğunda, kelime dağarcığı daha ılımlı, daha belirsiz hale geliyor. Bu tutum, tehlikeli bir çifte standardı ortaya koyuyor. Dehşeti en aza indirerek, Batılı olmayanların yaşamlarının değerini göreceli hale getiriyor ve Avrupa için sonuçları olmayan yerel bir terörizm yanılsamasını sürdürüyor. Bilinçli veya bilinçsiz olarak, tehdide karşı uluslararası tepkiyi zayıflatan önyargılı bir anlatıya katkıda bulunuyor.
Pahalgam saldırısı, münferit bir olay değil. Küresel bir dinamiğin parçası. Aşırılık yanlısı gruplar, internet üzerinden birbirleriyle iletişim kuruyor, radikalleşiyor ve Pakistan topraklarında zirveler düzenliyor. Geçtiğimiz Şubat ayında, Pakistan’ın işgal ettiği Keşmir’de, Jaish-e-Mohammed, Lashkar-e-Taiba ve Hamas temsilcileri eylemlerini koordine etmek için bir araya geldi.
Pahalgam’da hedef alınan sadece insanlar değil, aynı zamanda bir başarı hikayesiydi: Turizmin rekorlar kırdığı, yabancı yatırımların arttığı, barışçıl seçimlerin ve G20 zirvelerinin düzenlenebildiği, huzurlu bir Keşmir. Teröristler, bu normalleşmeyi yok etmeye çalışıyorlar. Ve bunu yaparken, tüm dünyaya bir uyarı gönderiyorlar: Hiçbir bölge, hiçbir ülke güvende değil. Dehşetin adını koymayı reddetmek, onu görmezden gelmek, hatta teşvik etmektir. Gerçek faillerine göz yummak, bir sonraki trajediye zemin hazırlamaktır. Dün Avrupa, bugün Hindistan, yarın yine Avrupa: Terörizmin sınırı yok.
Bazı Batı medya kuruluşları, steril bir dil kullanarak kendi itibarlarını zedeliyor, savunmayı iddia ettikleri değerlere ihanet ediyor ve toplumlarının tehditlere etkili bir şekilde yanıt verme yeteneğini baltalıyor. Artık tüm yaşamların aynı değere sahip olduğunu, tüm şiddetlerin aynı olmadığını, ancak hepsinin ne oldukları için adlandırılması gerektiğini kabul etmenin zamanı geldi. Avrupa medyasının, Keşmir kurbanlarına kendi vatandaşları için haklı olarak talep ettikleri saygıyı göstermesinin zamanı geldi. Terörizm vurduğunda başka tarafa bakmayı bırakmanın zamanı geldi.