Kanada Başbakanı Carney’den Trump’a Sert Yanıt: "Kanada Satılık Değil"
WASHINGTON ― Kanada Başbakanı Mark Carney, geçtiğimiz hafta Liberal Parti’yi kritik bir seçim zaferine taşımasının ardından Başkan Donald Trump ile Oval Ofis’te yaptığı görüşmede, Kanada’nın satılık olmadığını doğrudan ifade etti.
6 Mayıs’ta Beyaz Saray’da gerçekleşen yüksek riskli ikili görüşmenin başında Carney, Trump’a emlak sektöründen örnekler vererek, "Emlak işinden de bildiğiniz gibi, bazı yerler asla satılık değildir" dedi. "Son birkaç aydır seçim kampanyası boyunca Kanada’nın sahipleriyle görüştüm ve şunu söyleyebilirim ki Kanada satılık değil. Asla da satılık olmayacak. Fırsat, ortaklıkta ve birlikte inşa edebileceklerimizde yatıyor" diye ekledi.
Trump’ın Kanada’yı "51. Eyalet" Yapma Hayalleri Carney’nin Zaferine Zemin Hazırladı
Carney, Trump’ın Kanada’yı hedef alan söylemlerinden, özellikle de Kanada’yı "51. eyalet" yapma umudundan ustaca yararlanarak, anketlerde geride olmasına rağmen 28 Nisan’daki seçim zaferine ulaşmayı başardı. Carney, Justin Trudeau’nun yerine Kanada Başbakanı olarak göreve geldi.
Carney’nin bu sert açıklamaları, Trump’ın gazetecilere Kanada’nın ABD’nin bir parçası olmasının daha iyi olacağına inandığını söylemesinin ardından geldi.
Trump, "Hala buna inanıyorum, ancak tango için iki kişi gerekiyor, değil mi?" dedi. "Yani, Kanadalı vatandaşlar için büyük bir vergi indirimi olacağına inanıyorum. Bedava askeri hizmet, muazzam sağlık hizmetleri ve diğer şeyler elde edersiniz. Birçok avantajı olur."
Bir gazetecinin Carney’nin tutumunun görüşmeyi daha da zorlaştırıp zorlaştırmadığı sorusuna Trump, "Hiç de değil. Zaman gösterecek. Sadece zaman meselesi. Ama ben derim ki, asla asla deme." şeklinde yanıt verdi.
Görüşme, Trump’ın Kanada ithalatına uyguladığı yüksek tarifeler nedeniyle iki ülke arasındaki ticaret gerilimlerinin ortasında gerçekleşti.
Trump, Carney’ye "Muhtemelen başına gelen en iyi şey sendin" diyerek görüşmeyi açtı. Bu ifade, Carney’nin Trump’ın Kanada’ya karşı düşmanca tutumunu siyasi olarak kendi lehine kullanabilmesine bir göndermeydi.
Trump, "Ama tüm övgüyü alamam" dedi. "Partisi çok gerideydi ve sonunda kazandı. Bu yüzden, siyaset tarihindeki en büyük geri dönüşlerden biriyle, belki de benimkinden bile daha büyük bir geri dönüşle onu tebrik etmek istiyorum."
Carney, Trump’a misafirperverliği ve liderliği için teşekkür etti. Carney, Trump’ın "ekonomiye, Amerikan işçisine amansız bir odaklanmayla" odaklanmasını işaret ederek, "Dönüştürücü bir başkansınız" dedi.
Analistler, Carney’nin Sert Duruşunun Kanada’nın Bağımsızlığını Koruma Kararlılığının Sinyali Olduğunu Vurguluyor
Analistler, Carney’nin Trump’a yönelik sert açıklamalarının, Kanada’nın bağımsızlığını ve egemenliğini koruma konusundaki kararlılığının güçlü bir işareti olduğunu belirtiyor. Trump’ın Kanada’yı "51. eyalet" yapma arzusunun, Kanada kamuoyunda büyük bir tepkiye yol açtığı ve Carney’nin seçim zaferinde önemli bir rol oynadığı düşünülüyor.
Carney’nin liderliğinde Kanada, Trump yönetiminin ticaret politikalarına ve diğer dış politika girişimlerine karşı daha dirençli bir duruş sergileyeceğinin sinyallerini veriyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği, Trump’ın tutumuna ve Carney’nin Kanada’nın çıkarlarını savunma konusundaki kararlılığına bağlı olacak gibi görünüyor.
Ticaret Gerilimleri ve Gelecek Beklentileri
Trump’ın Kanada ithalatına uyguladığı tarifeler, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde önemli bir gerginliğe neden oldu. Kanada, bu tarifelere misilleme yaparak ABD ürünlerine karşı da vergiler uygulamıştı. İki ülke arasındaki ticaret savaşının, her iki ekonomiye de zarar verdiği ve tedarik zincirlerini aksattığı belirtiliyor.
Carney’nin Trump ile yaptığı görüşmede ticaret gerilimlerinin ele alınıp alınmadığı bilinmiyor. Ancak, Kanada Başbakanı’nın ortaklık ve işbirliği vurgusu, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği için umut verici bir sinyal olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, Kanada ve ABD arasındaki ilişkilerin, karmaşık ve çok yönlü olduğunu ve her iki ülkenin de birbirine bağımlı olduğunu vurguluyor. İki ülkenin, ticaret, güvenlik ve diğer alanlarda işbirliği yapmasının her iki tarafın da çıkarına olduğu belirtiliyor.
Carney’nin liderliğinde Kanada’nın, Trump yönetimi ile yapıcı bir diyalog kurmaya ve ortak çıkarları doğrultusunda işbirliği yapmaya istekli olduğu görülüyor. Ancak, Kanada’nın kendi ulusal çıkarlarını ve değerlerini koruma konusundaki kararlılığından da şüphe duyulmuyor.
İki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği, önümüzdeki dönemde gerçekleşecek gelişmelerle daha net bir şekilde ortaya çıkacak. Ancak, Carney’nin Trump’a verdiği "Kanada satılık değil" mesajı, Kanada’nın bağımsızlığını ve egemenliğini koruma konusundaki kararlılığının net bir ifadesi olarak tarihe geçti.