Thursday, May 8, 2025
HomeSiyasetKamel Daoud: Cezayir'den Uluslararası Yakalama Kararı! Goncourt'lu Yazar

Kamel Daoud: Cezayir’den Uluslararası Yakalama Kararı! Goncourt’lu Yazar

Kamel Daoud, Cezayir, uluslararası tutuklama emri, Houris, Goncourt Ödülü, ifade özgürlüğü, sansür, siyasi baskı, Cezayir siyaseti, romancı, yazar, yasalar, ulusal uzlaşma yasası, özel hayatın ihlali, Oran, Interpol, Fransa-Cezayir ilişkileri

Kamel Daoud Hakkında Uluslararası Yakalama Kararı: Cezayir Hükümeti ile İlişkiler Gerginleşiyor

Fransız-Cezayirli yazar Kamel Daoud, Cezayir hükümeti ile yaşadığı gerilimler nedeniyle yeniden gündeme geldi. Le Figaro gazetesinin 6 Mayıs Salı günü bildirdiğine göre, Daoud hakkında Oran mahkemesi tarafından iki ayrı uluslararası yakalama kararı çıkarıldı. Bu karar, Le Point dergisinin ortaya çıkardığı bilgiyi doğrular nitelikte. Yazarın avukatı Jacqueline Laffont, ilk yakalama kararının Cezayir Interpol’ü tarafından Mart ayında, ikincisinin ise Mayıs ayının başlarında gönderildiğini belirtti. Laffont, bu kararların açıkça Cezayir yetkilileri tarafından siyasi gerekçelerle çıkarıldığını ifade etti.

Kamel Daoud, 2024 yılında "Houris" adlı romanıyla Goncourt Ödülü’ne layık görülmüştü. Roman, Cezayir’deki "Kara On Yıl" (1992-2002) olarak bilinen dönemden sağ kurtulan genç bir kadının hikayesini anlatıyor. Daoud, bu ödülü alan ilk yazar olarak, eseri nedeniyle uluslararası yakalama kararına maruz kalmasıyla dikkat çekiyor. Yazar, aylar boyunca romanı nedeniyle çeşitli şikayetlerin hedefi olmuş, eseri Cezayir’de yasaklanmıştı.

Yakalama kararlarının temelinde yatan nedenlerden biri, "ulusal uzlaşma yasasını ihlal" suçlamasıyla Oran mahkemesine yapılan bir başvurudan kaynaklanıyor. Bu suçlama, eski Cumhurbaşkanı Buteflika döneminde 2005 yılında kabul edilen bir yasaya dayanıyor. Yasa, "beyanları, yazıları veya herhangi bir eylemiyle ulusal trajedinin yaralarını kullanarak Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin kurumlarına zarar veren, devleti zayıflatan, onu onurla hizmet eden çalışanlarının itibarını zedeleyen veya Cezayir’in uluslararası alandaki imajını lekeleyen" kişilere 3 ila 5 yıl hapis cezası öngörüyor.

Daoud hakkında açılan bir diğer dava ise, Kasım 2024’te Oran mahkemesine yapılan "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçlamasıyla ilgili. Bir kadın, Daoud’u "Houris" romanını yazarken kendi kişisel hikayesinden izinsiz olarak ve tıbbi dosyasının gizliliğini ihlal ederek ilham almakla suçluyor. Yazar ise bu suçlamaları reddederek, eserinin 1990’larda Oran Günlüğü’nde gazeteci olarak yaptığı çalışmalardan ilham alan bir kurgu olduğunu savunuyor.

Daoud ayrıca, 7 Mayıs Çarşamba günü Paris mahkemesinde bu davayla ilgili ilk duruşmaya çağrıldı. Bu durum, yazarın hem Cezayir’de hem de Fransa’da hukuki mücadeleler verdiğini gösteriyor.

Kamel Daoud’un durumu, ifade özgürlüğü ve sanatsal yaratıcılık ile siyasi baskı arasındaki karmaşık ilişkiyi gözler önüne seriyor. Bir yazarın edebi eserleri nedeniyle uluslararası yakalama kararıyla karşı karşıya kalması, dünya genelinde endişe yaratıyor. Özellikle, otoriter rejimlerin sanatsal ifadeye yönelik baskıcı tutumları, demokratik değerlere ve insan haklarına aykırı olarak değerlendiriliyor.

Daoud’un davası, Cezayir hükümetinin ülkedeki muhalif seslere karşı sergilediği hoşgörüsüzlüğü de ortaya koyuyor. Yazarın eleştirel bakış açısı ve toplumsal sorunlara dikkat çekme çabası, hükümet tarafından bir tehdit olarak algılanıyor. Bu durum, Cezayir’deki ifade özgürlüğünün sınırlarını ve siyasi iktidarın sanata müdahalesini tartışmaya açıyor.

Uluslararası insan hakları örgütleri ve yazarlar dernekleri, Kamel Daoud’a yönelik yakalama kararlarını kınayarak, Cezayir hükümetine bu kararları geri çekme çağrısında bulunuyor. İfade özgürlüğünün korunması ve yazarların serbestçe yazabilmesi için uluslararası toplumun dayanışması büyük önem taşıyor. Daoud’un davası, dünya genelindeki tüm yazarlar ve sanatçılar için bir uyarı niteliğinde. Sanatsal ifade özgürlüğünün korunması, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir.

Kamel Daoud’un durumu yakından takip edilirken, uluslararası toplumun baskısı ve yazarın hukuki mücadelesi, sonucun ne olacağını belirleyecek önemli faktörler olarak öne çıkıyor. Bu dava, sadece Daoud’un geleceğini değil, aynı zamanda Cezayir’deki ifade özgürlüğünün geleceğini de şekillendirecek.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular