Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA), 2024 Mart’ında yapılan bir testte anabolik steroid klöstebol izlerine rastlanmasının ardından dünya 1 numarası Jannik Sinner ile anlaşmaya vardığını duyurdu.
WADA’nın duyurduğu anlaşma, İtalyan tenisçinin üç aylık bir uzaklaştırma cezası almasını içeriyor. Büyük Üçlü’nün bir üyesi olan 23 yaşındaki Sinner, iki yıllık bir uzaklaştırma cezasıyla karşı karşıyaydı, ancak Mayıs ayı sonlarında gerçekleşecek Roland Garros’tan önce yarışmalara geri dönebilecek.
WADA, birkaç hafta önce kalp ilacı trimetazidinin yasaklı kullanımının tespit edilmesinin ardından dünya 2 numarası Iga Swiatek’e verilen bir aylık uzaklaştırma cezasına itiraz etmeyeceğini açıklamıştı.
Katar’ın Doha kentinde Avustralya Açık’ın yarı finalinde yaşadığı sakatlıktan üç hafta sonra müsabakalara geri dönen Novak Djokovic, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Son günlerde değil, son aylarda soyunma odasında konuştuğum oyuncuların büyük çoğunluğu, bu sürecin nasıl yönetildiğinden memnun değil. Oyuncuların büyük çoğunluğu bunun adil olmadığını düşünüyor. Oyuncuların büyük çoğunluğunda bir kayırmacılık olduğu izlenimi var. Görünüşe göre üst düzey bir oyuncuysanız ve en iyi avukatlara erişiminiz varsa, sonucu neredeyse etkileyebilirsiniz."
Djokovic, Grand Slam’lerde 24 şampiyonluk kazandı ve Sinner ile WADA arasındaki anlaşmanın açıklanmasının ardından birçok oyuncu tarafından dile getirilen eleştirilere katılarak şu ifadeleri kullandı:
"Vakalar arasında çok fazla tutarsızlık var. Anti-doping sistemine ciddi bir şekilde eğilme zamanı geldi."
Sırp tenisçi tarafından 2021 yılında kurulan ve oyuncuların bir sendikası olan Profesyonel Tenisçiler Birliği (PTPA) daha önce konu hakkında bir açıklama yaparak anti-doping otoritelerinin kararlarındaki "kabul edilemez önyargıyı" kınadı.
WADA ve Sinner arasındaki anlaşma, tenis dünyasını ikiye böldü. Bazıları Sinner’ın üç aylık uzaklaştırma cezasını cezalandırılmasında yetersiz bulurken, diğerleri anlaşmayı sporcunun kariyerini mahvetmemek için adil bir çözüm olarak görüyor.
Tartışma, anti-doping sisteminin tutarlılığı ve adaleti konusunda endişelere yol açtı. Oyuncular ve taraftarlar, anti-doping kurallarının herkese eşit olarak uygulanıp uygulanmadığı konusunda sorguluyor.
WADA’nın Sinner davasını ele alış biçimi, en üst düzey oyunculara farklı bir muamele uygulandığı yönündeki suçlamaları yeniden gündeme getirdi. Bu suçlamalar, diğer spor dallarıyla ilgili anti-doping skandallarında da dile getirilmişti.
WADA’nın itibarı, son olayların ışığında zedelendi. Kuruluş, kararlarını destekleyecek daha fazla şeffaflık ve tutarlılık sağlaması için baskı altında.
Tenis dünyası, anti-doping sisteminde reform için çağrıda bulunuyor. Oyuncular, taraftarlar ve tenis yetkilileri, "temiz" bir sporu garanti etmek için daha adil ve tutarlı bir sistem talep ediyor.
WADA’nın ve diğer anti-doping otoritelerinin, sporun bütünlüğünü korumak ve sporcuların haklarını gözetmek için adımlar atması gerekiyor. Aksi takdirde anti-doping sistemi güvenilirliğini kaybedecek ve sporun itibarına zarar verecektir.
