İsrail, Yemen’deki Hodeidah Liman Şehrini Vurdu, İran Destekli Husileri Hedef Aldı
İsrail güçleri Pazartesi günü Yemen’in liman şehri Hodeidah’ı vurdu ve İran destekli Husileri, özellikle Tel Aviv’in en büyük havaalanını neredeyse vuran füze saldırısı olmak üzere Yahudi devletine yönelik tekrarlanan saldırılara yanıt olarak hedef aldı. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), savaş uçaklarının Yemen kıyısında yer alan liman şehrini ve bir beton fabrikasını hedef aldığını söyledi.
IDF’den yapılan açıklamada, "Hudaydah limanında vurulan terörist altyapı tesisleri, Husi terör rejiminin merkezi bir tedarik kaynağı olarak hizmet ediyor. Hudaydah Limanı, İran silahlarının, askeri teçhizatın ve terörist amaçlı diğer ekipmanların transferi için kullanılıyor" denildi.
İSRAİL, GAZZE’NİN TAMAMINI ELE GEÇİRME PLANINI ONAYLADI, ON BİNLERCE YEDEK ASKERİ GÖREVE ÇAĞIRDI
IDF ayrıca, Husiler için önemli bir ekonomik kaynak görevi gören Bajil Beton Fabrikası’nı da vurduğunu söyledi. Yetkililer, tesisin ayrıca terör rejimi için yeraltı tünelleri ve terörist altyapı inşa etmek için kullanıldığını belirtti.
İsrail, saldırı sırasında Husilerin İsrail’e ve sivillere yönelik yüzeyden yüzeye füzeler ve dronlar fırlatarak misilleme yaptığını bildirdi.
HAMAS REHİNELERİNİN AİLELERİ, GAZZE’DEKİ İSRAİL KUŞATMASI ARASINDA TRUMP’I DOST VE DÜŞMANLARA KARŞI SERT OLMAYA ÇAĞIRIYOR
Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki İsrail saldırısının ardından Husiler, terör örgütüyle dayanışma içinde Kızıldeniz’de ve çevresindeki ticari nakliyeyi hedef aldı.
ABD deniz kuvvetleri, Yemen’deki Husilere karşı defalarca hava saldırısı düzenledikleri bölgeye konuşlandırıldı. Grup, İran tarafından finanse ediliyor ve eğitiliyor.
İsrail’in saldırısı, Husi füzesinin Ben Gurion Havalimanı’nı neredeyse vurmasının ardından, birçok uluslararası havayolu şirketinin İsrail’e uçuşlarını iptal etmesine neden olan bir misilleme oldu.
İsrail medyasına göre, füze hem İsrail hem de ABD füze savunmalarından kaçtı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Pazar günü misilleme sözü vermişti.
Detaylar ve Arka Plan
İsrail’in Yemen’deki Hodeidah liman şehrine düzenlediği saldırı, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırırken, Orta Doğu’daki karmaşık ve çok katmanlı çatışma dinamiklerini de gözler önüne seriyor. Bu saldırı, özellikle Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından sonra İsrail’in güvenlik tehditlerine karşı verdiği sert yanıtların bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Husilerin, İsrail’e yönelik saldırıları, bölgedeki vekalet savaşlarının ve İran’ın bölgedeki etkisinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Husilerin, İran tarafından eğitilmesi, silahlandırılması ve finanse edilmesi, bu grubun İsrail’e yönelik tehdidini daha da artırıyor. Ayrıca, Husilerin Kızıldeniz’deki ticari nakliyeyi hedef alması, küresel ticaret akışını olumsuz etkileyerek, uluslararası toplumun da dikkatini çekiyor.
İsrail’in, Hodeidah limanını hedef alması, bu limanın Husi terör rejimi için merkezi bir tedarik kaynağı olarak kullanıldığı gerekçesiyle savunuluyor. IDF’nin açıklamasına göre, bu liman İran silahlarının, askeri teçhizatın ve terörist amaçlı diğer ekipmanların transferi için kullanılıyor. Bu durum, İsrail’in, Husilerin askeri kapasitesini zayıflatmak ve gelecekteki saldırıları önlemek amacıyla bu limanı hedef almasını açıklıyor.
Gazze Operasyonu ve Yedek Asker Çağrısı
İsrail’in, Gazze’nin tamamını ele geçirme planını onaylaması ve on binlerce yedek askeri göreve çağırması, İsrail’in güvenlik tehditlerine karşı ne kadar kararlı olduğunu gösteriyor. Bu adım, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonunun daha da genişleyeceğinin bir işareti olarak yorumlanabilir.
Hamas rehinesi ailelerinin, Trump’ı dost ve düşmanlara karşı sert olmaya çağırması, İsrail kamuoyunun rehinelerin kurtarılması ve Hamas’ın etkisiz hale getirilmesi konusundaki beklentilerini yansıtıyor. Bu durum, İsrail hükümeti üzerinde operasyonları sürdürme ve Hamas’a karşı sert bir tutum sergileme konusunda büyük bir baskı oluşturuyor.
Uluslararası Tepkiler ve Gelecek Beklentileri
İsrail’in Yemen’deki Hodeidah limanına düzenlediği saldırı, uluslararası toplumda farklı tepkilere yol açtı. Bazı ülkeler, İsrail’in kendini savunma hakkını desteklerken, bazıları ise sivil kayıpların önlenmesi ve bölgedeki gerilimin daha da tırmanmaması için itidal çağrısında bulundu.
ABD’nin bölgeye deniz kuvvetleri konuşlandırması ve Husilere karşı hava saldırıları düzenlemesi, ABD’nin bölgedeki müttefiklerini koruma ve terörizmle mücadele konusundaki kararlılığını gösteriyor. Ancak, bu durum aynı zamanda ABD’nin Orta Doğu’daki karmaşık çatışmalara daha fazla dahil olmasına ve bölgedeki istikrarsızlığın artmasına yol açabileceği endişelerini de beraberinde getiriyor.
Önümüzdeki dönemde, İsrail-Hamas çatışmasının seyrine, Husilerin saldırılarının devam edip etmemesine, uluslararası toplumun arabuluculuk çabalarına ve İran’ın bölgedeki politikalarına bağlı olarak Orta Doğu’daki gerilimin artması veya azalması bekleniyor. Bölgedeki istikrarın sağlanması ve kalıcı bir barışın tesis edilmesi için tüm tarafların diyalog ve işbirliği içinde hareket etmesi büyük önem taşıyor.