Brad Keith Sigmon’ın İnfazı: Bir Aile Trajedisi, Hukuki Tartışmalar ve İdam Cezasına Dönüş
ABD, Güney Carolina, Brad Keith Sigmon isimli bir mahkumun idamıyla sarsılmaya hazırlanıyor. Cuma günü bir ateşli silah mangası tarafından infaz edilmesi planlanan Sigmon, modern tarihte Güney Carolina’da bu yöntemle idam edilen ilk kişi olacak. Bu durum, idam cezasının etik boyutları, alternatif infaz yöntemlerinin tartışmalı doğası ve Sigmon’ın işlediği korkunç suçun yankıları gibi birçok önemli soruyu gündeme getiriyor.
2001 yılında, Brad Keith Sigmon, o dönemdeki kız arkadaşı Rebecca Armstrong’dan ayrılmasının ardından kontrolünü kaybetti. Öfke ve intikam duygularıyla hareket eden Sigmon, Armstrong’un ebeveynleri David ve Gladys Larke’yi evlerinde vahşice katletti. Polis raporlarına göre, her iki kurban da beyzbol sopasıyla dokuzar kez vurularak öldürüldü. Sigmon, daha sonra Armstrong’u kaçırdı. Genç kadın, hareket halindeki arabadan atlayarak kaçmayı başardı, ancak Sigmon ateş ederek onu ayağından yaraladı.
2002’deki duruşmasında suçunu itiraf eden Sigmon, "Suçluyum. Yaptığım hiçbir şey için bahanem yok. Bu benim hatam ve kimseyi suçlamıyorum. Üzgünüm," dedi. Ancak bu pişmanlık, işlediği suçun ağırlığını hafifletmeye yetmedi.
Rebecca Armstrong, olaydan sonra ilk kez USA TODAY’e verdiği röportajda, Sigmon’ın eylemlerinin ailesini nasıl paramparça ettiğini anlattı. Armstrong, idam cezasına karşı olmasına rağmen, Sigmon’ın yaptıklarının hesabını vermesi gerektiğini vurguladı. "Bunu hak etti. Ailemizden çok şey aldı," dedi.
Sigmon, idam cezası için elektrikli sandalye yerine ateşli silah mangasını seçti. Avukatları, ölümcül enjeksiyon ilacının güvenilirliğinden şüphe duyduklarını ve "antik elektrikli sandalyenin" barbarca bir yöntem olduğunu, Sigmon’ı "yakarak ve pişirerek öldüreceğini" savundu.
Sigmon’ın infazı, ABD’de 1977’den bu yana dördüncü ateşli silah mangası infazı olacak. Bu durum, idam cezası yöntemlerinin insani olup olmadığı ve mahkumların acısız bir şekilde idam edilme hakkı gibi konuları yeniden tartışmaya açtı.
Sigmon’ın avukatı Gerald "Bo" King, müvekkilinin çocukluğunda yaşadığı travmaların ve teşhis edilmemiş bir akıl hastalığının, işlediği suçta etkili olduğunu savundu. King, Sigmon’ın "organik beyin hasarı ve şiddetli çocukluğundan kaynaklanan kederle mücadele ederken psikotik bir kriz geçirdiğini" iddia etti. Avukata göre, Sigmon’ı mahkum eden jüri, sanığın akıl sağlığının ne kadar ciddi şekilde bozulduğunun farkında değildi ve hatta yargılanmaya ehil olup olmadığından bile emin değildi.
Armstrong, Sigmon ile beş yıl boyunca en yakın arkadaş olduklarını ve daha sonra romantik bir ilişkiye başladıklarını söyledi. Sigmon’ın öfke sorunları olduğunu ve bir kez kendisine tokat attığını kabul eden Armstrong, onun bu kadar büyük bir kötülük yapabileceğini asla hayal etmediğini belirtti.
King, Sigmon’ın hapiste geçirdiği süre boyunca "pişman, Tanrı’yı seven bir adama ve Ölüm Sırası’nda huzurlu, güvenilir bir varlığa dönüştüğünü" savundu. Avukata göre, Sigmon diğer mahkumlara manevi destek sağlıyor, kardeşleri ve çocukları için bir güç kaynağı oluyor ve sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor.
Güney Carolina Düzeltme Departmanı, Columbia’daki Broad River Islah Enstitüsü’nün ateşli silah mangası infazları için yenilendiğini açıkladı. Protokollere göre, mahkum metal bir sandalyeye bağlanacak, başına bir başlık geçirilecek ve göğsüne küçük bir nişan noktası yerleştirilecek. Üç gönüllü düzeltme memurundan oluşan ateşli silah mangası, duvardaki bir açıklıktan mahkuma ateş edecek.
ABD’de ölümcül enjeksiyon ilaçlarını temin etmenin zorlaşmasıyla birlikte, idam cezası olan eyaletler, ateşli silah mangaları ve nitrojen gazı gibi daha tartışmalı yöntemlere yöneldi. Nitrojen gazı, ilk kez Ocak 2024’te Alabama’da Kenneth Eugene Smith’in infazında kullanıldı.
Güney Carolina, Mississippi, Utah, Oklahoma ve Idaho olmak üzere beş eyalet, ateşli silah mangalarını bir infaz yöntemi olarak yasallaştırdı. ABD’de ateşli silah mangasıyla idam edilen son mahkum, 2010 yılında Utah’ta bir soygun sırasında bir adamı öldüren Ronnie Lee Gardner’dı.
Sigmon’ın avukatı King, Cuma günkü infazın "adalet olmadığını" ve "bu barbarca, devlet destekli zulmün her yönünün – yöntemin seçimine kadar – kesinlikle acımasız olduğunu" söyledi.
Brad Keith Sigmon’ın hikayesi, sadece bir suçlunun infazı değil, aynı zamanda bir aile trajedisi, hukuki tartışmalar ve idam cezasına dönüşün karmaşık bir yansımasıdır. Bu olay, toplumun adalet, intikam ve bağışlama kavramlarını yeniden değerlendirmesine neden olmaktadır.