WASHINGTON – Başkan Yardımcısı JD Vance Kennedy Merkezi’nde Yoğun Protestolarla Karşılaştı
WASHINGTON – Başkan Yardımcısı JD Vance, John F. Kennedy Sahne Sanatları Merkezi’nde Ulusal Senfoni Orkestrası’nın bir performansını izlerken yoğun bir protesto ve yuhalama korosuyla karşılaştı. Perşembe akşamı yaşanan olay, Vance’in siyasi duruşu ve Trump yönetiminin kültürel kurumlara müdahalesiyle ilgili artan gerilimi gözler önüne serdi.
Vance’in eşi Usha Vance ile birlikte locadaki yerini almasıyla birlikte seyirciler arasından yüksek sesle yuhalamalar yükseldi. Orkestra, Şostakoviç’in 2 numaralı Keman Konçertosu ve Stravinsky’nin Petrushka eserlerini seslendirecekti. Videolarda görüldüğü üzere, Başkan Yardımcısı çıkan gürültüye rağmen gülümseyerek el salladı. The Guardian’ın haberine göre, yuhalamaların arasında "Burası senin yüzünden mahvoldu!" şeklinde bağırışlar da duyuldu.
New York Times’ın aktardığına göre, senfoni performansının başlaması Gizli Servis’in güvenlik önlemleri nedeniyle yaklaşık 20 dakika gecikti. Bu durum, zaten gergin olan atmosferi daha da tırmandırdı. İzleyicilerin bir kısmı, gecikmenin Vance’in varlığından kaynaklandığını ve bu durumun sanatseverlerin keyfini kaçırdığını düşündü.
Vance’in bu pek hoş karşılanmayan resepsiyonu, patronu Başkan Donald Trump’ın kültür merkezinin yönetiminde gerçekleştirdiği büyük değişikliklerin ardından geldi. Geçtiğimiz ay Trump, yönetim kurulunun birçok üyesini görevden aldı (bu durum diğerlerinin gönüllü olarak ayrılmasına yol açtı) ve yerlerine müttefiklerini ve Kabine üyelerini atadı. Bu hamle, sanat camiasında geniş yankı uyandırdı ve birçok kişi, Trump’ın kültürel kurumlara siyasi nüfuzunu dayatmaya çalıştığını savundu.
Trump ayrıca Kennedy Merkezi yönetim kurulu için yeni bir başkan atadı: kendisi. Başkan, bu kararı sosyal medya üzerinden şu şekilde açıkladı: "Merkez, geçen yıl mekanında drag show performanslarına ev sahipliği yaptıktan sonra bu kararı aldım." Trump’ın bu açıklaması, eleştirilere yol açtı. Birçok kişi, başkanın sanatsal ifade özgürlüğüne müdahale ettiğini ve kültürel kurumları siyasi amaçları için kullandığını savundu. Drag show performanslarının sanatsal bir ifade biçimi olduğunu ve Kennedy Merkezi’nin her türlü sanata ev sahipliği yapması gerektiğini savunanlar da oldu.
Birden fazla yıldız ve sanatçı, yeni yönetimin devralmasını kınadı ve bazıları merkezde gerçekleşecek olan yaklaşan performanslarını iptal etmeyi tercih etti. Bu durum, Kennedy Merkezi’nin itibarını zedeledi ve sanat camiasında bir bölünmeye yol açtı. Bazı sanatçılar, Trump yönetimi altında Kennedy Merkezi’nde sahne almanın kendi değerlerine aykırı olduğunu ve sanatın siyasi baskıya boyun eğmemesi gerektiğini savundu.
Usha Vance, Trump’ın Genelkurmay Başkanı Susie Wiles ve Başsavcı Pam Bondi ile birlikte Kennedy Merkezi’nin yeni yönetim kurulu üyeleri arasında yer alıyor. Bu atamalar, Trump’ın Kennedy Merkezi üzerindeki etkisini daha da artırdığı şeklinde yorumlandı. Birçok kişi, bu durumun Kennedy Merkezi’nin bağımsızlığını tehlikeye attığını ve kurumun siyasi çıkarlara hizmet etmesine yol açabileceğini savundu.
Vance’in Kennedy Merkezi’ndeki performansı izlemeye gitmesi ve protestolarla karşılaşması, Trump yönetiminin kültürel kurumlara yönelik politikalarına karşı duyulan rahatsızlığın bir göstergesi olarak değerlendirildi. Olay, siyaset ve sanat arasındaki gerilimi bir kez daha gündeme getirdi ve kültürel kurumların bağımsızlığının korunmasının önemi konusunda tartışmaları alevlendirdi.
Bu olay aynı zamanda, Amerikan toplumundaki siyasi kutuplaşmanın ne kadar derinleştiğini de gösterdi. İnsanlar, siyasi görüşleri nedeniyle birbirlerine karşı giderek daha hoşgörüsüz hale geliyor ve bu durum, kültürel etkinliklerde bile kendini gösteriyor. Vance’in yuhalanması, siyasi farklılıkların sadece politika arenasında değil, günlük hayatta da kendini hissettirdiğinin bir kanıtı.
Olayın ardından, sosyal medyada da yoğun tartışmalar yaşandı. Vance’i destekleyenler, protestocuların saygısızlık yaptığını ve Başkan Yardımcısı’nın sanat etkinliğine katılma hakkını engellediğini savundu. Vance’i eleştirenler ise, protestoların Trump yönetiminin politikalarına karşı meşru bir tepki olduğunu ve Vance’in bu tepkilere katlanması gerektiğini savundu.
Kennedy Merkezi’nin geleceği ve Trump yönetiminin kültürel kurumlara yönelik politikalarının ne gibi sonuçlar doğuracağı, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek konular arasında yer alıyor. Bu olay, sanatın ve kültürün siyasetten bağımsız olarak varlığını sürdürebilmesi için ne gibi önlemler alınması gerektiği konusunda önemli soruları gündeme getirdi.
