Wednesday, May 7, 2025
HomeSiyasetHere's a possible SEO-compatible title in Turkish: Trump, Fentanil ve Yanlış Hesaplar: Gerçek...

Here’s a possible SEO-compatible title in Turkish: Trump, Fentanil ve Yanlış Hesaplar: Gerçek Ne Kadar Kurtardı? Meta Keywords: Trump, fentanil, aşırı doz, uyuşturucu, Pam Bondi, istatistikler, ABD

Donald Trump, Pam Bondi, fentanyl, aşırı doz, uyuşturucu, madde bağımlılığı, SAMHSA, bütçe kesintileri, ilaçla mücadele, ilaç politikası, opioid krizi, ABD, politika, haberler

Trump Yönetimi ve Fentanil Krizi: Gerçekler ve İddialar

Amerika Birleşik Devletleri’nde uyuşturucu kaynaklı ölümler, özellikle fentanil gibi sentetik opioidlerin yaygınlaşmasıyla son yıllarda ciddi bir halk sağlığı sorununa dönüşmüş durumda. Bu bağlamda, siyasi aktörlerin söylemleri ve yönetimlerin politikaları, meselenin ciddiyetini anlamak ve çözüm yolları aramak açısından kritik önem taşıyor. Ancak, bazen siyasi açıklamalar gerçeklikten uzaklaşabiliyor ve kamuoyunu yanıltıcı bilgilere maruz bırakabiliyor. Bu durumun son örneği, Trump yönetimi döneminde Adalet Bakanı Pam Bondi’nin fentanil ile ilgili yaptığı iddialı açıklamalarda yaşandı.

Bondi, bir kabine toplantısında, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde Adalet Bakanlığı’na bağlı kurumların 22 milyondan fazla fentanil hapı ve 3.400 kilogram fentanil ele geçirdiğini ve bunun 258 milyon insanın hayatını kurtardığını iddia etti. Bu rakamlar, Bondi’nin bir gün önce sosyal medya platformu X’te yaptığı ve Trump’ın 119 milyondan fazla Amerikalıyı fentanilden kurtardığını söylediği açıklamasına göre bir revizyon niteliğindeydi.

Bu türden açıklamalar, hem matematiksel olarak gerçek dışı hem de uyuşturucu krizinin karmaşıklığını basitleştiren bir yaklaşımı temsil ediyor. Öncelikle, 258 milyon Amerikalının düzenli olarak fentanil kullandığı gibi bir durum söz konusu değil. Ulusal Uyuşturucu Bağımlılığı İstatistikleri Merkezi’ne göre, Amerika’da yılda yaklaşık 10 milyon kişi opioidleri kötüye kullanıyor. Ayrıca, 2023 yılında uyuşturucu kaynaklı ölümlerin sayısı 100.000’in biraz üzerinde gerçekleşti ve bu ölümlerin yaklaşık %70’i fentanil ile ilişkiliydi. Bu veriler, Bondi’nin iddialarının ne kadar abartılı olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Elbette, önceki yönetimler de benzer hesaplamalar yapmıştı. Örneğin, Biden yönetimi Adalet Bakanlığı, 2023 yılında ele geçirilen fentanil miktarının 386 milyondan fazla ölümcül doza eşdeğer olduğunu bildirmişti. Ancak, burada önemli bir ayrım var: belirli bir sayıda potansiyel fentanil ölümünü, bu maddenin tehlikesini göstermek için kullanmak ile Trump’ın doğrudan o kadar çok hayat kurtardığını iddia etmek farklı şeyler.

Bondi’nin hatalı matematik hesapları, uyuşturucu kriziyle mücadelede kaydedilen ilerlemeyi de gölgede bırakıyor. Amerika’da uyuşturucu kaynaklı ölümler, yıllarca süren artışın ardından son iki yılda azalmaya başladı. Ancak, bu kırılgan ilerleme, Trump yönetiminin bütçe politikalarıyla tehdit altında.

Örneğin, Beyaz Saray’ın ön bütçe teklifinde, madde bağımlılığını önleme ve tedaviye yönelik yaklaşık bir düzine programa federal fon kesintisi öngörülüyor. Bu programlar arasında, aşırı doz vakalarında hayat kurtaran nalokson dağıtımını destekleyenler de bulunuyor. Ayrıca, yönetim, Covid-19 salgını sırasında onaylanan ve çoğu akıl sağlığı ve madde bağımlılığı programlarına giden 11 milyar dolarlık hibeyi iptal etmeye çalıştı.

Dahası, Trump yönetimi, Uyuşturucu Madde Kullanımı ve Ruh Sağlığı Hizmetleri İdaresi (SAMHSA) adlı federal kurumu da hedef alıyor. SAMHSA, uyuşturucu kriziyle mücadelede en doğrudan sorumlu olan kurum. Ancak, SAMHSA’daki işlerin %50’sine kadarının ortadan kaldırılması ve kurumun "yeniden yapılandırma" adı altında tamamen kapatılması gündemde.

Özetle, Trump’ın 258 milyon Amerikalıyı fentanilden kurtardığı iddiası gerçek dışı. Aksine, yönetiminin politikaları, önümüzdeki aylarda ve yıllarda daha fazla uyuşturucu kaynaklı ölüme yol açabilir. Uyuşturucu krizi gibi karmaşık bir sorunla mücadele ederken, siyasi aktörlerin gerçekçi ve bilimsel verilere dayalı açıklamalar yapması, kamuoyunu doğru bilgilendirmesi ve etkili politikalar geliştirilmesi açısından hayati önem taşıyor. Abartılı iddialar ve yanlış bilgiler, sorunun ciddiyetini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda çözüm yollarının bulunmasını da zorlaştırıyor. Bu nedenle, kamuoyunun bu türden iddialara karşı eleştirel bir yaklaşım sergilemesi ve bağımsız kaynaklardan doğru bilgi edinmesi gerekiyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular