Atlantik Kasırga Sezonu: Soğuyan Deniz Suları Umut Veriyor mu?
Atlantik kasırga sezonu yaklaşırken, uzmanlar okyanus sıcaklıklarını yakından takip ediyor. Kasırgaların oluşumu ve şiddeti üzerinde önemli bir etkiye sahip olan deniz yüzeyi sıcaklıkları, bu yıl geçmiş yıllara kıyasla daha düşük seyrediyor. Bu durum, yaklaşan kasırga sezonunun daha ılımlı geçebileceğine dair umutları artırıyor. Ancak, kasırga oluşumunu etkileyen tek faktörün deniz sıcaklığı olmadığını ve diğer atmosferik koşulların da önemli rol oynadığını unutmamak gerekiyor.
Kasırgalar, sıcak deniz sularından beslenerek enerji kazanır. Bu nedenle, deniz yüzeyi sıcaklıkları kasırga aktivitesinin temel belirleyicilerinden biridir. Meteoroloji uzmanları, Atlantik Okyanusu’nun özellikle kasırgaların sıkça oluştuğu doğu kesimlerindeki deniz suyu sıcaklıklarının, son yıllardaki aynı dönemlere göre daha yavaş ısındığını belirtiyor. Weather.com meteoroloji uzmanı Jonathan Belles, bu durumun kasırga sezonu üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendiriyor.
Colorado State Üniversitesi kasırga araştırmacısı Phil Klotzbach ise, deniz yüzeyi sıcaklıklarının geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 2 derece daha düşük olduğunu vurguluyor. Meteoroloji dünyasında bu, önemli bir fark anlamına geliyor ve kasırga oluşumunu etkileyebilecek potansiyele sahip. Klotzbach, bu durumun Atlantik kasırga potansiyeli için olumlu bir haber olduğunu belirtirken, genel olarak deniz yüzeyi sıcaklıklarının hala normalin biraz üzerinde olduğunu da ekliyor.
Klotzbach’a göre, Karayip Denizi ve doğu subtropikal Atlantik’teki deniz sıcaklıkları normalden biraz daha sıcak seyrederken, doğu tropikal Atlantik’te normalden biraz daha soğuk. Ancak, genel olarak deniz yüzeyi sıcaklığı anormallikleri geçen yılın aynı dönemine göre çok daha düşük seviyelerde. Geçtiğimiz yılın Nisan ayı sonlarında deniz suyu sıcaklıkları oldukça endişe verici seviyelerdeydi ve 2024 sezonu için yapılan ön tahminler, onlarca fırtınanın olası olduğu hiperaktif bir sezon öngörüyordu. Sezon ortalamanın üzerinde geçse de, öngörüldüğü kadar aktif değildi ve toplamda 18 fırtına kaydedildi.
Deniz yüzeyi sıcaklıkları önemli bir faktör olsa da, kasırga oluşumunu etkileyen başka unsurlar da bulunuyor. Belles, atmosferdeki kuru hava veya toz, El Niño veya La Niña olaylarının varlığı, uzun süreli alçalan hava hareketleri veya güçlü rüzgar kesmeleri gibi faktörlerin de kasırga sezonunun seyrini değiştirebileceğini belirtiyor. Bu faktörlerin hepsi, kasırga sezonunun her yıl nasıl şekilleneceğini etkileyebilir.
Atlantik kasırga sezonu 1 Haziran’da başlıyor. Colorado State Üniversitesi’nin Nisan ayı başlarında yayınladığı son tahmine göre, aktif bir sezon daha yaşanması ve 17 kadar fırtına beklenmesi muhtemel. Araştırmacılar, bu 17 fırtınadan dokuzunun kasırgaya dönüşeceğini tahmin ediyor. Tipik bir yılda, 1991-2020 yılları arasındaki hava kayıtlarına göre ortalama 14 tropikal fırtına yaşanır ve bunların yedisi kasırgaya dönüşür.
Colorado State Üniversitesi, Haziran ayı başında güncellenmiş bir tahmin yayınlayacak. Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) ise tahminini Mayıs ayı sonlarında açıklayacak. Bu tahminler, yaklaşan kasırga sezonunun potansiyel etkilerini daha net bir şekilde ortaya koyacak ve hazırlık çalışmalarına rehberlik edecek.
Soğuyan deniz suyu sıcaklıkları, yaklaşan kasırga sezonunun daha ılımlı geçebileceğine dair umutları artırsa da, rehavete kapılmamak gerekiyor. Kasırga oluşumunu etkileyen birçok faktörün bir araya gelmesiyle şekillenen bu doğal olaylar, her zaman sürprizlere açık olabilir. Bu nedenle, kıyı bölgelerinde yaşayanların kasırga hazırlıklarını tamamlamaları, güncel hava durumu raporlarını takip etmeleri ve yetkililerin uyarılarını dikkate almaları büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, Atlantik kasırga sezonu yaklaşırken, deniz suyu sıcaklıklarındaki düşüş olumlu bir işaret olarak değerlendirilse de, dikkatli olmak ve hazırlıklı olmak gerekiyor. Kasırga oluşumunu etkileyen diğer faktörlerin de göz önünde bulundurulması ve güncel tahminlerin takip edilmesi, can ve mal kayıplarını en aza indirmek için kritik öneme sahip. Yaklaşan kasırga sezonu, iklim değişikliğinin etkilerini bir kez daha gözler önüne sererken, toplumsal dayanıklılığın ve hazırlığın önemini vurguluyor.