Rubio’nun İfşaatı Sonrası, Biden Yönetiminin ‘Dezenformasyon Dosyası’ Hazırladığı İddiası Tartışma Yaratıyor
Senatör Marco Rubio’nun dikkat çekici açıklamalarıyla gündeme gelen ve Biden yönetimi tarafından hazırlandığı iddia edilen bir "dezenformasyon dosyası" tartışmaları alevlendiriyor. İddialara göre, bu dosya, Trump yönetimi yetkililerinden birini hedef alıyordu. Dosyanın içeriği ve hedefindeki ismin kimliği ise, Rubio’nun konuyu kamuoyuna taşımasının üzerinden yaklaşık iki hafta geçmesine rağmen hala bir sır olarak kalmaya devam ediyor.
Rubio, 30 Nisan’da gerçekleşen Trump yönetimi Kabine toplantısında, o toplantıda bulunan ve kimliğini açıklamadığı bir Trump yönetimi yetkilisinin, Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve söz konusu yetkilinin sosyal medyada "dezenformasyon" yaydığı iddialarını içeren bir dosyanın hedefi olduğunu belirtmişti.
Rubio’nun bu açıklaması, ABD siyasetinde büyük yankı uyandırdı. Rubio, Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray henüz hedef alınan yetkilinin kimliğini açıklamadı. Fox News Digital, konuyla ilgili olarak Beyaz Saray’a defalarca ulaşmaya çalıştı ancak herhangi bir yanıt alamadı.
Dışişleri Bakanlığı, konuyla ilgili sorulara Rubio’nun 30 Nisan’daki açıklamasına atıfta bulunarak cevap verdi. Bakanlık, "Bu dosyaları ilgili kişilere teslim edeceğiz ve dosyayı kamuoyuna açıklayıp açıklamamaya kendileri karar verecek" şeklinde bir açıklama yaptı.
Rubio’nun Açıklamaları ve Tartışmalı Birim
Rubio, 30 Nisan’daki Kabine toplantısında, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren ve artık lağvedilmiş olan Küresel Angajman Merkezi (GEC) adlı birimin, Amerikalılar hakkında "dezenformasyon dosyaları" hazırladığını ve bu dosyaların, ifade özgürlüğünü "sansürleme" çabalarının bir parçası olduğunu iddia etti. Rubio, bu dosyaların hedefinde, daha sonra Trump yönetimine katılan bir kişinin de olduğunu belirtti.
Rubio, toplantıda yaptığı açıklamada, "Dışişleri Bakanlığı’nda Amerikalıları sansürlemekle görevli bir ofisimiz vardı" dedi. "Bu kişinin kim olduğunu söylemeyeceğim. Kararı onlara bırakıyorum. Bugün bu masada oturanlardan en az birinin, sosyal medya paylaşımlarının dezenformasyon yaydığını tespit etmek için o binada bir dosyası vardı. Bu dosyalara sahibiz. Onları ilgili kişilere teslim edeceğiz."
Toplantı sırasında Başkan Yardımcısı JD Vance’in "Ben miydim yoksa Elon (Musk) mı? Medya gittikten sonra takip edebiliriz" şeklindeki esprili yorumu, Kabine üyeleri arasında gülüşmelere neden oldu.
Rubio, "Sadece şunu düşünün. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı, Amerikan vatandaşlarının sosyal medya paylaşımlarını ve yorumlarını izlemek, onları dezenformasyon yaymakla suçlamak için bir ofis kurmuştu" dedi. "Dezenformasyonla mücadele etmenin en iyi yolunun ifade özgürlüğü ve şeffaflık olduğunu biliyoruz."
Rubio, Biden yönetiminin kimin hakkında dosya tuttuğunu belirtmese de, Elon Musk geçmişte Küresel Angajman Merkezi’ne karşı sert eleştiriler yöneltmişti. Musk, Ocak 2023’te X platformunda yaptığı bir paylaşımda, "ABD hükümetinin sansür ve medya manipülasyonunda en kötü suçlusu, GEC adlı bilinmeyen bir kurumdur" ifadelerini kullanmıştı.
Musk’ın bu eleştirisi, Trump’ı 2024 başkanlık yarışında desteklemesinden ve Hükümet Verimliliği Departmanı’ndaki geçici görevinde yönetimde yer almasından çok önce yapılmıştı.
Musk, söz konusu paylaşımında, GEC’nin "demokrasi için bir tehdit" olduğunu da eklemişti.
Küresel Angajman Merkezi’nin Geçmişi ve Eleştiriler
Küresel Angajman Merkezi, eski Başkan Barack Obama tarafından 2016 yılında, terörle mücadele mesajlarını yabancı ülkelere koordine etmek amacıyla bir başkanlık kararnamesiyle kurulmuştu. Daha sonra, yabancı propaganda ve dezenformasyonla mücadeleyi de kapsayacak şekilde genişletilmişti.
Muhafazakarlar, bu ofisi ifade özgürlüğünü susturmak için kullanılan siyasi bir araç olarak eleştirmişlerdir. Rubio da Nisan ayında yazdığı bir makalede, 2020 tarihli bir GEC raporuna atıfta bulunarak, koronavirüsün "mühendislik ürünü bir biyolojik silah" olduğu veya "Wuhan enstitüsünde yapılan araştırmalar" sonucu ortaya çıktığı yönündeki kamuoyu spekülasyonlarının arkasında bir "Rus dezenformasyon mekanizması" olduğunu iddia etmişti.
Pandemiyi takip eden yıllarda, Biden yönetimi altındaki Enerji Bakanlığı ve eski FBI Direktörü Christopher Wray, kanıtların COVID-19’un bir laboratuvar sızıntısının sonucu olduğunu gösterdiğini belirtirken, Trump yönetiminin CIA’i 2025’in başlarında bir laboratuvar sızıntısının virüsün olası kaynağı olduğunu bildirmişti.
Merkezin Kapatılması ve Tartışmaların Devamı
2024 yılında, milletvekilleri Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nda ofis için yeni fon onaylamadı ve ofisin 23 Aralık 2024’te kapatılması planlandı. Ancak, Biden yönetimi personeli değiştirdi ve ofisin adını değiştirdi. New York Post’un Ocak ayında bildirdiğine göre, ofis Trump’ın göreve başlamasından sadece günler önce Dış Bilgi Manipülasyonu ve Müdahalesi ile Mücadele Merkezi (R/FIMI) adını aldı.
Rubio, Nisan ayında ofisin resmen kapatılacağını duyurdu. Rubio, 16 Nisan’da yaptığı açıklamada, "Dışişleri Bakanlığı’nın Dış Bilgi Manipülasyonu ve Müdahalesi ile Mücadele Merkezi’nin (R/FIMI), eski adıyla Küresel Angajman Merkezi’nin (GEC) kapatıldığını duyuruyorum" dedi.
Rubio, "Önceki yönetim altında, bu ofis, vergi mükelleflerine yılda 50 milyon dolardan fazla maliyetiyle, hizmet etmesi gereken Amerikalıların seslerini aktif olarak susturmak ve sansürlemek için milyonlarca dolar harcadı" diye yazdı. "Bu, desteklememiz gereken ilkelere aykırıdır ve Amerika’da gerçekleşiyor olması akıl almazdır. Bugün sona eriyor."
Rubio, daha önceki röportajlarında ve makalelerinde ofisi eleştirmiş, hatta Nisan ayında Federalist için yazdığı bir makalede, Dışişleri Bakanlığı gibi kurumları ele geçiren "sansür-endüstriyel kompleksini" ortadan kaldırdığını belirtmişti.
Rubio, makalesinde, "Son yarım yüzyılda, kendi yönetici sınıfımız tarafından hazırlanan GEC gibi yapılar, Amerika’nın uzun ifade özgürlüğü tarihini neredeyse yok etti" diye yazdı. "İfade düşmanlarının otoriter dürtülerini haklı çıkarmak için yeni bir dili vardı. ‘Dezenformasyon’, sözde kötü niyetli yabancı hükümetler tarafından itilen şey, ‘demokrasimiz’ için 1 numaralı tehditti. Demokrasimizi korumak için bu ‘dezenformasyon’ tespit edilmeli ve ortadan kaldırılmalıydı."
Olayla ilgili soruşturma devam ederken, Rubio’nun açıklamaları ve Küresel Angajman Merkezi’nin faaliyetleri hakkındaki tartışmaların önümüzdeki günlerde de devam etmesi bekleniyor.