Sovyet Dönemi Uzay Aracı Cosmos 482 Dünya Atmosferine Geri Dönüyor: Venüs Görevi Başarısızlıkla Sonuçlanmıştı
Sovyetler Birliği’nin Venüs’e yönelik başarısız göreviyle bağlantılı olan Cosmos 482 adlı uzay aracının, 50 yılı aşkın bir sürenin ardından bu hafta Dünya atmosferine yeniden girmesi bekleniyor. NASA’nın Pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre, Cosmos 482’nin Dünya’ya dönüşü 7 Mayıs Çarşamba ile 13 Mayıs arasındaki bir zaman diliminde gerçekleşecek. Uzay aracının inişe başlaması için en olası tarih ise 10 Mayıs Cumartesi olarak belirtiliyor.
NASA, uzay aracının Venüs atmosferine girişe dayanacak şekilde tasarlandığını, bu nedenle bazı parçalarının yeniden girişten sağ çıkmasının mümkün olduğunu vurguladı. Uzay aracının asıl amacı Venüs’e bir sonda göndermekti. Ancak NASA’nın belirttiğine göre, 1972’deki fırlatılışının ardından alçak Dünya yörüngesinden çıkmayı başaramadı.
Harvard & Smithsonian Astrofizik Merkezi’nde görevli astronom Jonathan McDowell, NPR’ye yaptığı açıklamada, sondanın "son ölüm dalışında" olduğunu ifade etti. McDowell, "Mülke zarar verebileceği bir yere düşme ihtimali az değil ve birine zarar verme ihtimali de küçük – ama bu binde bir gibi bir şey" dedi. Bu tür olayların olasılığının düşük olmasına rağmen, potansiyel sonuçlarının ciddiyeti, olası risklerin değerlendirilmesinin önemini vurguluyor.
NASA’nın belirttiğine göre, Cosmos (veya Kosmos) adı, Sovyet uzay araçlarına 1962’den itibaren, nihai hedefleri ne olursa olsun, Dünya yörüngesinde kalanlara verildi. Bu, Sovyet uzay programının, görev hedeflerine ulaşamayan araçları tanımlamak için kullandığı genel bir isimdi. Cosmos 482 de bu kategoride yer alıyor.
Uzay ajansı, Sovyet ve Sovyet dışı kaynaklardan elde edilen kanıtlara ve tarihi belgelere dayanarak, Cosmos 482’nin Venüs’e ulaşmak için tasarlandığına inanıyor. Bu inanç, aracın tasarımının ve fırlatma zamanlamasının diğer başarılı Venüs görevleriyle olan benzerliklerine dayanıyor.
NASA’nın açıklamasına göre, sonda, Venüs’e ulaşan ve aynı tasarıma sahip olan Venera 8 atmosfer sondasından dört gün sonra fırlatıldı. Bu iki görev arasındaki yakın zamanlama ve tasarım benzerlikleri, Cosmos 482’nin de Venüs’e yönelik bir görev olduğunu destekliyor.
Sovyet gezegen görevleri başlangıçta, bir roket motoru ve bağlı bir sonda ile bir fırlatma platformu olarak Dünya yörüngesine yerleştiriliyordu. Daha sonra sondalar, yaklaşık dört dakika süren bir motor ateşlemesiyle hedeflerine doğru fırlatılıyordu. Bu iki aşamalı yaklaşım, gezegenler arası görevlerin karmaşıklığı ve Dünya yörüngesinden çıkmak için gereken hassasiyetin bir yansımasıydı.
Cosmos 482 dört parçaya ayrıldı. İki parça 48 saat içinde alçak Dünya yörüngesinde çürürken, kalan parçalar daha yüksek bir yörüngede kaldı. NASA’ya göre, motor ateşlemesi sırasında meydana gelen bir arıza, aracın yörüngeden çıkıp Venüs’e ulaşmak için gereken hıza ulaşmasını engellediği düşünülüyor. Bu arıza, Cosmos 482’nin başarısızlıkla sonuçlanmasına ve 50 yılı aşkın bir süredir Dünya yörüngesinde kalmasına neden oldu.
Cosmos 482’nin Dünya atmosferine yeniden girişi, uzay çöplerinin ve Dünya’ya geri dönen uzay araçlarının potansiyel risklerini gündeme getiriyor. Uzay araçları, özellikle de ısı kalkanı gibi özel koruyucu önlemler olmadan atmosfere girdiklerinde, genellikle yanarak parçalanırlar. Ancak, daha büyük veya daha dayanıklı parçaların hayatta kalma ve Dünya yüzeyine ulaşma olasılığı vardır.
Bu tür olayların riskini en aza indirmek için, uzay ajansları ve uluslararası kuruluşlar, uzay araçlarının ve roketlerin tasarımında, görev planlamasında ve yörünge yönetimi uygulamalarında dikkatli olmalıdır. Uzay çöplerinin izlenmesi ve takip edilmesi, yeniden giriş tahminlerinin doğruluğunun artırılması ve potansiyel olarak tehlikeli nesnelerin yörüngelerinin değiştirilmesi gibi önlemler, halkın güvenliğini sağlamak için önemlidir.
Cosmos 482’nin yeniden girişi, uzay keşfinin hem heyecan verici hem de zorlu bir girişim olduğunu hatırlatıyor. Başarısız görevler bile, bilim ve mühendislik alanlarında değerli dersler sağlayabilir ve gelecekteki uzay görevlerinin geliştirilmesine katkıda bulunabilir. Uzay ajansları ve bilim insanları, geçmiş deneyimlerden öğrenerek, uzay araştırmalarının güvenliğini ve sürdürülebilirliğini artırmaya devam edebilirler.