Trump, Hukuk Bürosu Paul Weiss ile Anlaşmaya Vardı: Tartışmalı Uygulamalar ve Eleştiriler
Donald Trump, hukuk bürosu Paul Weiss’a yönelik tartışmalı bir yürütme emrini geri çekme kararı aldı. Bu karar, büronun bir dizi taahhütte bulunması karşılığında gerçekleşti. Anlaşma, hukuk camiasında ve siyasi arenada geniş yankı uyandırdı ve Trump’ın bu tür uygulamalarının hukuk bürolarının bağımsızlığına yönelik bir tehdit oluşturup oluşturmadığı sorusunu gündeme getirdi.
Trump, 14 Mart’ta yayınladığı yürütme emriyle, Paul Weiss avukatlarının güvenlik izinlerinin askıya alınmasını ve büronun müvekkillerine ait hükümet sözleşmelerinin iptal edilmesini hedeflemişti. Bu karar, Trump’ın Şubat ayının sonlarından bu yana hedef aldığı üçüncü hukuk bürosu oldu. Bu durum, ifade özgürlüğü savunucuları ve hukuk gözlemcileri arasında, yeni yönetim altında hukuk bürolarının bağımsızlığı konusunda endişelere yol açtı.
Paul Weiss ile varılan anlaşma, Trump tarafından Truth Social platformunda duyuruldu. Anlaşmaya göre, Paul Weiss, karşılıklı olarak kabul edilen projelerde kullanılmak üzere 40 milyon dolarlık ücretsiz hukuki hizmet sunmayı taahhüt etti. Ancak bu anlaşma, bazı kesimler tarafından bir "teslimiyet" olarak nitelendirildi ve endişeleri daha da artırdı.
Cumhuriyetçi partiden bağımsızlığa geçen ve Trump’ın sıkı bir eleştirmeni olan avukat George Conway, anlaşmayı "büyük bir hukuk bürosunun hayatımdaki en utanç verici eylemi" olarak nitelendirdi. Conway, bu anlaşmaya ilk başta inanamadığını da sözlerine ekledi.
Yürütme emrinin hedefinde Paul Weiss’ın olması, büronun eski çalışanı olan ve eski New York savcısı Mark Pomerantz’ın 2022’de New York Times’ta yayınlanan bir mektubunda Trump’ı "çok sayıda ağır suçtan" sorumlu tutmasıyla bağlantılı. Pomerantz’ın mektubu, Manhattan Bölge Savcısı Alvin Bragg’in Trump’ı iş kayıtlarını tahrif etme suçundan yargılamasından ve mahkum ettirmesinden önce yazılmıştı. Trump ise bu mahkumiyete itiraz etti.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Trump’ın bu kararı Paul Weiss Başkanı Brad Karp ile yaptığı görüşmenin ardından aldığı belirtildi. Açıklamada, Karp’ın eski Paul Weiss ortağı Mark Pomerantz’ın "yanlışını", "Silahlanmanın ciddi tehlikelerini" ve "Adalet Sistemimizi yeniden tesis etme ihtiyacını" kabul ettiği ifade edildi.
Yürütme emri, Paul Weiss’ın işleri için önemli bir potansiyel tehdit oluşturuyordu. Trump, devlet müteahhitlerinden Paul Weiss ile yaptıkları işleri ve bu işlerin ilgili sözleşmelerle bağlantılı olup olmadığını açıklamalarını istedi. Bu, yönetimin sadece büroyla doğrudan yapılan sözleşmeleri değil, Weiss’ın müvekkillerine ait sözleşmeleri de iptal edebileceği anlamına geliyordu.
Büronun diğer müvekkilleri veya potansiyel müvekkilleri, büroyla ilişkili olmanın hükümetin hedefi haline gelmelerine yol açabileceğinden endişe etmiş olabilirler. Büronun bir müvekkili olan Cognizant Technology Solutions’ın eski hukuk yöneticisi Steven Schwartz, yürütme emri nedeniyle büroyu savunma avukatı olarak görevden almaya karar verdiğini açıkladı.
Trump ayrıca, eski özel savcı Jack Smith’e yardımcı olan Covington & Burling hukuk bürosundaki avukatların güvenlik izinlerini de 25 Şubat’ta askıya aldı. Smith, Trump’a karşı iki iddianame hazırlamış, ancak Trump’ın 2024 seçimlerini kazanmasının ardından suçlamaları düşürmüştü.
6 Mart’ta yayınlanan bir başka yürütme emriyle Trump, Perkins Coie hukuk bürosunun güvenlik izinlerini ve sözleşmelerini hedef aldı. Perkins Coie, yürütme emrinin anayasaya aykırı olduğunu iddia ederek dava açtı. Washington, D.C.’deki bir federal hakim, 12 Mart’ta yayınladığı bir geçici yasaklama kararıyla emrin bazı kısıtlamalarını durdurdu.
Perkins Coie ve Paul Weiss’ı hedef alan yürütme emirlerinde, yönetimin büroların "çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık" politikalarına (DEI) karşı çıktığı da belirtildi. Trump, Paul Weiss’ın bu konularda yönetimin taleplerine uyduğunu da iddia etti. Trump’ın açıklamasına göre, "Paul Weiss, liyakate dayalı işe alım, terfi ve elde tutma konusundaki taahhüdünü teyit ediyor ve herhangi bir DEI politikası benimsemeyecek, kullanmayacak veya takip etmeyecektir." Büronun taahhüdünün bir parçası olarak, tüm istihdam uygulamalarının kapsamlı bir denetimini yapmak üzere 14 gün içinde karşılıklı olarak kabul edilecek uzmanlarla çalışacaktır.
Paul Weiss’ın bir sözcüsü, USA TODAY’in yorum talebine hemen yanıt vermedi.
Trump’ın Truth Social paylaşımına göre, Paul Weiss Başkanı Brad Karp anlaşmayla ilgili olarak şunları söyledi: "Başkanın Paul Weiss ile ilgili Yürütme Emrini geri çekmeyi kabul etmesinden memnunuz. Başkan ve yönetimiyle aktif ve yapıcı bir ilişki kurmayı dört gözle bekliyoruz."
Bu olay, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki siyaset ve hukuk arasındaki karmaşık ilişkiyi gözler önüne sermektedir. Bir yandan, bir hukuk bürosunun hükümetin doğrudan hedefi haline gelmesi, hukuk bürolarının müvekkillerini özgürce temsil etme yeteneği konusunda ciddi soruları gündeme getirmektedir. Diğer yandan, hükümetin ulusal güvenlik ve adalet sisteminin korunması gibi meşru çıkarları da bulunmaktadır. Bu iki çıkar arasındaki dengeyi kurmak, hukuk devleti ilkesinin korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Trump’ın bu eylemleri ve Paul Weiss ile yapılan anlaşma, bu dengeyi koruma çabalarının ne kadar zorlu olabileceğini göstermektedir. Anlaşmanın uzun vadeli etkileri ve bunun benzer durumlarda emsal teşkil edip etmeyeceği ise zamanla netlik kazanacaktır.