Trump Yönetimi Harvard Üniversitesi’ne Karşı Sertleşiyor: Federal Fonların Kesilmesi ve Vergi Muafiyetinin İptali Tehdidi

Trump yönetimi ile Harvard Üniversitesi arasındaki gerilim tırmanıyor. Eğitim Bakanı Linda McMahon’un Harvard Üniversitesi Rektörü Alan Garber’e gönderdiği sert mektup, federal fonların kesilmesi ve hatta üniversitenin vergi muafiyetinin iptal edilmesi tehdidini içeriyor. Mektupta, Harvard’ın kampüsteki antisemitizmle mücadeledeki yetersizliği, yasalara aykırı uygulamaları ve genel olarak Amerikan değerlerine aykırı tutumları eleştiriliyor.

McMahon, mektubunda federal hükümetin Amerikan vergi mükelleflerinin fonlarını koruma gibi kutsal bir sorumluluğu olduğunu vurgulayarak, Harvard’ın büyük ölçüde vergiden muaf 53.2 milyar dolarlık bir bağışa sahip olduğunu ve her yıl milyarlarca dolarlık vergi mükellefi fonu aldığını belirtiyor. Bu tür fonları almanın bir hak değil, bir ayrıcalık olduğunu söyleyen McMahon, Harvard’ın bu fonları öğrencilerin eğitimini ilerletmek yerine federal yasaları ihlal eden sistemik bir örüntüde kullandığını iddia ediyor.

Mektupta, Harvard’daki "öğrencilerin" kim olduğu, nasıl kabul edildikleri ve hatta ülkeye nasıl girdikleri gibi sorular sorulurken, "Neden bu kadar NEFRET var?" sorusu özellikle vurgulanıyor. McMahon, Harvard’ın Amerikan kamuoyuna neden dürüst cevaplar vermediğini sorgulayarak, üniversitenin ABD’deki yükseköğretim sistemini alay konusu haline getirdiğini ve şiddet içeren davranışlarda bulunan ve ABD’yi küçümseyen yabancı öğrencileri kampüslerine davet ettiğini iddia ediyor.

Trump’ın Harvard’ın vergi muafiyetini iptal edeceği yönündeki açıklamalarına da değinen McMahon, Harvard’ın lisans öğrencileri için "utanç verici" bir telafi matematik programı benimsemesini eleştiriyor ve böylesine zorlu bir okula kabul edilmenin neden düşük seviyeli matematik öğretmek zorunda olduğunu sorguluyor. Ayrıca, Harvard’ın intihal skandallarına karıştığını ve Harvard Üniversitesi ile Harvard Law Review’in "çirkin ırkçılığa" izin verdiğini belirtiyor.

McMahon, Harvard’ın eski New York Belediye Başkanı Bill de Blasio ve eski Chicago Belediye Başkanı Lori Lightfoot’u Halk Sağlığı Okulu’nda "liderlik" öğretmek üzere işe almasını da eleştiriyor ve bunu "Titanik’in kaptanını gelecekteki deniz kaptanlarına navigasyon öğretmek için işe almak gibi" olarak nitelendiriyor.

Mektupta, Harvard’daki intiharlar ve diğer sorunlar da ele alınarak, bu durumun elit okullardaki krizi ortaya çıkardığı belirtiliyor. McMahon, Harvard’ın kendi yasal yükümlülüklerini sürekli olarak ihlal ettiğini ve bu nedenle federal hükümetten GRANT talep etmemesi gerektiğini, çünkü hiçbirinin sağlanmayacağını ifade ediyor. Harvard’ın artık kamu kaynaklarıyla finanse edilen bir kurum olmaktan çıkıp, devasa bağışından yararlanarak ve zengin mezunlarından para toplayarak özel olarak finanse edilen bir kurum olarak faaliyet gösterebileceğini söylüyor.

McMahon, mektubun sonunda, Trump yönetiminin Harvard’ın öğrenci refahını korumak ve ırksal ayrımcılığı durdurmak için federal yasalara uyması koşuluyla federal finansmanı sürdürmeye istekli olduğunu hatırlatıyor. Yönetimin öncelikleri arasında liyakate dayalı kabul ve işe alım, ham kimlik stereotiplerini teşvik eden yasa dışı programlara son verilmesi, disiplin reformu, öğrenci grupları da dahil olmak üzere tutarlı hesap verebilirlik, kolluk kuvvetleriyle işbirliği ve Eğitim Bakanlığı, İç Güvenlik Bakanlığı ve diğer Federal Kurumlara uyumluluk raporlanması yer alıyor.

Harvard ise yaptığı açıklamada, yönetimden bir mektup aldığını doğruladı ve bu mektubun, Harvard Üniversitesi üzerinde emsalsiz ve uygunsuz bir kontrol uygulayacak ve yükseköğretim üzerinde ürpertici sonuçları olacak talepleri ikiye katladığını belirtti. Harvard, yasalara uymaya, bakış açısı çeşitliliğine saygıyı teşvik etmeye ve topluluğunda antisemitizmle mücadele etmeye devam edeceğini ve ayrıca Amerikalıları daha güvenli ve daha güvende kılan araştırmaları ve yenilikleri boğmayı amaçlayan yasa dışı hükümet müdahalesine karşı savunmaya devam edeceğini söyledi.

Trump ise Harvard’ı "antisemitik" ve "demokrasiye bir tehdit" olarak nitelendirerek, yönetimin İç Gelir Servisi’nden (IRS) Harvard Üniversitesi’nin vergi muafiyetini iptal etmesini istediğini belirtiyor. Kaynaklar, Ivy League okullarının kampüsteki antisemitizmle mücadeledeki başarısızlığının, 501(c)(3) statüsünü kaybetmesi için zemin oluşturduğunu belirtiyor.

Trump, Harvard’ın "yolunu kaybettiğini" ve federal finansmanı hak etmediğini savunuyor. Harvard’ın neredeyse tamamının "uyanmış", "Radikal Sol" ve "aptal" olduğunu ve öğrencilere ve sözde "geleceğin liderlerine" sadece BAŞARISIZLIK öğretmekten aciz olduğunu iddia ediyor. Trump, Harvard’ın geçtiğimiz yıl kampüslerde patlak veren İsrail karşıtı huzursuzluğa yanıt olarak üniversitelere yönelik daha geniş bir baskının hedefi haline geldi.

Trump yönetimi daha önce Garber ve Harvard Corporation Baş Üyesi Penny Pritzker’e bir mektup göndererek kurumun başarısızlıklarını ve Beyaz Saray’dan bir dizi talep sıralamıştı. Mektupta, yönetimin Harvard’ı sivil haklar yasalarını destekleyememekle ve "entelektüel yaratıcılık üreten bir ortamı" teşvik edememekle suçladığı belirtiliyor. Trump yönetimi, Harvard’ın 2025 Ağustos’una kadar yönetim ve liderliğinin yanı sıra işe alım ve kabul uygulamalarını da reforme etmemesi halinde federal finansmanı geri çekmekle tehdit etmişti. Mektupta, Harvard’ın Amerikan değerlerine "düşman" veya terörizmi veya antisemitizmi destekleyen öğrencileri kabul etmekten kaçınmak için uluslararası kabul sürecini değiştirmesi gerektiği vurgulanmıştı.

Harvard, "hiçbir hükümetin özel üniversitelerin ne öğretebileceğini, kimleri kabul edebileceğini ve işe alabileceğini ve hangi çalışma ve araştırma alanlarını takip edebileceğini dikte etmemesi gerektiğini" söyleyerek bu taleplere uymayı reddetti. Trump yönetimi daha sonra Harvard’a 2.2 milyar dolarlık finansmanı dondurdu ve Wall Street Journal’a göre bir milyar dolar daha kesmeye çalışıyor. Üniversite daha sonra Trump yönetimine karşı "yasa dışı" fon dondurma eylemi nedeniyle dava açtı.