Tarife Tartışmaları ve "Ferris Bueller’ın Tatil Günü": Bir Nostaljik Ekonomi Dersi
Son zamanlarda yükselen tarife tartışmaları, 1980’ler Chicago’sunda geçen, John Hughes’un kült filmi "Ferris Bueller’ın Tatil Günü"nden ikonik bir sahneyi akıllara getirdi. Herkes hatırlar mı?
1986 yapımı bu gençlik komedisi, Matthew Broderick’in canlandırdığı yaramaz öğrenci Ferris Bueller’ın, arkadaşlarını da yanına alarak okuldan kaçıp Chicago sokaklarında geçirdiği eğlenceli bir günü anlatıyor. Ancak filmin en unutulmaz sahnelerinden biri, beklenmedik bir şekilde tarifeler üzerine.
"The Breakfast Club" ve "Sixteen Candles" gibi yapımlarla da tanınan yönetmen Hughes, lisenin o karmaşık ve sıkıcı atmosferini ustalıkla yansıtmayı başarıyordu. "Ferris Bueller" filmindeki 75 saniyelik o meşhur sahnede, öğrenciler zombileşmiş bir halde sıralarında otururken, bir öğretmen onları Smoot-Hawley Tarifesi üzerine bir sohbete dahil etmeye çalışıyor. Bu tarifenin adı bile sinema salonlarında gülüşmelere yol açmıştı.
Smoot-Hawley Tarifesi, Başkan Herbert Hoover tarafından Büyük Buhran’ın başlangıcında yürürlüğe konmuştu ve zaten yüksek olan Amerika’nın ithalat tarifelerini daha da artırmıştı. Şimdi mikrofonu, bir zamanlar Nixon’ın konuşma yazarı olan ve daha sonra şov dünyasına atılarak "Ferris Bueller" filminde sahne çalan, son derece sıkıcı bir öğretmeni canlandıran Ben Stein’a verelim.
Stein, o kendine özgü ifadesiyle söze başlıyor: "1930’da, Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Temsilciler Meclisi, etkilerini hafifletmek amacıyla… Kimse? Kimse?" Sessizlik hakim. "Büyük Buhran’ın. Geçirdi… Kimse? Kimse?" Kamerada ağızları açık kalmış, boş boş bakan öğrenciler beliriyor.
"Tarife tasarısı. Hawley-Smoot Tarife Yasası, ki… Artırdı mı, azalttı mı? Federal hükümet için daha fazla gelir toplamak amacıyla tarifeleri artırdı. İşe yaradı mı? Kimse? Kimse etkilerini biliyor mu? İşe yaramadı ve Amerika Birleşik Devletleri Büyük Buhran’a daha da battı."
Stein daha sonra, vergi oranları ve hükümet gelirleri arasındaki ilişkiyi gösteren ekonomik bir kavram olan Laffer eğrisini tartışmaya başlıyor. O sıkıcı konuşmasına devam ederken, kamera ağzından salyalar akan, uyuyan bir öğrencinin yakın çekimine geçiyor.
Stein’ın "Ferris Bueller" filmindeki asıl görevi, filmin baş karakterinin okulda olmadığını göstermek. Bunu da bir başka unutulmaz sahnede yapıyor: "Bueller? … Bueller? … Bueller?" Aslında çok iyi eğitimli bir oyuncu olan Stein’ın başlangıçta sadece seslendirme yapması planlanmıştı. Ancak üslubu o kadar komik bulundu ki, Hughes onu filme dahil etti ve uyurgezer öğrencilere ders veren bir öğretmeni canlandırmasına karar verdi. Sahne için önceden yazılmış bir senaryo yoktu, bu yüzden Stein’dan bildiği bir şeyi anlatması istendi.
Susannah Gora, Brat Pack üzerine yazdığı 2010 tarihli kitabında, "You Couldn’t Ignore Me If You Tried" (Beni Görmezden Gelemezsiniz) adlı eserinde, "Stein, Büyük Buhran ve tarifelerin ekonomik politika üzerindeki etkileri hakkında ders verdi" diye yazıyor. Stein daha sonra bu günü hayatının en mutlu günü olarak nitelendirdi.
Peki, Başkan Trump’ın Stein’ın Smoot-Hawley dersinden çıkarabileceği bir ders var mı? Tarihçiler ve ekonomistler artık Smoot-Hawley Yasası’nın Başkan Hoover’ın amaçladığı gibi Amerikalılara yardımcı olmadığı konusunda hemfikir. Aksine, tarifeler küresel ekonomiyi daha derin bir krize sürükledi.
Ancak bu, Trump’ın yeni tarifelerinin Amerika’yı yeni bir buhrana sokacağı anlamına gelmiyor. Oxford Economics’te ABD Başekonomisti olan Ryan Sweet, "Günümüzdeki ekonomi, 1930’lara göre önemli ölçüde daha iyi durumda" diyor. En sevdiği filmlerden birine gönderme yaparak, "Tarifeler lise ilişkiniz gibidir," diye ekliyor. "Çok, çok karmaşıklar."
Yine de, bazı gözlemciler Trump’ın yeni tarife turunun benzer bir küresel ekonomik sıkıntı turuna yol açabileceği konusunda uyardı. Doğal olarak, bu hesapların çoğu Ben Stein’ı ve onun komada olan sınıfını hatırlatıyor.
Bu durum, tarihin tekerrür edip etmeyeceği sorusunu akıllara getiriyor. Smoot-Hawley Tarifesi’nin yol açtığı hatalardan ders çıkararak, küresel ticareti olumsuz etkileyebilecek tarife savaşlarından kaçınmak mümkün mü? Belki de "Ferris Bueller’ın Tatil Günü" filmindeki o unutulmaz sahne, ekonomistlerden politikacılara kadar herkese, tarihin derslerini hatırlatmak ve daha dikkatli kararlar almaya teşvik etmek için hala geçerli bir uyarı niteliği taşıyor.
Günümüzdeki küresel ticaretin karmaşıklığı ve ekonomilerin birbirine bağımlılığı göz önüne alındığında, tarife kararlarının sonuçlarını dikkatlice değerlendirmek ve küresel işbirliğini teşvik etmek her zamankinden daha önemli. Aksi takdirde, Ben Stein’ın filmdeki ifadesiyle, "İşe yaramadı ve Amerika Birleşik Devletleri Büyük Buhran’a daha da battı" cümlesi, gelecekteki ekonomi kitaplarında yer alabilir. Ve bu, hiç kimsenin görmek istemeyeceği bir şey.
Bu nedenle, tarife tartışmalarının ortasında, "Ferris Bueller’ın Tatil Günü" filmindeki o kısa ama etkili sahneyi hatırlamak, ekonomik politikalarda dikkatli olmanın ve tarihin derslerinden faydalanmanın önemini bir kez daha vurguluyor. Tıpkı Ferris’in okuldan kaçışı gibi, ekonomik kararlar da beklenmedik sonuçlar doğurabilir ve önemli olan, bu sonuçları önceden tahmin etmek ve en iyi şekilde yönetmektir.