Elon Musk’ın Twitter Üzerinden Britanya’ya ‘Saldırısı’: Siyasi Çalkantının Analizi
Elon Musk, Amerikan milyarderi ve teknoloji girişimcisi, Twitter üzerinden Britanya siyasetine müdahale ederek tartışmalara yol açtı. Musk’ın İşçi Partisi lideri ve mevcut Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’a yönelik eleştirileri, ülke siyasetinde gerginliklere neden oldu. Bu olay, Amerikan milyarderlerinin Britanya siyasetini etkileme çabalarını yeniden gündeme getirdi.
Musk, Starmer’ın başbakan seçilmesinden bu yana eleştirel bir tutum sergilemişti. Son tweet dizisinde, Kral Charles’ı parlamentoyu feshetmeye ve Starmer’ı görevden almaya çağırdı. Musk, Starmer hükümetini yolsuzlukla suçlayarak, ülkeye zarar verdiğini iddia etti. Bu iddialar, Britanya kamuoyunda tepkilere yol açtı.
Musk, bir kullanıcının "Kral’ın ülkenin güvenliği için parlamentoyu feshetmesi ve genel seçim çağrısı yapması gerektiğini kim düşünüyor? Kral geç olmadan harekete geçmeli!" şeklindeki paylaşımına "Evet" yanıtını verdi. Bu destek, Musk’ın Britanya siyasetine doğrudan müdahale ettiği şeklinde yorumlandı.
Tartışmalar bununla sınırlı kalmadı. Musk, çocuk istismarı çeteleri skandalını gündeme getirerek Starmer’ı çocuk tecavüzcülerine karşı yeterli önlem almamakla suçladı ve "Britanya’nın tecavüzüne ortak olmakla" itham etti. Bu iddialar, özellikle Kuzey İngiltere’deki "grooming gangs" olarak bilinen, çoğunlukla Güney Asyalı veya Britanyalı Pakistanlı kökenli kişilerden oluşan suç gruplarına yönelikti. Musk, bu hassas konuyu siyasi çıkarları için kullanmakla suçlandı.
Musk, ayrıca aşırı sağcı siyasi aktivist ve dolandırıcılıktan hüküm giymiş Tommy Robinson’a destek verdiğini açıkladı. Stephen Yaxley-Lennon adıyla da bilinen Robinson, İslam karşıtı görüşleriyle tanınıyor ve İslamofobi ile suçlanıyor. Musk’ın "Tommy Robinson’a özgürlük!" paylaşımı büyük tepki çekti. Robinson, İslamcı aşırılığa karşı lobi yapan İngiliz Savunma Birliği’nin kurucusuydu. Musk’ın Robinson’a desteği o kadar tartışmalı bulundu ki, Donald Trump’ın Britanyalı siyasi müttefikleri bile Musk’tan uzaklaştı. Bloomberg’in haberine göre, "İngiltere sağındaki kıdemli politikacılar," ABD Başkanı seçilen Trump’ın ekibine ulaşarak "aşırı sağcı aktivist Tommy Robinson’ı desteklememeleri" çağrısında bulundu.
Musk’ın Starmer’a karşı bu denli sert tutumunun nedenleri tam olarak bilinmiyor. Ancak bu durum, Starmer’ın liberal hükümetini itibarsızlaştırarak, yerine muhtemelen daha muhafazakar bir hükümetin gelmesini sağlamaya yönelik bir çaba olarak değerlendirilebilir. Musk, bu türden bir müdahalede bulunan ilk Amerikan milyarderi değil. ABD’li zenginlerin Britanya’yı sağcı bir distopyaya dönüştürme çabaları uzun süredir biliniyor.
Musk ve benzer düşüncedeki kişilerin Starmer’dan rahatsız olmasının bir nedeni, Starmer’ın yıllardır Amerikan sağıyla siyasi bağlantıları olmayan ilk Britanya başbakanı olması olabilir. 2019-2022 yılları arasında başbakanlık yapan Boris Johnson, Trump yanlısı kişilerle yakın ilişkiler kurmuş, kendisini bir liberteryen olarak tanımlamış ve büyük ölçüde Küresel Liberteryen Atlas Ağı’nın bir parçası olan Institute of Economic Affairs (IEA) tarafından şekillendirilen politikalar izlemişti. Atlas Ağı, bir Britanya vatandaşı tarafından kurulmuş olsa da ABD merkezli ve Heritage Foundation ve ALEC (Amerikan Yasama Değişim Konseyi) gibi çeşitli Amerikan kuruluşlarıyla bağlantıları bulunuyor. Başbakan olmadan önce Liz Truss, Heritage, Competitive Enterprise Institute ve ALEC gibi bir dizi sağcı ABD düşünce kuruluşuyla bir araya gelmişti. Truss, başbakan olduğunda, ekonomik politika gündeminin çoğu IEA tarafından geliştirilmişti. Truss, Britanya’nın sorunlarını milyarderlere yönelik büyük vergi indirimleriyle çözmeye çalıştığında (Trump’ın benimsediği bir çözüm), hükümetten hızla uzaklaştırıldı ve istifa etti. Başbakanlık görevinden ayrıldığından beri Trump’a hayranlık duymak dışında pek bir şey yapmadı. Truss ve Starmer arasında geçici başbakanlık yapan Rishi Sunak da Amerika ile yakın bağlara sahipti ve büyük ölçüde popüler olmayan "serbest piyasa" ve liberteryen politikalar uygulamaya çalıştı.
Batı ülkelerini muhafazakar kalelere dönüştürme çabaları, liberal hükümetlere olan güveni sarsmak için tasarlanmış propaganda çalışmalarıyla destekleniyor. Musk’ın Starmer’ın liberal hükümetine açıkça saldırdığı aynı zamanda, Britanya’nın kültürel ve ekonomik olarak sağa kaymasına destek veren birçok kuruluş ve güçle giderek daha fazla ittifak kurduğu da unutulmamalıdır.
Musk’ın, Trump’ın seçilmesine yardımcı olan, seçmenlerin kültürel ve ekonomik şikayetlerine dokunarak siyasi destek sağlayan bir mesaj gurusu olarak Steve Bannon’ın yerini aldığı söylenebilir. Bannon, 2016’da Trump’ın seçilmesine yardımcı olmanın yanı sıra, Amerikan tarzı yerliciliğin Britanya siyasi kültürüne getirilmesine de katkıda bulundu. Bannon, Musk’tan çok önce Tommy Robinson’ı desteklemişti. 2018 gibi erken bir tarihte, Bannon sağcı ajitatöre övgüler yağdırıyordu. Sızdırılan bir ses kaydında Bannon, "Tommy Robinson bu ülkenin omurgası. Tommy Robinson gibi adamları kaybederseniz, bir ülkeniz olmayacak," dediği duyuluyor. Geçtiğimiz yılın Şubat ayında Bannon, Maryland’deki Muhafazakar Siyasi Eylem Konferansı’nda (Liz Truss ile birlikte) Robinson’ı "kahraman" olarak nitelendirdi.
Bannon’ın sessizce yaptığı şeyleri Musk, alenen yapıyor. Musk, platformu X aracılığıyla, Starmer hükümetine olan kamuoyu güvenini sarsmak için tasarlanmış bir dizi sağcı komplo teorisi ve yanlış bilgiyi yaymayı başardı. Robinson yanlısı tweetlerinden ve parlamento ile sokak tecavüzleri hakkındaki yorumlarından önce Musk, Britanya’da ayaklanmalara yol açan bir bıçaklama olayı hakkında da yorumlar yaptı. Musk’ın yorumlarının ayaklanmaları daha da kötüleştirdiği belirtildi. Musk, ayrıca Starmer’ın görevden alınabilmesi için yeni seçimler çağrısında bulundu.
Musk’ın İngiltere’deki propaganda çabaları, ABD’de yürüttüğü çabalarla aynı gibi görünüyor. Bu çabalar, Amerikan siyasi sağının, ırksal ve ekonomik şikayetleri kullanarak alt ve orta sınıf nüfusu radikalleştirme ve onları zenginler tarafından tasarlanan ekonomik gündemlere yöneltme çabalarının bir devamı olarak görülebilir. Ancak, bu program ABD’de olduğundan Britanya’da o kadar başarılı olmayabilir.