Donna Kelce, Jason ve Travis Kelce’nin annesi olarak, lise öğrencilerine üniversite seçimleri konusunda önemli tavsiyelerde bulundu. Her iki oğlu da Cincinnati Üniversitesi’ne giden Donna Kelce, gençlerin memleketlerinden olabildiğince uzak bir üniversiteyi tercih etmeleri gerektiğini vurguladı. "Benim görüşüme göre, insanlar mümkün olduğunca uzağa gitmeli. Sürekli yanınızda olan insanlardan uzakta daha çok büyüdüğünüzü düşünüyorum," dedi Donna Kelce, yakın zamanda "New Heights" adlı programdaki bir konuşmasında.
Donna Kelce, aynı çevrede kalarak üniversiteye gitmenin kişisel gelişim açısından sınırlayıcı olabileceğine dikkat çekti. "Eğer aynı şeyi yapacaksanız, aynı arkadaşlarınızla aynı üniversiteye gidecekseniz, asla bir gelişim göstermeyeceksiniz. Asla kendi başınıza olamayacaksınız ve işleri kendi başınıza çözmeye çalışamayacaksınız. Her zaman tüm kararlarınızda size yardım edecek birileri olacak. Ancak üniversiteye gittiğinizde genellikle tamamen kendi başınasınız. Kimse yanınızda değil, sadece başarısız olursunuz ve sonra kazanırsınız, demek istediğimi anlıyorsunuz. Bazen küçük aksaklıklar olur, zorluklarla karşılaşırsınız ve bunların üstesinden gelmeniz gerekir," şeklinde konuştu.
Donna Kelce, üniversiteye gitmemeyi tercih edenlerin de evlerinden uzaklaşmalarını önerdi. "Bu yüzden üniversiteye giderken evde kalmanın veya yakınlarda olmanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum," dedi.
Travis Kelce ise üniversite seçim sürecinin bencil bir karar olması gerektiğini ve başkaları için değil, kişinin kendi geleceği için verilmesi gerektiğini belirtti. "Üniversite, kendiniz için vermeniz gereken bir karar. Hayatınızda izlemek istediğiniz kariyer veya yol için vermeniz gereken bencil bir karar," dedi Travis. "Kimse başkasını takip etmek için bir okula gitmemeli, Jason yüzünden Cincinnati’ye gitmem dışında. Bence kimse başkasını takip etmek için üniversiteye gitmemeli. Bence oraya, kendilerine en uygun olduğunu düşündükleri değerler için gitmeliler."
Jason Kelce de Travis’in düşüncelerine katılarak üniversite seçiminin tamamen öğrencinin kendisine ait bir karar olması gerektiğini vurguladı. "Üniversiteye öğrenmek ve diploma almak için gidersiniz, başkalarıyla birlikte olmak için değil. Üniversiteye gitme nedeniniz bu değil. Eğer bunu yapmak istiyorsanız üniversiteye gitmeyin ve o kişinin yaşadığı yerde yaşayın, üniversite seçme nedeniniz bu olmamalı," dedi Jason.
Ancak Jason ve Travis Kelce kardeşler, annelerinin tavsiyelerine uymadılar. Cleveland Heights, Ohio’da büyüdüler ve Cincinnati Üniversitesi’ne gittiler. Ohio’da kalmış olsalar da, Cleveland Heights ve Cincinnati, eyaletin zıt uçlarında yer alıyor ve birbirlerinden dört saatlik sürüş mesafesinde bulunuyor.
Donna Kelce’nin bu açıklamaları, üniversite seçimlerinin gençler için ne kadar önemli bir dönüm noktası olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Özellikle kişisel gelişim ve bağımsızlık kazanma açısından, memleketten uzaklaşmanın faydaları sıklıkla vurgulanıyor. Ancak, bu kararın tamamen bireysel tercihlere ve hedeflere bağlı olduğu da unutulmamalı.
Travis Kelce’nin "bencil karar" vurgusu, gençlerin başkalarının beklentileri veya etkileri altında kalmadan, kendi ilgi alanlarına ve kariyer hedeflerine en uygun olan üniversiteyi seçmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Jason Kelce’nin de belirttiği gibi, üniversiteye gitme amacı öncelikle öğrenmek ve bir diploma sahibi olmak olmalı, sosyal çevre veya başkalarıyla birlikte olmak değil.
Kelce kardeşlerin kendi hikayeleri de bu konuda ilginç bir örnek teşkil ediyor. Annelerinin tavsiyesine uymamalarına rağmen, Cincinnati Üniversitesi’nde başarılı birer öğrenci ve sporcu oldular. Bu durum, coğrafi konumun tek başına belirleyici bir faktör olmadığını, üniversitenin sunduğu imkanlar, eğitim kalitesi ve öğrencinin kendi motivasyonunun da önemli olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, üniversite seçimi, gençlerin hayatında kritik bir dönüm noktasıdır. Donna Kelce’nin uzaklaşma tavsiyesi, kişisel gelişim ve bağımsızlık kazanma açısından önemli bir bakış açısı sunarken, Travis ve Jason Kelce’nin vurguları, bu kararın tamamen bireysel tercihlere ve hedeflere bağlı olduğunu hatırlatıyor. Gençlerin, kendi ilgi alanlarına, kariyer hedeflerine ve kişisel gelişim ihtiyaçlarına en uygun olan üniversiteyi seçmeleri, başarılı bir geleceğe adım atmaları için büyük önem taşıyor. Bu süreçte, ailelerin ve eğitimcilerin gençlere rehberlik etmeleri, onların doğru kararlar vermelerine yardımcı olabilir. Ancak, son kararın her zaman öğrencinin kendisine ait olması gerektiği unutulmamalıdır.