DNC Başkan Yardımcısı Trump’ı "Punk" Olarak Niteledi, Yönetimi "Kitap Yakmakla" Suçladı
Demokratik Ulusal Komite (DNC) başkan yardımcısı Malcolm Kenyatta, Cumartesi günü Philadelphia dışında bir kalabalığı coşturarak Başkan Donald Trump’ı "punk" olarak nitelendirdi ve yönetimini hükümet web sitelerindeki içeriği değiştirerek modern zamanlarda kitap yakmakla suçladı.
Kenyatta, Levittown’da düzenlenen ve resmi olarak salıncak bölge temsilcisi Brian Fitzpatrick’i (R-Pa.) hedef alan bir belediye toplantısında, "Otoriterlerin ve sözde diktatörlerin ve Donald Trump gibi punkların bir stratejisi var," dedi.
"Bu stratejinin bir parçası olarak," diye devam etti Kenyatta, "ilk saldırdıkları şeylerden biri tarih. Biliyoruz ki eskiden kitapları alıp küçük bir yığına koyar ve yakarlardı. Şimdi federal web sitelerimizden bir şeyleri silmeye çalışıyorlar. Ancak etkisi aynı. Neyden yapıldığımızı unutmamızı istiyorlar," şeklinde konuştu. Bu sözleri, sol eğilimli "The Keystone" tarafından yayınlanan bir videoda yer aldı.
Trump’ın göreve gelmesinden bu yana, kurumlar DEI (Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık), iklim değişikliği ve cinsiyet ideolojisi ile ilgili içeriği değiştirdi veya kaldırdı.
Kenyatta, "Donald Trump, Amerikalıların karşılaştığı ilk zorba veya sözde otoriter değil. Bunu Pennsylvania’da biliyoruz. Krallarla iyi bir ilişkimiz yok," dedi ve Penn’s Woods’un Avrupalı otoriterlerden bıkmış olan Quaker’lar ve diğer dini sürgünler tarafından kurulduğunu hatırlattı. "Ben bir krala boyun eğmiyorum."
Kenyatta aynı zamanda Kuzey Philadelphia’nın Temple Üniversitesi bölgesinin eyalet temsilcisi ve Harrisburg’da görev yapan ilk açıkça eşcinsel ve siyahi kişi.
Kenyatta ayrıca, "Fitzpatrick gibi insanların" Trump’a karşı duracak "cesaret"ten yoksun olduğunu da ekledi.
Berks County’de (Reading ve Hamburg’u içeren) başka bir yakın tarihli etkinlikte Kenyatta, Newark, New Jersey Belediye Başkanı Ras Baraka’nın bir ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza) gözaltı merkezinde tutuklanmasına karşı çıktı. Kenyatta, "Huzur içinde protesto ediyordu ve seçmenleri ve komşuları için konuşuyordu. Bir ayaklanmayı kışkırtmıyordu… çünkü eğer öyle yapsaydı, ona Kabinede bir pozisyon teklif edebilirlerdi," dedi.
Kenyatta, Senatör John Fetterman’ın kazandığı 2022 Pennsylvania Senato ön seçiminde üçüncü olmuş ve 2024’te görevdeki Cumhuriyetçi Timothy DeFoor’a karşı denetçi genel müdürlüğü için başarısız bir şekilde yarışmıştı.
Beyaz Saray sözcüsü Harrison Fields Pazartesi günü Fox News Digital’e yaptığı açıklamada, Kenyatta’nın "radikal ve ciddiyetsiz tutumları nedeniyle Pennsylvania Senato ön seçiminde hezimete uğramış, adı sanı duyulmamış bir eyalet temsilcisi" olduğunu söyledi. Fields, "Demokrat Parti’nin ona verdiği önem, partinin kargaşasını ve radikal tabanını memnun etme arzusunu yansıtıyor," dedi.
Fox News Digital, yorum almak için Fitzpatrick’e ulaştı.
Kenyatta’nın açıklamaları, Demokrat Parti’nin Trump’ı ve politikalarını eleştirmek için kullandığı sert dilin bir örneği olarak görülüyor. "Punk" ifadesinin kullanılması ve Trump’ın yönetiminin eylemlerinin "kitap yakmaya" benzetilmesi, bazıları tarafından aşırı ve kışkırtıcı olarak değerlendirilebilir.
Kenyatta’nın sözleri, özellikle DEI, iklim değişikliği ve cinsiyet ideolojisi konularında Trump yönetiminin politikalarına yönelik eleştirileri de vurguluyor. Bu konular, Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti arasında önemli anlaşmazlık noktaları olmaya devam ediyor ve Kenyatta’nın açıklamaları bu tartışmaları daha da alevlendirebilir.
Fitzpatrick’in hedef alınması, 2024 seçimleri yaklaşırken Pennsylvania’daki rekabetçi siyasi ortamı yansıtıyor. Fitzpatrick, Trump’la sık sık ters düşen ılımlı bir Cumhuriyetçi olarak biliniyor, ancak yine de Cumhuriyetçi Parti içinde giderek daha fazla baskıyla karşı karşıya. Kenyatta’nın açıklamaları, Demokratların onu Trump’a yeterince karşı çıkmamakla suçlayarak bu baskıyı daha da artırmayı amaçladığını gösteriyor.
Beyaz Saray’ın Kenyatta’ya yönelik sert eleştirisi, Trump yönetiminin Demokrat Parti’nin eleştirilerine nasıl tepki verdiğini gösteriyor. "Adı sanı duyulmamış" ve "ciddiyetsiz" gibi ifadelerin kullanılması, yönetimin Kenyatta’yı ve onun gibi eleştirmenleri itibarsızlaştırmaya çalıştığını gösteriyor.
Sonuç olarak, Kenyatta’nın açıklamaları, Amerikan siyasetindeki derin bölünmeleri ve yaklaşan seçimlerde retoriğin nasıl daha da yoğunlaşabileceğini gösteriyor. Sert dilin kullanılması ve düşmanca suçlamalar, siyasi söylemi daha da kutuplaştırabilir ve ortak zemin bulmayı zorlaştırabilir.