Diz Ağrısı: Nedenleri, Önlenmesi ve Tedavisi
Profesyonel sporcular arasında diz yaralanması kadar korkulan az şey vardır. En iyi çabalarına rağmen, birçoğu ACL yırtıkları gibi yaralanmalarla ilişkili diz ağrısı yaşamış ve bir tür diz ameliyatı geçirmek zorunda kalmıştır. Tiger Woods, Tom Brady, Megan Rapinoe ve Dwyane Wade gibi isimler, bu durumu hepimiz için daha anlaşılır hale getiriyor. Utah, Salt Lake City’deki Intermountain Health’de ortopedi cerrahı olan Dr. Mike Holmstrom, diz problemlerinin yaşam boyunca herkesi etkileyebileceğini söylüyor. Bu yazıda, diz yaralanmaları ve rahatsızlıklarının nasıl diz ağrısına yol açabileceğini ve ortaya çıktıkça sorunların nasıl tedavi edilebileceğini ele alacağız.
Diz Ağrısının Nedenleri
Diz ağrısının birçok nedeni vardır ve bağ yaralanmaları listenin başında yer alır. Anterior cruciate ligament (ACL) yaralanmaları o kadar yaygındır ki, yılda yaklaşık 3.500 kişiden birinin bu yaralanmayı yaşadığı tahmin edilmektedir. Medial menisküs yırtıkları da diz ağrısının yaygın bir yaralanma kaynaklı nedenidir. Holmstrom, menisküsün kemiklerin uçları arasındaki bir yapı olduğunu ve yırtıldığında, bir tırnak batığı gibi, yakalanmaya ve ağrıya neden olabileceğini belirtiyor.
Tek seferlik yaralanmalardan daha yaygın bir diz sorunu kaynağı ise diz osteoartriti olarak bilinen dejeneratif bir eklem hastalığıdır. Mayo Clinic’te spor hekimliği uzmanı olan Dr. Matthew Anastasi, bunun diz ağrısının en yaygın nedeni olduğunu söylüyor. O kadar yaygındır ki, dizle ilgili çoğu röntgen, diz kemikleri arasındaki boşluğun bütünlüğünü değerlendirmek için çekilir, çünkü aralarındaki herhangi bir daralma osteoartritin meydana geldiğinin kanıtıdır.
Holmstrom, kıkırdak aşındığında, dizimizdeki yapıların gerektiği gibi işlev görmediğini, bunun da ağrıya neden olduğunu belirtiyor ve ağrının aslında vücudun belirli bir bölgedeki bir soruna dikkat çekme yoludur.
Columbia Üniversitesi’nde fizik tedavi ve rehabilitasyon profesörü olan Dr. Loren Fishman, diz osteoartritinin genellikle yaşlanmayla ilişkili olduğunu, çünkü onu geliştirme olasılığının zamanla arttığını ve 70 yaş ve üstü kişilerde %50’ye yaklaştığını söylüyor. Aşırı kilolu olmak da kıkırdağın aşınmasında önemli bir rol oynayabilir. Anastasi, aldığımız her kilonun dizlerimize ek olarak beş ila yedi kilo baskı uyguladığını açıklıyor.
Diğer faktörler de diz ağrısına katkıda bulunabilir. Anastasi, tendinitin de büyük bir sorun olduğunu ve tipik olarak CrossFit, koşu ve yürüyüş gibi tekrarlayan aktiviteler yapan kişilerde görüldüğünü söylüyor. Ayrıca, geçmişte bir yaralanma veya ameliyat öyküsü olan kişiler de gelecekte diz sorunları geliştirme riski daha yüksektir.
Önleme Yolları
İyi haber şu ki, diz yaralanmaları veya rahatsızlıkları ve bunlarla ilişkili diz ağrıları genellikle önlenebilir. Hedefe yönelik egzersizlerle çevreleyen kasları güçlendirmek yardımcı olabilir. Yeterli kemer desteği ve yastıklama sağlayan uygun ayakkabılar giymek de önemlidir. Çevreye dikkat etmek düşmeleri ve ilgili yaralanmaları önleyebilir ve iyi duruşu korumak diz üzerindeki baskıyı daha da azaltabilir.
Anastasi, kilonuzu iyi kontrol altında tutmanın da diz eklemine gereksiz stresi önemli ölçüde azalttığını tavsiye ediyor. Ayrıca, yeni bir egzersiz rutinine veya spora başlarken, her gün birkaç saat boyunca hemen başlamak yerine o belirli aktiviteye yavaş yavaş alışmayı öneriyor. Küçük bir yaralanmanın büyümesini önlemek için bir terslik hissettiğinizde dikkatli olmak da akıllıcadır.
Fishman, diz ağrınız olduğunda yapmanız gereken ilk şeyin o bacakla rahatlamak olduğunu tavsiye ediyor. Ağrının ne zaman başladığını düşünün ve neyin neden olduğunu anlamaya çalışın, ardından gelecekte o aktiviteye dikkatle yaklaşın veya tamamen uzak durun.
Tedavi Yöntemleri
En iyi çabalarınıza rağmen, diz yaralanmaları ve rahatsızlıkları yine de meydana gelebilir ve bunlarla ilişkili diz ağrısına neden olabilir. Bu ağrı oluştuğunda, Holmstrom, dizlik ile kompresyon, yükseltme ve buz ve ısı uygulama gibi temel tedavilerin iltihabı azaltmaya yardımcı olduğunun kanıtlandığını söylüyor. Ancak, büyük bir yaralanma varsa veya dizinize ağırlık veremiyorsanız, daha ciddi bir şeyin olup olmadığını kontrol ettirmek için bir uzmana başvurmalısınız. Bir uzman, sorunu doğru bir şekilde teşhis edebilir ve fizik tedavi, farmakolojik müdahaleler veya ameliyat gibi uygun tedaviler reçete edebilir.
Anastasi, bazen ibuprofen veya asetaminofen gibi reçetesiz satılan ilaçların da ağrılı alevlenmelere yardımcı olmak için önerildiğini, ancak bunları düzenli olarak almamayı tavsiye ettiğini, çünkü bunun kişinin genel sağlığı üzerinde zararlı yan etkileri olabileceğini söylüyor.
Sonuç olarak, diz ağrısı birçok nedenden kaynaklanabilir, ancak önleme ve uygun tedavi yöntemleriyle çoğu durumda yönetilebilir ve hatta önlenebilir. Yaşam tarzınızda yapacağınız basit değişiklikler ve bir uzmana danışarak alacağınız doğru tedavi ile diz ağrısının hayat kalitenizi düşürmesinin önüne geçebilirsiniz.